#EvdeKal’dığımız bugünlerde rutinlerimizi yeniden keşfederken, kreatiflerin kapısını çaldık.
Bugünlerde düşünmek, harekete geçmek ve hatta sadece durmak için bile epey zamanımız var. Kabul edelim, evde kaldığımız bu süreçte kendimizle ve çevremizle ilgili çok şey keşfediyoruz. Yapamadıklarımızı yapabildiğimizi görüyor, bazı şeylerin kıymetini biliyoruz. Yabana atılmış potansiyeller ortaya çıktığı gibi, sosyal ilişkilerimize dair sorgulamalar yapıyoruz. Çocuklu aileler ise… Evet, o cephede işler biraz farklı yürüyor olabilir. Ancak belki de hepsinin ardında cevap aradığımız şey aynı: “Rutin nedir ki?”
Hal böyle olunca kreatiflerin ve tasarımcıların kapısını çaldık. “Evde olduğunuz sürede keşfettiğiniz 5 şey ne?” diye sorduk. İçimizdeki ekmekçilere, freelancer’lara, kitap kurtlarına ve savaş veren tüm ebeveynlere…
TBWA\Istanbul Tasarım Direktörü
1. Bu süreçte takip ettiğim yayınlardan bir alıntı: (Slavoj Zizek / Russian Times)
“Bu ‘çalışmanın’ arka planında ‘para kazanacağım’, ‘tatile gideceğim’ gibi motivasyonlar yok. Çünkü kimse bundan sonra parası olsa bile tatile gidip gidemeyeceğinden emin değil. Dünya algısı, başını sokacak bir evinin olması ve karnını doyuracak yemeğin olmasından ibaret hale geldi.”
Çok yakın geleceğin değerini keşfettim.
2. Evde olmaktan hiç sıkılmadığımı keşfettim. Evde olmak bir fırsat. İzolasyon hiç de fena değilmiş.
3. Sıkılmak ve üzülmenin bir lüks olduğunu yeniden keşfettim.
4. Yemek zamanlarımı ve yemeklerimi kendim planladığımda, hazırladığımda daha mutlu olduğumu keşfettim ama hazırlığın da günün ne kadarını aldığını fark ettim!
5. Eşyalarla bağım çok kuvvetli değildir. Buna rağmen evdeki nesnelerle olan gizli bağlarımı keşfettim, ayıklamalar yaptım. Evde eşyalarımızla sıkça bakıştığımız bugünlerde, bir eşyamla vesikamı paylaşıyorum.
Titrifikir Kurucu Ortak & CCO
1. Temizlik. Bence yeri viledayla silmenin tarifsiz bir hipnotik gücü var. Hastası oldum, daha da bırakmam.
2. Evde spor. Yani yıllardır salonlara verdiğimiz paralara acımadım değil. Gayet evde de çok konsantre bir şekilde spor yapılabiliyormuş.
3. Kütüphanemde duran, alıp da okuyamadığım kitapları tek tek okumak. Karantinamın 19’uncu günündeyim ve iki kitap bitirdim, üçüncü kitap olarak da Oblomov’a girmeye cesaret ettim.
4. İlk ızgara köftemi yapmış bulunuyorum. Bence son olmaz, fena yapmadım sanki.
5. Her gün balkonda hiçbir şey yapmadan 30 dakika duruyorum. Hiçbir şey yapmadan durmak, müthiş bir efor ve harika geliyor. Gerçekten hiçbir şey yapmamaktan bahsediyorum ama. Kolay değil yani, deneyin, bambaşka olacaksınız. O kadar alışmışız ki meşgul olmaya…
Rafineri Kurucu Ortak & Kreatif Direktör
1. Kendi adıma, dışarıya mecbur olduğum için çıkıyormuşum, evde kalmaya mecbur olmak beni zorlamıyormuş.
2. Ev insanıyla iş insanının kafası çok ayrıymış. Toplantının ortasında “ocakta yemeğim vardı” ânı yaşamak mesela.
3. Fransızca bilmeyen bir boomer olarak, kızıma Fransızca online eğitim vermek aşırı zormuş. Kendisi şu an yuva sondan terk.
4. Markete gitmek adrenalin içerebiliyormuş.
5. Beyazyakalıların performans değerlendirmesine ekşi mayalı ekmek pişirebilmek de eklenmiş.
Tasarımcı, Animasyon Sanatçısı
Karantinada yeni şeylerden çok, eski alışkanlıklarımı tekrar keşfediyorum. Biraz sıkıldığım, üşendiğim, zorlandığım hatta unuttuğum şeyler birden yepyeni keşiflere dönüştüler.
1. (Daha fazla) Nostalji: Kaykaylar, Legolar, uzaktan kumandalı arabalar, mekanik klavyeler, analog synth’ler… “Abartıyor muyum?” diyordum, şimdi el ele tutuştuk akıl sağlığımı koruyoruz.
2. Karantina bizde ata sporu!: Mesai saatleri dışında çalışmam gerektiğinde zaten evde devam ettiğim için, Kiraz’ın perendeleri ve Memo’nun kakaları arasında animasyon yapmaya alışığım. Bu cephede değişen bir şey olmadığını keşfettim, iyi geldi.
3. Ev temizliği en iyi meditasyon: Ya da Domestos kafa yapıyor. Buraya yazıyorum; bilgisayar başından kalkıp yerleri silmek karantinadan sonra da günlük rutinimin parçası olacak! Karate Kid!
4. Zaman: Eskiden “Çocuklar yokken ne çok zamanım varmış” derdim. Şimdi “karantinada değilken ne çok zamanım varmış” diyorum. Hep zamanımız varmış meğer.
Rabarba Ajans Başkan Yardımcısı & Kreatif Grup Başkanı
1. İş işte güzelmiş.
2. Komşularım çok yaratıcı insanlarmış.
3. Eşim epey yetenekli bir aşçıymış.
4. İnsanoğlu küçücükmüş.
5. Şükür ne güzel kelimeymiş.
Karbonat Kreatif Direktör
Öncelikle tüm meslek dostlarıma sağlıklı günler diliyorum. Umarım en kısa sürede ve en güçlü şekilde yeniden sahalara döneriz. Evde kaldığım sürede keşfettiğim ya da daha doğru ifade etmek gerekirse fark ettiğim birkaç şey var. Fark ettikten sonra da kendi kendime söylediğim bazı cümleler oldu. Bunları kısa notlar halinde aşağıya bırakıyorum.
1. Evde geçen nerdeyse her günün sonunda, “Evde 1 gün, 2 gün gibi geçiyor”.
2. Balkonu temizleyip son bi’ su döktükten sonra, “Balkondaki masanın ayağını ters monte etmişim”.
3. Zoom üzerinden yapılan birkaç toplantıdan sonra, “İnsanlar uzaktan çok daha doğal ve samimi”.
4. Dışarıdan yemek söylemeyi bırakıp mutfakta birkaç gün geçirdikten sonra, “Mutfak ne güzel bir yermiş”.
5. Her gün Bağdat Caddesi’nden karşıya Levent’e işe gidip gelmeyince, “Ajansı Anadolu Yakası’na mı taşısak?”
6. Kütüphaneye uğradığım her andan sonra, “Aa bu kitabı neden okumamışım ben!”
7. Kızımın online derslerdeki ilk gününden sonra, “Öğretmen olmak reklamcı olmaktan net daha zor”.
8. Uzun süre Survivor izledikten sonra, “İnsanlar bunu neden izliyor şimdi anladım. Müthiş kafa dağıtıyor!”
9. Evde telefonla konuşarak uzun süre yürüdükten sonra, “Acaba biraz yürüyüş yapmış oldum mu?”
10. Her gece yatağa girdikten hemen sonra, “Yarın her şey çok güzel olsun”.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
