EAPC, siyasette rol alan kadın sayısının yetersizliğini sorguladı.
Dünyada trajik olayların yanı sıra, toplumsal cinsiyetin kanıksanmış ve “doğal” olduğu düşünülen rollerinin sarsıldığı gelişmeler yaşanıyor. Örneğin bu yıl Suudi Arabistan’da kadınlar ilk kez belediye seçimlerinde yer alacak; hem seçmen olarak hem de yerel adaylar olarak.
Demokratik ülkelerde, hatta demokratik olmayan bazı ülkelerde kadın siyasilerin sayısı gitgide artıyor. Bu gelişmelere rağmen değişmeyen beklentiler de söz konusu: Örneğin, kamuoyu nazarında bir erkekten daha güvenilir, daha adil, sosyal ve ekonomik konularda daha duyarlı olabilirsiniz. Bir erkekle karşılaştırıldığınızda daha çözüm odaklı, öncelikleri kolaylıkla belirleyebilen bir aday olduğunuza dair tüm şüpheleri elimine edebilirsiniz. Fakat seçim sürecinin sonunda parlamentonun çoğunluğunu ne yazık ki yine erkekler oluşturabilir.
Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği‘nin 20’nci yıl konferansının konuklarından Lake Research Strategies kurucusu, Hillary Clinton‘ın 2016 seçim yarışında en büyük strateji destekçilerinden biri ve ABD Kongresi’ne kazandırdığı pek çok kadın adayla adından sıkça söz ettiren Celinda Lake, bir kadın adayın tabi olduğu “halkın seni sevmesi için önce siyasette yetkin olduğunu kanıtlamak zorundasın” beklentisinin bir erkek adayda aranmadığını iddia ediyor ve bunu bazı istatistiklerle destekliyor. Lake’e göre bir kadın aday seçim yarışını kazanabilmek için ekonomiyi düzeltmek, işsizliği düzeltmek, tabiri caizse kanserin tedavisini bulmakla yükümlü. Hillary Clinton’ın kampanyasında görev alan Lake yine de fazlasıyla umutlu. Evli çiftlerde, eşinin oy vereceği adayı desteklemeyen kadın sayısı artıyor; kadınlar, ailesinin ve ülkesinin geleceğini belirleyecek adaylar konusunda etki altında kalmaktan günbegün kurtuluyor. Beyaz Saray’a yerleşecek bir kadın başkanın hem Clinton ailesi geleneğinde, hem ülkedeki gençlerin geleceğe bakışında, hem de ABD siyasetinin dünyanın geri kalanında algılanış biçiminde derin etkiler ve olumlu değişimler yaratacağı görüşünde.
Kadın seçmenler ekonomik göstergeler konusunda fazlasıyla duyarlı. Ancak bu ekonomi onlar için makro-ekonomik kapsamda ya da gayri safi milli hâsıla ile değil; hanelerine giren gelirle, buzdolabının dolabilmesiyle ve kişisel istihdam durumuyla ilgili. Bu seçmene hitap eden mesajlarsa geleneksel makro vaatler etrafında şekillenmektense, daha samimi ve ev içlerinde yaşanan sosyo-ekonomik durumları dikkate almalı. ABD ekonomisi dışarıdan fazlasıyla toparlanmış ve istikrarını kazanmış gibi duruyor ancak Lake’e bakılırsa bu ekonomi ülke sınırları içerisinde hala hassas durumda. Dolayısıyla Clinton’ın kampanyası son yıllarda ekonomik sorunların en çok hasar verdiği “aileler” mefhumu etrafında örgütleniyor.
Fotoğraflar: @selamiince ve @handeakmehmet
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.