Yeni bir nesil geliyor. Bu neslin estetik algısı, deneyim beklentisi ve müzik zevki bir önceki nesilden oldukça farklı. Haliyle bu nesli hedefleyen marka sahiplerinin yeni bir formül bulmaları gerekiyor.
İstanbul’un yeme içme hayatı hep bir devinim içinde. Bir mekânın aynı yerde, aynı konseptle beş yıldan fazla tutunabilme ihtimali çok düşük. Bizde yurtdışından gelen misafirleri ağırlamak için öyle uzun uzun hikâyesini anlatabileceğin, şefiyle senli benli olabileceğin, barmene “her zamankinden” diye işaret çakıp müdavim pozları verebileceğin mekân sayısı bir elin parmağını geçmez. Bu yüzden İstanbul başta olmak üzere Türkiye’deki metropollerde mekân işletmeciliği “yap, işlet, kapat” formülünün dışına pek çıkamaz.
Bir konsept belirir, o konseptle uyumlu mekânlar ani bir hızla çoğalır ve aynı hızla yok olur. Bu döngü, ekonominin seyrinden ve politik iklimden de bağımsızdır aslında. Şimdi biraz hafızanızı tazelemeye çalışın. Çok geriye gitmenize gerek yok. Edison ampullü, taş duvarlı, işlenmemiş ahşaptan masalarla dekore edilmiş kafeler gözünüzde canlandı değil mi? İşte o havalı kafeler, “hipster” akımının yaratıcısı Y’leri hedeflemek için açılmışlardı ve Y’ler çoluğa çocuğa karışıp beklentileri değişince bir bir kapılarına kilit vurdular.
Şimdi yeni bir nesil geliyor. Bu neslin estetik algısı, deneyim beklentisi ve müzik zevki bir önceki nesilden oldukça farklı. Haliyle bu nesli (yaş grubunu demek daha doğru olacak) hedefleyen marka sahiplerinin yeni bir formül bulmaları gerekiyor.
Rakamsal çoğunluğu ve harcama potansiyeliyle Z Nesli, kaçırmak istemeyeceğiniz bir tüketici grubu. Yaşam evresinde gençlik dönemine giren Z Nesli’nin ilk üyelerini kapıdan içeriye sokmak istiyorsanız, aşağıdaki formülü gözden geçirmenizde yarar var. Bu formül sadece tekil işletmeler için geçerli değil üstelik. Bir zincir restoran yönetiyorsanız ve markanızın hedefinde gençler varsa, bu bilgiler sizin için de faydalı olacaktır.
Hedef kitleniz Z Nesli üyelerinden oluşuyorsa, yaptığınız işten bağımsız bir şekilde, “Instagrammable” kavramını aklınızın bir köşesinde tutmanız gerekiyor. Zira herhangi bir tüketim nesnesinin (bu bir kafe, bir spor ayakkabısı ya da bir klip olabilir) keşfedildiği, tüketildiği ve kitlelere yayıldığı yegâne mecra Instagram. Hatta Instagram Hikâyeler! O yüzden mekânın iç ve dış tasarımının “Instagram Hikâyeler’de paylaşmaya değer” öğeler içermesi elzem.
Elinizi korkak alıştırmayın. Duvarları “Bu kız yapacağına inandı ve yaptı” tadında olumlama mesajlarıyla doldurun. Hatta birkaçını neon ışıklarla belirgin hale getirin. Instagram’da bol takipçili bir sokak sanatçısıyla anlaşın ve en büyük duvarı onun eseriyle süsleyin.
Tuvalet girişine ya da giriş/çıkış kapısına yakın bir lokasyona yerleştireceğiniz havalı bir ayna, Instagram’daki görünürlüğünüzü herhangi bir reklam desteğinden daha çok artırabilir. Yaşasın ayna selfie’si!
Bu aralar Bebek’in popüler Z mekânı olan Healthyish Cafe size bir fikir verebilir; her köşede, mekânın her bir metre karesinde binlerce Instagram Hikâyesi çıkaracak kadar malzeme var.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.