MediaCat

Asosyal ağlar yeniden ayaklandı

Britanya’nın ana caddelerinde gerçekleşen yağmalama olaylarının markalı ürünlere yönelik olması, reklam ve pazarlama şirketlerini düşünmeye sevk etmiştir. Özellikle genç kitleye seslenen ve bu kitle tarafından ‘havalı’ olduğu için tercih edilen cep telefonu ve moda markalarına sahip şirketleri…

Asosyal ağlar yeniden ayaklandı

Londra’da ve genel olarak Britanya’da gerçekleşen ayaklanmalar sosyal medya için büyük bir tanıtım.

Aslında, bütün bir sene için aynısı söylenebilir.

Mısır ve Ortadoğu’daki birçok ülke sosyal iletişim ağlarının tetiklediği devrimlere sahne oldu. Batı dünyası, genel olarak bunun olumlu bir durum olduğu kanısına vardı. Ta ki, aynı olaylar Birleşik Krallık’ta gerçekleşene kadar. Beyazlara karşı girişilen ani şiddet olaylarının polis tarafından soruşturulduğu ABD’de de benzer bir tepki söz konusu.

Sosyal ağ ortamı belli bir etik üzerine kurulu değil. Bu ortamı, tuvalet kağıtlarının üzerine yazı karalamanın modern yaşamdaki karşılığı olarak düşünebiliriz. Duvarda paylaşılan yazıların suça teşvik etmesi ya da nefreti körüklemesi, nasıl bunların paylaşıldığı duvara ait bir suç değilse, aynı şekilde sosyal medyanın kendisi de bu konuda suçlu ilan edilemez. Sosyal ağlar sadece kullanıma açık araçlar olarak değerlendirilmelidir.

Belirleyici olan, bu araçları iyi ya da kötü amaçları için kullanan kişilerdir. Bu hep böyle olmuştur. Taş Devri’nde yaşayan insanlar kayaları birbirlerini öldürmek için olduğu kadar sanat adına da kullanmışlardır. Halklar olaylara dair farklı davranışlar geliştirmiştir.

Bu seneki ayaklanmaların ve isyanların işaret ettiği gerçek, sosyal medyanın güçlü bir etkiye sahip olduğudur.

MARKALI ÜRÜNLERE ‘HÜCUM!’

Britanya’nın ana caddelerinde gerçekleşen yağmalama olaylarının markalı ürünlere yönelik olması (ana cadde üzerindeki kitabevlerinin hiçbiri yağmalanmadı), reklam ve pazarlama şirketlerini düşünmeye sevk etmiştir. Özellikle genç kitleye seslenen ve bu kitle tarafından “havalı” olduğu için tercih edilen cep telefonu ve moda markalarına sahip şirketleri…

Adidas, küresel marka kampanyasını ertelemek zorunda kaldı. Levi’s, polis grubu karşısında direnen bir genç adamın görüntüsünün yer aldığı reklam kampanyasını huzursuzluğa neden olabileceği gerekçesiyle kaldırdı. Britanyalı Unilever ve O2 gibi reklamveren şirketler, kitle kaynaklı çalışmalara ilişkin stratejileri konusunda bir kere daha düşünmek zorunda kalacaklar.

İronik bir biçimde, sosyal medya polis açısından (olaylar başladıktan sonra), isyana karışanları yakalamak için de en önemli araç işlevini gördü. AFP’nin aktardığına göre, Flickr, otoriteler tarafından, mağazaları yağmalayanların görüntülerine ulaşıp şüphelileri tespit etmek için kullanılmış. Aynı zamanda, bloglara ev sahipliği yapan Tumblr adlı web sitesinde “Yağmacıları Yakala” başlıklı projeye benzer birtakım resmi olmayan, amatör projelere yer verilmiş. Site, ellerinde birçok elektronik eşya, giysi ve şişelerle mağazalardan sokağa fırlayan yağmacıların resimlerini içeriyor. Bu arada ziyaretçilerin, kimliklerini tespit ettikleri zanlıları Crimestoppers kuruluşuna bildirmeleri isteniyor.

Bu arada, yağmacıların yüzlerini teşhis edebilmek için, Londra’da kurulan “London Riots Facial Recognition” adlı bir Google grubu, Facebook’taki fotoğraf teşhisi uygulamasına benzer bir teknolojiden yararlanmış. Bunu yapmanın ne kadar yasal olduğunu bilmiyorum ama durum böyle.

Bunun dışında, bu yıkıcı hareket karşısında rahatlamamızı, neşelenmemizi sağlayan başka bir gelişme daha var. “Photoshoplooter” adındaki bir web sitesi dijital olarak üzerinde oynanmış, değiştirilmiş fotoğraflar içeriyor. Bu fotoğraflarda yağmacılar, ellerinde kılıç balığı, mısır gevreği kutuları, Justin Bieber hatırası gibi alakasız ve komik eşyalarla kaçarken görüntüleniyorlar. Bir diğer fotoğrafta, yağmacılarla polisler birlikte Twister oynarken görüntüleniyor. Başka birinde, yağmacılar dondurma almak için sırada beklerken görüntüleniyor. Ziyaretçiler, Tumblr’da benzer fotoğraf çalışmalarını yayınlamaları ve en iyi performanslarını sergilemeleri için teşvik ediliyor.

Bence, bu intikam almanın bir yolu. Benim de üzerinde durduğum nokta bu. Sosyal medya, gelecekte de acımasız bir şekilde kullanılacak çünkü insanın doğası bu.

Bu senenin başında, MediaCat dergisinin kapağı için “The UnSocial Network” adında bir tema seçtim, şirketleri tüketicilere karşı uyardım. Bu tüketiciler parmaklarının ucunda bulunan sosyal medya araçlarıyla öyle bir güce sahipler ki, kendilerini hayal kırıklığına uğramış hissettikleri anda markaları bir gecede alaşağı edebilirler.

Ve bir marka bir ülke kadar değerli olabilir.

 

 

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.