Mesele imajsa gözler televizyonda

GroupM’in Consumer Trust in Digital Marketing araştırması, marka imajı konusunda televizyon reklamlarının dijitale oranla daha pozitif etki ettiğini ortaya koyuyor.

Mesele imajsa gözler televizyonda

GroupM, 23 ülkeden 14 bine yakın katılımcıyla gerçekleştirdiği ve katılımcıların dijital pazarlamaya ilişkin tutum ve davranışlarını ortaya koyan anketin sonuçlarını Consumer Trust in Digital Marketing başlıklı raporla yayınladı.

Dijital platformlardan kişisel veri güvenliğine uzanan bir yelpazede birçok ilginç sonuç ortaya koyan raporda, marka imajına dair de güçlü bir içgörü var. Sonuçlar, televizyon reklamlarının marka imajına olan pozitif etkisinin dijitaldeki reklamlara kıyasla daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Öyle ki televizyon reklamlarının bu konuda daha iyi sonuçlar verdiğini düşünenlerin oranı diğer grupta yer alan tüketicilerin iki katı.

Katılımcıların televizyon reklamlarına daha olumlu baktıkları da raporlanırken, dijital reklamları rahatsız edici bulanların oranının yüzde 37 seviyesinde olduğu görülüyor. Sonuçlara ilişkin değerlendirmelerde, bu verinin mutlak suretle dikkate alınması gerektiği ve pazarlama profesyonellerinin tüketicilere ulaşırken hangi platformları kullanacaklarını iyi seçmeleri ve tüketici verilerinin nasıl toplanıp değerlendirildiği konusunda da şeffaf olmaları gerektiği ifade ediliyor. GroupM’in Global CEO’su Christian Juhl durumu kısaca özetliyor: “Medya çarpıcı bir dönüşüm geçirdi. Bu yeni dönemde, tüketiciler adına reklamların daha iyi çalışabilmesi için sektörün işbirliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Pazarlama profesyonelleri olarak tüketiciler hakkında edindiğimiz bilgileri sorumlu ve şeffaf biçimde kullanmak da bizim sorumluluğumuzda.”

Uygunsuz içerikler ve kişisel veriler

Farklı platformlarda birçok kez yaşanan ve beraberinde dijital pazarlamaya ilişkin birçok yeni önlem ve uygulama getiren “uygunsuz içeriklerle yan yana yer alma” meselesi de raporun bulguları arasındaki önemli başlıklardan biri. Öyle ki katılımcıların yüzde 64’ü, reklamını uygunsuz bir içerikle beraber gördüğü markalar hakkında olumsuz fikirler edineceğini belirtiyor.

Uygunsuz içeriklerle karşılaşan tüketicilerin bu konuda kimin sorumlu olduğu konusundaki görüşleri ise net. Katılımcıların yüzde 75’i uygunsuz içeriklerin yayınlanmaması veya yayınlandıktan sonra kaldırılması konusunda sorumluluğu içeriklere ev sahipliği yapan platformlara veriyor. Marka yöneticilerinin mesajlarını iletecekleri platformu seçerken ince eleyip sık dokumaları gerektiği ortada.

Kişisel verilerin markalar tarafından kullanılma biçimi de netameli. Katılımcıların yüzde 60’ı, kişisel verilerini herhangi bir sebeple kullanan markaları tercih etmeye daha az meyilli olduklarını ifade ederken; yüzde 56’sı ise kişisel verilerinin kontrolünü daha fazla eline almak istiyor.

Bu 5 veriye bakmadan gitmeyin

  • Tüm dünyada tüketicilerin yüzde 60’ı teknolojinin hayatı daha iyi hale getirdiğini düşünüyor.
  • Tüketicilerin dijitale ilişkin en çok kaygı duydukları üç sorun sırasıyla sosyal medyadaki yalan haberler, sanal zorbalık ve online üzerinden insanları sömürmek/onlardan faydalanmak isteyen kişiler.
  • Tüketicilerin yüzde 61’i markalar herhangi bir sebeple kişisel verilerini kullanıyorsa o markayı kullanma niyetlerinin azaldığını ifade ediyor.
  • Tüketicilerin kişisel verileri hakkında kontrolü ele almak için en çok başvurdukları üç yöntem sırasıyla gizlilik ayarlarını değiştirmek, arama/tarayıcı geçmişini daha sık silmek ve daha az online paylaşım yapmak.
  • Tüketicilerin yalnızca yüzde 15’i verilerinin kullanımını markalara açmanın daha iyi hizmet getirdiğine inanıyor.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.