MediaCat

Atıştırmanın ‘bilinçli’ hali

Mondelēz International Avrupa Kurumsal ve Kamu İlişkileri Başkan Yardımcısı Massimiliano Di Domenico’yla atıştırmalık pazarında yükselen trendleri ve Türkiye pazarının marka açısından stratejik önemini masaya yatırdık.

Atıştırmanın ‘bilinçli’ hali

Bilinçli atıştırma yaklaşımıyla atıştırmalık ürünlerin tadının farkındalıkla çıkarılması gerektiğini savunuyor Mondelēz. Tüketiciyi haz-pişmanlık sarmalından kurtarmayı vaat eden bu yaklaşımı, kategori özelinde değişen tüketici beklentilerini ve Türkiye’nin şirketin büyüme stratejisindeki rolünü Mondelēz International Avrupa Kurumsal ve Kamu İlişkileri Başkan Yardımcısı Massimiliano Di Domenico’yla konuştuk.

Avrupa pazarında atıştırmalık ürünlere yönelik talep nasıl bir eğri izliyor? Tüketim alışkanlıklarında ne gibi trendler göze çarpıyor?

Atıştırmalıklara yönelik talebin yükseldiğini ve güçlü kalma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu gibi tespitleri yapabilmek adına tüketici içgörülerini oldukça ciddiye alıyor ve düzenli olarak anketler gerçekleştiriyoruz. Binlerce tüketicinin tercihlerine ışık tutan önemli çıktıları, her yıl yayımladığımız State of Snacking Report’ta bir araya getiriyoruz. Şirket olarak bu anketlerin çok faydasını görüyoruz çünkü pazarlama stratejilerimizi belirlememize, tüketicinin beklentilerini daha iyi karşılamamıza yardımcı oluyorlar. Bu yılın ana bulguları da atıştırmalık pazarındaki talep artışını doğruluyor.

Veriler, insanların hayatlarında atıştırmalıkların eşlik ettiği “küçük haz anları”na daha fazla yer verdiklerine işaret ediyor. Özellikle ilginç bulduğumuz noktalardan biri de atıştırmalıklara ilginin genç kuşakta çok daha yoğun olması. Bu bize geleceğe yönelik çalışmalarımız için iyi bir perspektif sunuyor.

Bir diğer anlamlı veri, tüketicilerin yüzde 64’ünün günde en az bir öğününün yerini atıştırmalıklarla doldurmaya başlamış olması. Bu, pandemi döneminde izlemeye başladığımız bir eğilimdi fakat kalıcı hale geldiğini söylemek artık mümkün görünüyor. Bu da atıştırmalık tüketiminin insanların beslenme alışkanlıklarının önemli bir parçası olduğunu ve olmaya devam edeceğini açıkça gösteriyor.

Öğün ikamesi olarak atıştırmalık tüketiminin yanı sıra tüketicilerin atıştırmalıkların besin değerlerine göz atma alışkanlığı geliştirdiği de göze çarpıyor. İkisi yakından ilişkili belki de. Mondelēz tüketicilerin yükselen sağlık bilincine nasıl yanıt veriyor?

Ürün içeriklerimiz konusunda şeffaf ve net olmayı çok önemsiyoruz. Tüketicilerin, bizim “bilinçli atıştırma” olarak tanımladığımız şeyi anlamalarına yardımcı olmaya, bu konuda iletişim yapmaya özen gösteriyoruz. Bilinçli atıştırma, haz anlarını atıştırmalıklarla taçlandırırken farkındalığı elden bırakmamak anlamına geliyor. İstediğimiz şey çok basit: Tüketicilerin bir parça atıştırmalığın tadını çıkarmaya karar verdiklerinde kendilerine “Bu atıştırmalığı neden şu an istiyorum”, “Bunu tüketmemin amacı nedir” gibi sorular sormaları. Bu farkındalığın, insanların kendilerine ayırdıkları özel anlardan ve ürünlerden aldıkları keyfi de artıracağına inanıyoruz.

Sözünü ettiğiniz rapor, sürdürülebilirliğe de geniş bir yer ayırıyor. Mondelēz’in bu başlıktaki yol haritasını ve sizi en çok heyecanlandıran birkaç adımını kısaca paylaşabilir misiniz?

Bu konuya ayrı bir parantez açtığınız için teşekkürler. Mondelēz olarak sürdürülebilirliği son derece ciddiye alıyoruz. Öyle ki, küresel stratejimizi üzerine inşa ettiğimiz üç sütuna (büyüme, uygulama ve kültür) dördüncü bir sütun olarak ekleyerek bu ilkeyi küresel stratejimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik.

Sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalarımızda öncelikli olarak en büyük etkiye sahip olduğumuz alanlara odaklanıyoruz. Bunlardan biri elbette içerik tedariki. Ürünlerimiz için tedarik ettiğimiz tüm bileşenlerin sorumlu bir şekilde elde edildiğinden emin olmak istiyoruz. Bunu sağlamak için hayata geçirdiğimiz önemli programlardan biri Cocoa Life. Adından da anlaşılabileceği üzere, çikolatalı ürünlerimizde kullanılan kakaonun kaynağına odaklanıyor. Bu kapsamda Gana, Brezilya ve Malezya gibi bölgelerde işbirliği içinde olduğumuz çiftçilerle dirsek teması halinde çalışıyor; onlarla deneyim, bilgi ve bilim paylaşımı yaparak tarım alanındaki yetkinliklerini geliştirmelerine yardımcı oluyoruz. Ayrıca yerel otoritelerle birlikte çocuk işçiliğinin önüne geçmek, bölgedeki çalışma koşullarını iyileştirmek üzerine de çalışmalar yapıyoruz. Bu tür işbirlikleriyle 200 binden fazla çiftçi ve ailesine dokunmayı başardık. Çikolata için ihtiyacımız olan kakaoyu da tamamen bu programlara dahil olan çiftçiler aracılığıyla sağlıyoruz.

Bisküvi türevi ürünlerimizde kullanılan buğdayın ise en büyük kısmını Harmony Project isimli farklı bir proje aracılığıyla elde ediyoruz. Fransa’da az sayıda çiftçiyle başlattığımız projenin etki ağı bugün Avrupa genelinde genişlemeye devam ediyor. Bu proje kapsamında da çiftçilerle çok yakın çalışıyor, sürdürülebilir tarım süreç ve prosedürlerini teşvik ediyoruz.

Öte yandan, bugün yüzde 97 olan geridönüştürülebilir ambalaj oranımızı 2025’e kadar yüzde 100’e çıkarmak istiyoruz. Bu, basit gibi görünse de çok iddialı bir hedef. Aradaki yüzde 3’lük dilim küçük gibi algılansa da her bir puanlık artış ciddi ölçüde yatırım ve üretim düzeyinde çok fazla karmaşıklığın doğru yönetimini gerektiriyor. Bunun yanı sıra 2050’ye kadar üretime dayalı karbon ayak izimizi dengelemeyi, kademeli olarak sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz.

Atıştırmalıklar üzerine konuşurken Z Kuşağı’ndan bahsetmemek olmaz. Gençlerle temas noktalarında ne tür yenilikler yapıyor Mondelēz?

Z Kuşağı mevcut ve potansiyel müşterilerimizin çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Z ve Y Kuşağı’nın yüzde 75’inin ürünlerimizin tüketimini artırdığını görüyoruz. Onlara ulaşmak adına sosyal medyayı oldukça aktif kullanıyoruz, bazı ülkelerde paketlerimizdeki karekodlarla onları etkileşime davet ediyoruz. Amacımız her zaman markalarımız, ürünlerimizin içerikleri ve kalitesi hakkında mümkün olduğunca fazla bilgiyi onlarla paylaşmak.

Mondelēz’in büyüme stratejisinde Türkiye’nin rolünü konuşarak bitirelim. Türkiye, şirket açısından stratejik olarak nasıl bir noktada konumlanıyor?

Türkiye -özellikle ihracat alanında- bizim için çok önemli bir pazar. Ülke genelindeki iki üretim tesisimizde yaklaşık bin 400 kişiye istihdam sağlıyoruz. Çikolata ve fırınlanmış atıştırmalıklar yoğun ilgi görse de en çok öne çıkan iki kategori sakız ve şeker. Türkiye’yi bu ziyaretimde sakız ve şeker üretimi yapan tesislerden birini ilk kez ziyaret etme şansı buldum ve açıkçası çok etkilendim. Yalnızca Türklerin nam saldığı özelliklerden biri olan misafirperverliklerinden değil, profesyonellikleri ve özverilerinden de. O tesisten başta ABD olmak üzere 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz hatta bazı ürünlerin tamamı ABD’ye gönderiliyor.

İlerleyen dönemde de odaklandığımız üç ana alan olan çikolata, bisküvi ve fırınlanmış atıştırmalıklar kategorilerinde büyümemizi sürdürmeyi; Türkiye’deki gibi çok güçlü olduğumuz sakız ve şeker kategorilerini ise desteklemeye devam etmeyi planlıyoruz.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.