“Amacımız herkesin oynayabileceği oyunlar kurmak”

Platiniq ile Irak’a açılmaya hazırlanan KBA Works’ün kurucusu Evren Bingöl ile projenin detaylarını, ajansın çalışma felsefesini ve pandeminin sektöre çizdiği yeni güzergâhı konuştuk.

“Amacımız herkesin oynayabileceği oyunlar kurmak”

Oyuncu Evren Bingöl tarafından 2015 yılında kurulan 360 derece iletişim ajansı KBA Works, yeni teşebbüsü Platiniq ile şu sıralar yüzünü memleket sınırlarının ötesine çeviriyor. Yeni e-ticaret sitesine dair detayları, oyunculuk ile reklamcılık arasındaki geçişkenliği ve sektörün pandemiden çıkarması gereken dersleri Bingöl’den dinledik.

KBA Works olarak 2015 yılından bu yana markalara 360 derece iletişim hizmeti sunuyorsunuz. Kendine Bakma Akademisi’nin çalışma felsefesini nasıl tanımlarsınız?

KBA Works olarak zamanın, nefesin ve fikrin bedelinin olmadığını düşünüyoruz. Bu yüzden felsefemizi; içinde üretirken eğlendiğimiz, oyunlar oynadığımız ve oyunun sonunda da yeni oyunlara iştah duyacağımız bir çalışma ortamı olarak tanımladık.

İletişim alanında yapılan çalışmalar aslında kendiliğinden bir tarife bağlı ilerlemiyor; kişilere, kurumlara, gruplara göre değişkenlik gösteriyor. Bu nedenle iletişimi de tek taraflı, sadece empoze eden bir vizyon olarak tanımlamıyoruz. Amacımız herkesin oynayabileceği oyunlar kurmak. O zaman işte hepimiz aynı oyunun oyun kurucuları olabiliyoruz. Bu yüzden KBA Works olarak hiç müşterimiz yok, çok güzel oyun arkadaşlarımız var aslında.

Oyunculuk kariyerine sahip bir ajans başkanı olarak, iki sektör arasında ne gibi geçişkenlikler gözlemliyorsunuz? Sizce oyunculuk ile reklamcılığın benzeştiği ve ayrıştığı noktalar neler?

Shakespeare’in çok sevdiğim bir cümlesi var; “Baştan başa bir sahnedir yeryüzü”. Bu tarafından bakınca hayat ve yaptığımız her iş, oyunculukla kesişiyor. Her kurum her şirket ve her birey gibi biz de her gün yepyeni sahnelere çıkmak için uyanıyoruz. Seyirci karşısına çıkmak için provalar yapıyoruz. Her yaptığımız kampanyada sahici olmaya ve role hakkıyla bürünmeye çalışıyoruz.

Tiyatronun en önemli kişisi ışıkçıdır bence. Sen istediğin kadar iyi performans sergile, eğer ışıkçı ışığını açmadıysa performansın çöpe gider. Reklamcılığı da sahnenin ışıkçılarına benzetiyorum. Kurumların, bireylerin en iyi performanslarına, doğru anda doğru replikte, doğru yerde ışık tutmak bizi işimiz. Yani ışık, daha çok ışık…

Irak’ ta bir e-ticaret sitesi olan Platiniq ile başlayan yeni bir teşebbüsünüz var. Projenin ortaya çıkış hikâyesini ve gelecek dönem planlamasına dair detayları öğrenebilir miyiz?

Aslında bu yolculuk dünyanın dijital ekranlarda bir anda küçüldüğü pandemi dönemine denk geldi. Pazarlamanın ve iletişimin şekil değiştirmesini izlerken global pazarlarda da aksiyon planlarını inceliyorduk. Oradaki yatırımcılarımızın da büyük inancı ve desteğiyle bu girişimi başlattık. Irak ve oradan da tüm bölge coğrafyasına yayılacak bir e-ticaret sitesini yani Platiniq’i Ağustos ortası açacağız.

Pazar araştırma sonuçları bizi oldukça heyecanlandırıyor. Kültürleri buluşturacak bir pazarlama ve iletişim çalışması başlatacağımızı düşünüyoruz. Aslında projenin temelinde yine bir iletişim ve buluşturma var. Türkiye’yi, üreticiyi yepyeni pazarlarla ve coğrafyalarla tanıştırmak ve buluşturmak için sabırsızlanıyoruz. Umudumuzun ve hayalimizin başarıya dönüşmesini heyecanla bekliyoruz. Herkes Amerika’ya, Silikon Vadisi’ne, Avrupa’ya giderken birileri de tam tersi yöne gitmeli diye düşünerek bu adımı attık.

Geçtiğimiz bir buçuk yıllık süreç tüm sektörleri olduğu gibi reklam – pazarlama sektörünü de hayli etkiledi. Markaların ve ajansların gelecekte başarılı olmak için bugünden almaları gereken dersleri nasıl sıralarsınız?

Aslında hayat artık her birimize dersleri günlük, saatlik ve hatta dakikalık olarak veriyor. Bu dönemde belirsizlikle mücadele kaslarımız her sektörde olduğu gibi bizde de oldukça gelişti. Ben geleceğin iletişim ve pazarlama dünyasında sesin ve ses iletişiminin oldukça detaylı bir yer kaplayacağını düşünüyorum. Podcast’lerin, ses logolarının hatta Clubhouse’un başlangıç trendlerine baktığımızda, sese kulak vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Otomasyonun ve robot teknolojilerinin son hız ilerlediği bu dönemde ayrıca bizim elimizde kalan en temel olgunun da duygular olduğunu düşünüyorum. Duyguları yönetip yönlendirebilen, işin duygu boyutuna dijitalleşmeyle birlikte yatırım yapan ajansların kazanacağını ve gelişeceğini düşünüyorum.

Maalesef kaybetmeye başladığımız temel iki duygu olan merak ve hayret artık KBA Works için sır duygulardan iki tanesi. Meraklanmak ve merak uyandırmak, hayret etmek ve ettirmek için çalışıyoruz. Bir de tüm bunların yanında, her dakika bu kadar uyaran ile karşı karşıya kaldığımız bir yüzyılda, kişinin kendi olduğu ve biricik olduğunu tarif edebilecek her şeyin yakın zamanda oldukça etkili olacağını düşünüyorum.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.