Kabin görevlilerine ruj ve oje kısıtlaması getiren THY, dünya gündeminde.
Kabin görevlilerinin kırmızı ve tonlarında rujlar kullanmasını kısıtlayan Türk Havayolları, gelen tepkiler üzerine geçtiğimiz Perşembe günü bir duyuru yayınlayarak konunun kamuoyuna bir ‘yasaklama’ olarak yansıtılıyor oluşunun hatalı olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Duyuruda renk kısıtlamasının gerekçesi olarak şu ifadelere yer verilmişti;
“Uçuş emniyeti ve müşteri memnuniyeti kapsamında marka algısının güçlendirilmesi”
“Genel kabul görmüş uygulamalara göre hizmet sektöründe çalışan personelin sade, bakımlı ve pastel tonlarda makyaj yapması tercih edilmektedir. Ortaklığımızın mevcut üniformasında yer almayan kırmızı, koyu pembe vb. renkte oje ve ruj da görsel bütünlüğü bozmaktadır. Kabin ekiplerinin yolcuya servis esnasında en çok göz önünde olan ellerinin ve yüzlerinin görünümü ayrı bir önem taşıdığı gibi doğal bir görüntünün iletişimde daha ılımlı ve ulaşılabilir bir etki yarattığı da tecrübe edilmiştir. Bu uygulamalar yönetim tasarrufu değil tersine uçuş emniyeti ve müşteri memnuniyeti kapsamında marka algısının güçlendirilmesi ve görsel bütünlüğün sağlanması için ilgili birimlerin yaptıkları çalışmaların sonucunda alınan kararlardır.”
Duyuruda değişikliğin müşteri talepleri doğrultusunda gerçekleştirildiği yönünde ifadelere yer verilmesi, ulusal tepkilerin yatıştırılmasına katkı sağlamadığı gibi, konuyu uluslararası medyanın da ilgisine açtı. Birçok uluslararası ana akım yayın organının konuyu sayfalarına taşıması ile birlikte THY’nin krizi de uluslararası bir boyut kazandı.
Konunun dünya gündemine taşınmasında Reuters’in ilettiği haber etkili oldu.
Haberde tartışmaların başlangıcına ve Türkiye’nin demografik yapısına değinen Reuters, ‘Gizli Ajanda’ alt başlığı altında konuyu geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan muhafazakâr üniforma tartışmaları ile ilişkilendirdi. Tartışmanın sosyal medya yansımalarına da değinen Reuters, geçtiğimiz yıl işlerine son verilen 300 THY çalışanından birisi olan eski kabin görevlisi Aslı Gökmen’in görüşlerini aktardı.
Mevcut çalışanların görüş vermekten kaçındıklarına vurgu yapan ajans, okurlarda yönetimin baskıcı bir tutum benimsediği izlenimi uyandırdı.
“Şimdiye kadar ruj yüzünden uçak düştüğünü hiç duymadım!”
Reuters’in haberini temel alan Guardian, AKP’nin İslamcı köklerine vurgu yaparak, THY’deki değişimin bir süredir devam ettiğine dikkat çekti. Kadınların başörtüsü ile çalışabilmelerinin önündeki engeli uzun süredir kaldıran THY’nin alkollü içki yasağı için zemin aramaya çalıştığına dikkat çekildi.
Haberde Ahmet Yerli isimli bir THY yolcusunun “Yasağı bir islamlaştırma işareti olarak görmüyorum, fakat yine de absürd buluyorum. Şimdiye kadar ruj yüzünden bir uçağın düştüğünü hiç duymadım” ifadelerine yer verildi.
Time’ın haberinde Reuters’a konuşan Hava-İş sendikası başkanı Atilay Ayçin’in görüşleri ön plana çıkarıldı. Haberde, kısıtlamanın açıkça bir politik hamle olduğunu söyleyen Ayçin’in “Bu yeni ilke tamamen Türk Havayolları yönetiminin şirketi politik ve ideolojik duruşları çerçevesinde şekillendirme isteklerinin bir göstergesi” ifadelerine yer verildi.
Los Angeles Times da haberinde, yakın zamanda basına sızan yeni üniforma çalışmalarına gönderme yaparak, yasaklama olarak nitelendirdiği yeni politikayı şirketin muhafazakârlaşan yapısı ile ilişkilendirdi.
Değişime karşı Türk kamuoyunun tepkisini haber yapan Telegraph, AFP’yi referans gösterdiği haberinde, ana muhalefet partisi CHP’nin Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in şu açıklamasına yer verdi; “Bu tutum bir sapkınlık girişimidir. Başka nasıl açıklanabilir ki?”
Telegraph ve Fox News tarafından yapılan haberleri kaynak göstererek olayı okurları ile paylaşan Huffington Post, konuya daha alaycı bir bakış kazandırdı. Site, ‘Bu görüntülere elveda öpücüğü ver Türk Havayolları’ başlığı ile aralarında Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor ve Audrey Hepburn gibi isimlerin de bulunduğu bir grup ünlü kadının kırmızı ruj ile çekilmiş fotoğraflarından oluşan bir galeri yayınladı.
Konuya geniş yer veren CNN, haberinde İstanbul’dan katkıda bulunan Gül Tüysüz’ün yorumlarını aktardı.
İnternet sitesinde yayınlanan video’da THY’nin, ülkede muhafazakâr iktidar yanlıları ile laik elit arasında yaşanan kültür savaşının arasında kaldığına işaret edildi. Haberde ruj ve oje yasağı, alkol yasağı girişimleri ve alternatif üniforma arayışlarıyla birlikte, bu kültürel gerilimin bir meyvesi olarak yansıtıldı.
THY son dönemde giriştiği sponsorluk faaliyetleri ve yüksek profilli pazarlama kampanyaları ile uluslararası pazardaki gücünü artırmayı hedefliyor. Bir yandan bu yeni pazarlama stratejisinin hedefleri için çalışırken diğer yandan iç çekişmelerle uğraşıyor olmak THY’nin hem ulusal hem de uluslararası imajına zarar veriyor.
Hızlı aksiyon alınmazsa, kazanımları tüm ülkeyi gururlandıran markanın karşı karşıya kaldığı bu olumsuz PR kampanyasının sonuçları uzun vadede daha sıkıcı sonuçlar doğurabilir gibi görünüyor.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.