Martha Stewart, Brand Week Istanbul’da lovemark olmanın sırlarını anlatacak.
Yalnızca ABD’de değil dünyanın pek çok yerinde kadınlar için bir referans noktası konumunda olan Martha Stewart, 4 Kasım günü Brand Week Istanbul‘da katılımcılarla buluşacak. Kişisel itibar yönetiminin gerçek mimarı Stewart, sunumunda lovemark olmanın sırlarını anlatacak.
Stewart, etkinlik öncesinde Hürriyet‘ten Ali Tufan Koç‘u sorularını yanıtladı.
Kitap çıktığı hafta, New York Times çok satanlara dördüncü sıradan girdi. İnanabiliyor musun? Öyle çok hesap kitap yaparsan inandırıcılığını yitirirsin. Önemli olan insanların hayatlarını gözlemlemen, ihtiyaçlarını sezmen. One Pot, benim 85’inci kitabım. 1982’den beri kitap çıkarıyorum. Her kitap, sadece iyi yemek, iyi ev yaşamı üzerine değil. Aynı zamanda değişen yaşam kültürünün yansıması gibi…
İstanbul’a gelince yapacağım ilk iş Mısır Çarşısı‘na gitmek olacak. Dünyada beni bu kadar heyecanlandıran sayılı yerlerden biri. Yemeğe, mutfağa meraklı birinin aklını kaçırmadan oradan çıkması mümkün değil!
Dört sene önceydi, rüya gibiydi!
Hepsi, en ince ayrıntısına kadar kayıt altında. Dokuz gün kaldım Türkiye’de. Programım için uzun bir çekim de yapmıştık gelmişken. Bodrum’a da gittik, Kapadokya’ya da… Türkler, misafir ağırlama meselesini sanata dönüştürmüş bir ırk. Caroline ve Mustafa Koç, Daphne ve Ferit Şahenk, Çiğdem Simavi… Hepsiyle çok güzel yemekler yedim. Şahane vakit geçirdik, iyi dost olduk.
Nereden başlamamı istersin? Antik çağlardan mı Osmanlı’dan mı? Büyükannem ve büyükbabam Kos’lu. Kendimi hep o bölgeye ait hissetim.
Yeni bir gelir modeli, yaşam biçimi bu. Çoğu oyuncu kariyerini devam ettirmek için bunları yapmak zorunda. Bu işi iyi kıvıran da var beceremeyen de…
Jessica Alba. “Honest Company” şirketiyle büyük işler başardı. Organik bebek kıyafetleri, kitapları… Şirketinden çıkan her ürün çok başarılı.
Uzun bir süredir öyle. Modanın, gastronominin, sanatın şık bir filtreden geçmiş, güzel bir şekilde paketlenmiş versiyonu bu.
Kimsenin kimseden farkı yok. Ne benim diğer ABD’li kadınlardan ne de onların dünyanın öbür ucundaki diğer kadınlardan. Türkiye’de başörtülü bir kadın ya da buralı, “New Yorker” bir kadın bedenini hangi kıyafetle örterse örtsün içindeki arzu hep aynı: Gururla göstereceği bir eve sahip olmak, eşine güzel bir yemek sunmak, organize bir hayata sahip olmak.
Ailenizin yakın dostlarını tanıyın, onlarla zaman geçirin. Anne, baba formundan çıkarıp insan olarak tanımanızı, sevmenizi, hatta arkadaş olmanızı sağlarlar.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.