Binden fazla şirket, tek hedef

2020’den beri hayatımızın parçası olan Covid-19 elbette markaların reklamcılık stratejilerine de yansıyor. “Zor zamanlardan geçiyoruz,” “Bu meselede birlikteyiz,” “Aynı gemideyiz” gibi sözlerin dillerden düşmediği bir sürecin ardından artık markaların odağı tüketicilerini aşı konusunda bilinçlendirmek. Her ne kadar aşıya erişebilen nüfusun büyük çoğunluğu aşı yaptırmış olsa da aşı karşıtı kitleyi de bu çoğunluğa katma çalışmaları sürüyor. Bu amaçta hayata geçirilen dikkat çekici bir kampanya da Almanya’dan geldi.

Almanya’da Deutsche Bahn, Puma, WWF, Vodafone, Aldi gibi binin üstünde ulusal ve uluslararası marka, kendileriyle özdeşleşmiş marka karakteristiklerini kullanarak herkesi aşı olmaya davet eden reklamlar yayınladı. #ZusammenGegenCorona (#KoronayaKarşıBeraber) kampanyası, markaların dikkat çekici jenerik özelliklerinin sosyal sorumluluk amacıyla kullanılmasını amaçlıyor. Kampanya, Ritter Sport’un klasik ambalajını aşı kartı (Impfstoff) olarak tasarladığı, Fridays For Future’ın logosunu “Impfen For Future” (Gelecek İçin Aşılanın) olarak güncellediği, McDonald’s’ın ise yıllardır kullandığı sloganını “Impfen, ich liebe es” (İşte bunu seviyorum: Aşılanmak) şeklinde değiştirdiği yaratıcı örneklere de sahne oluyor.

Almanya’da gözün alabildiği her noktaya ve mecraya yerleştirilen kampanya kimi eleştiri oklarının da hedefi konumunda. Kampanyayı olumlu karşılayan kesim markaların yaratıcılıklarını ve güçlerini kullanarak kritik bir meseleye dikkat çekmelerini takdir ederken; olumsuz karşılayan kesim binlerce markanın hep bir ağızdan “Aşı ol!” direktifi vermesini fazlasıyla dayatmacı buldu.

#ZusammenGegenCorona kampanyası, söz konusu sosyal sorumluluk olunca birbirine ezeli rakip olan markaların bile dayanışabileceğini gösteren bir örnek olmasına karşın agresif kampanya taktiklerinin kimi zaman yorucu ve zorlayıcı hissettirdiğini de kanıtlıyor.