Metaverse: Derebeylik mi ütopya mı?

Metaverse bugünün büyük teknoloji firmalarının büyük içerik firmalarıyla birleşerek oluşturacakları derebeylikleri, krallıklar mı olacak? Yoksa merkezsiz, daha güvenli ve adaletli, algoritmaları davranışsal yanlılıklarımızı sömüren değil onları dengeleyen bir yeni evren kurabilecek miyiz?

Metaverse: Derebeylik mi ütopya mı?

Geçen ay sevgili Berkant Avcı ile birlikte “Ne umduk ne bulduk” başlığı altında 2010’larda trend olarak görünen akımlara, teknolojilere retrospektif bir bakış attık. AR-VR bağlamında sanal âlemi anlamını yeni bulduklarımız kapsamında değerlendirdik. VR gözlük satışlarındaki büyük artışı da öncü gösterge olarak gördük.

Uzun zamandır sıçrama yapmasını beklediğimiz AR-VR dünyası bu sefer gerçekten hayatımızı değiştirmeye geliyor olabilir. Ama temkinli olmayı da unutmamamız lazım. Facebook’un adını Meta olarak değiştirmesi çok büyük ses getirdi ve domino efektiyle kripto dünyasından başlayarak daha geniş çevrelere “Metaverse geliyor” şiarı dalga dalga yayıldı. En son baktığımda televizyon programlarında metaverse tartışılıyor, siyasal partiler temsilcilikler açıyor, insanlar Bebek’te Etiler’de arazi “kapatıyorlardı”. Bu örnekler beklentilerin çok çabuk yükseldiğini ve ardında büyük hayal kırıklıkları yaratacak bir balon tehlikesinin önümüzde olduğunu gösteriyor gibi.

Beklenti ve tehlikeler

90’ların sonundaki dot-com balonunu benim gibi yaşı yetenler hatırlayacaklardır. Müthiş bir devrim geliyordu ve herkes bu yeni oyunda en önden yer kapmak için birbirini eziyordu. Ancak teknoloji ve onun tabana yayılması hayallerimiz kadar hızlı yükselmiyor. Gösterilen yüksek ilgi çoğu değersiz veya ütopik onlarca projenin/şirketin hak etmedikleri yatırımları almasıyla sonuçlandı ve sonuç büyük bir hüsran oldu –ki bunun bir sonraki 2008 krizinin de fitilini ateşlediği iddia edilir.

Bugünden baktığımızda o günlerde hayal ettiğimiz büyümenin içerik tüketiminden e-ticarete birçok alanda artık gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Ama bugünlere gelmemiz 20 yıl aldı ve o gün yatırım yapılan firmaların büyük bir çoğunluğu artık yok. Dolayısıyla beklentileri doğru yönetmemiz önemli.

Beklentilerin çok hızlı yükselmesinin yaratacağı balon ihtimalinin dışında ikinci bir tehlike daha var: Dot-com sonrası beklediğimiz dijital dönüşüm gerçekleşti ama hayal ettiğimiz çok merkezli hatta merkezsiz, eşitlikçi, gücü sıradan insana veren bir internet veya sosyal ağ yapılanması da oluşmadı.

Barabási’nin “ölçekten bağımsız ağ” kuramında öngörüp gösterdiği şekilde az sayıda büyük hub, bütün sanal evreni domine etti. Son 10 yılın parasal genişleme politikaları teknoloji devlerinin değerlerini gerçeküstü bir seviyeye çıkarttı. Bu devlerin bu güçle her inovasyonu satın alarak ilerleyeceklerini düşünürsek gelecek dönemde aşırı merkezî, bireylerin haklarının iyice budandığı, nereye baktığımızdan kan basıncımıza tüm verilerimizin toplandığı ve kullanıldığı bir gönüllü meta-tutsaklığa gidiyor olma ihtimalimiz hiç de düşük değil.

Tercih bizim

Önümüzdeki 10 yılın geleceği belirlemede çok önemli olacağını düşünüyorum. Var olan ve bozuk, dejenere olduğunu artık herkesin bildiği finans sistemine alternatif olarak çıkan merkezsiz kripto evreni kendi balonlarını üreten bir kumar dünyasına mı evrilecek, daha adil bir finansal iklim mi yaratacak?

Aynı şekilde metaverse bugünün büyük teknoloji firmalarının büyük içerik firmalarıyla birleşerek oluşturacakları derebeylikleri, krallıklar mı olacak? Yoksa merkezsiz, daha güvenli ve adaletli, algoritmaları davranışsal yanlılıklarımızı sömüren değil onları dengeleyen bir yeni evren kurabilecek miyiz? Tercih bizim, hepimizin.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.