MediaCat Lovemarks araştırması, 2025 edisyonunda da kendi başarı hikâyelerini yazan ve ‘Türkiye’nin En Sevileni’ unvanını hak eden markaları kutluyor. Bu yılın en ilham verici detayı ise liderlerle arayı kapatan ve kategorilerinde ezber bozan markaların yükselişi.
MediaCat ve Ipsos tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Lovemark’ları araştırmasıyla, 18’inci yılımızda bir kez daha Türkiye’nin en rekabetçi kategorilerinde tüketicinin kalp atışlarını ölçtük. 16 farklı kategoride yürütülen araştırmalar sonucunda gördük ki, 2025 yılında marka aşkı artık sadece bilinir olmakla ilgili değil -belirli kitlelerin hayatında anlamlı bir yer edinmek de büyük önem taşıyor. Tüketiciler her zamankinden daha seçici, daha bilinçli ve tüm göstergelerin işaret ettiği üzere daha az sadık. Özellikle gençlerin kalbini kazanmanın neredeyse tüm kategoriler için ortak bir meydan okuma olduğu görülüyor. Bu da çoğu pazarda ezberlerin bozulduğu ve dengelerin yeniden kurulduğu bir yıla işaret ediyor. Kategori geneli yerine belirli gruplara odaklanarak Lovemark endeks puanını yükseltmeyi başaran markaları bu değişimin başrolünde görmek mümkün.
2025 MediaCat Lovemark araştırması kapsamında Türkiye’yi temsil eden gruplara dört soru yönelttik:
■ “…” kategorisinde aklınıza gelen ilk markayı söyler misiniz?
■ Bu markayı kendinize ne derece yakın hissettiğinizi 1 ile 10 arasında değerlendirir misiniz?
■ Bu markanın beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı ne derece karşıladığını 1 ile 10 arasında değerlendirir misiniz?
■ “Bu marka en sevdiğim, asla vazgeçemeyeceğim bir markadır” ifadesine ne derece katılıyorsunuz?
Aldığımız cevaplarda gözümüze çarpan önemli bir detay, “memnuniyet” ile “duygusal bağlılık” arasındaki kritik farkın her zamankinden daha net çizgilerle birbirinden ayrılıyor oluşuydu. “Bir markadan memnun olmanız, onu çok sevip asla vazgeçemediğiniz anlamına gelir mi?” Araştırma sonuçlarına göre çoğu kategoride beklentileri karşılayan markalar, tüketicilerin vazgeçilmezleri arasına girmekte zorlanabiliyor. Sonuçları iyi analiz edebilen markaların, müşterilerinin hayatında nasıl daha anlamlı yerler edinebilecekleri konusunda yeni stratejiler geliştirmeye başlayacaklarına dair şüphemiz yok.
Türkiye’nin tüketim kültürüne dair derin bir analiz sunmayı hedefleyen MediaCat Lovemarks araştırması, Türkiye’de markalar arasındaki duygusal bağ yarışının çetin, yerleşik ve anlamlı geçtiği arenaları ortaya koymayı hedefliyor. Bir kategorideki markalar tüketicilerin hayatında yer edinmiş mi? Alışkanlıklarına dönüşmüş mü?
Örneğin, 2025’in araştırma başlıklarından biri olan Hazır Reçel kategorisi, bu yıl Lovemarks sayfalarımızda yer alamıyor. “Ev yapımı” kültürünün hâlâ çok baskın olduğu bu alanda, markalı ürünlerle kurulan bağ henüz tüm tüketici davranışını yansıtamıyor. Hazır reçel dendiğinde yüzde 63’ün aklına hiçbir marka gelmemesi bir yana, aynı puanla zirveyi paylaşan üç marka olması, bize bazı endüstrilerde hâlâ Lovemark boşlukları olduğunu hatırlatıyor.
MediaCat Lovemarks 2025 araştırmasının akabinde de her yıl olduğu gibi “Türkiye’nin en sevileni” seçilen markaların pazarlama yöneticilerine söz verdik. Farklı sektörlerden gelmelerine rağmen güçlü ortak noktalarda buluşan bu liderler, 2025 yılında Lovemark olmanın DNA’sını ortaya koyuyor.
Başarılarını sundukları ürünün veya hizmetin fonksiyonel özellikleriyle sınırlamayan liderlerin her biri, tüketicilerin hayatına dokunmanın önemine dikkat çekiyor. Ürün satmanın yeterli olmadığı bir dünyada, markaların tüketicilerinin “yol arkadaşı” olma isteğinin arttığına şahit oluyoruz. Bu bağı; “alışkanlıkların bir parçası olmak” veya “kaliteye olan bağlılık” ifadeleriyle güçlendiren yöneticiler, “güven” ve “istikrar” olgularının başarıyı getirdiği konusunda hemfikir.
Bu yıl öne çıkan bir başka tema ise tüm markaların topluma ve gezegene değer katmayı önceliklendirmesi. Sorumluluk üstlenmekten korkmayan lider markalar, sürdürülebilirlik ve toplumsal faydanın artık birer tercih değil, zorunluluk olduğunun farkında. Bu söylemler, sevdikleri markaların dünyayı daha iyi bir yer yapma konusunda aktif rol almasını isteyen tüketicilerin can kulağıyla dinlendiğini ve aksiyona geçildiğini gösteriyor.
Bunun yanı sıra her lider markanın teknolojiyi konumlandırma biçimindeki farklılıkları görmek, oldukça ilham verici. Teknolojiyi iş modellerinin ve gelecek vizyonunun merkezine koyan markalar olduğu kadar, doğallık ve insan deneyimini destekleyici bir yerde tutmayı tercih eden liderler olduğunu da görüyoruz.
Söz alan sadece pazarlama yöneticileri değildi. Bir markayı Lovemark yapan nedir? Eğer markaların bir kalbi ve beyni olsaydı, birbirlerine ne söylerlerdi? Bu sorunun cevabını ararken, bu yıl lider markalardan alışılmışın dışında bir şey istedik: Markalarının “Kalbi” ile “Aklı” arasında geçen bir diyalog. Gelen cevaplar, 2025’in Lovemark’larının başarısının sırrının bu iki unsur arasındaki kusursuz uyumda ve işbirliğinde yattığını gösteriyor. Kalp, bize aşktan, empatiden ve tüketicinin yanında olma arzusundan bahsederken, samimi ve duygusal bir dil kullanıyordu. Markaların Aklı ise tüm bu arzuları nasıl somutlaştırdığını anlatmayı tercih etti: Stratejiler, veriler, inovasyonlar ve teknolojilerle…
Neredeyse tüm pazarlarda dengelerin hiç olmadığı kadar değişmeye başladığı 2025 yılında lider kalabilmek, sadece en büyük veya en bilinir marka olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. MediaCat Lovemarks araştırmasında liderlik koltuğunda oturanların üç ortak özelliği var: Kategori standardı haline gelmeleri, güven mirasını iyi yönetebilmeleri ve stratejik konumlama konusundaki başarıları.
Cinsiyet ve demografi fark etmeksizin neredeyse tüm SES gruplarında yüksek puana ulaşan, rekor denilebilecek 54 Lovemark endeksiyle vazgeçilmezliğini kanıtlayan sahibinden.com veya özellikle genç, şehirli ve üst sosyoekonomik gruptaki tüketicilerde yakaladığı güçlü “zihin payı” ile skorunu her yıl istikrarla yükselten Yemeksepeti, kategorilerinin standardı/kendisi olmayı başaran örnekler. Özellikle kadınların kalbinde yer edinen, yıllardır liderliği bırakmayan Erikli; en yakın rakibi Bingo’nun hızlı yükselişine rağmen sadık kitlesi sayesinde lider kalmayı başaran Omo ve güvenilirlik, yerlilik ve servis ağı gibi temel beklentileri karşılarken derin duygusal bağlar da kurabilen Arçelik, nesillere yayılan güveni en iyi temsil eden markalar. Strateji konusunda güçlü markalar ise pazarın tamamını hedeflemelerine rağmen farklı profil gruplarının beklentilerini en iyi şekilde yönetenlerden çıkıyor: AB grubu için prestij, C1, C2 için güvenilirlik anlamına gelen Yudum veya bu yıl ilk kez sorgulanan Boğaz Pastili kategorisinde, özellikle erkek tüketici gruplarındaki başarılarına rağmen yüksek skor elde eden Strepsils gibi.
Her yıl olduğu gibi 2025’te de sadece yerleşik liderlerin gücünü değil, kategorilerin yükselen yıldızlarını da kutluyoruz. Yakaladıkları dikkate değer ivme ile kategorilerindeki dengeleri yeniden şekillendiren markaların başında, Shell geliyor. Uzun süredir Akaryakıt kategorisinin lideri konumundaki Opet’i yakından takip eden marka, bu yıl puanını 23’ten 27’ye çıkararak liderliği paylaşıyor. Tüketicisiyle derin duygusal bağ kurmayı başardığını gördüğümüz Shell’in erkeklerde ve 25-44 yaş grubundaki başarısı göz ardı edilemez. Kendine ait bir niş belirlemek, o nişin tüketicileriyle doğru duygusal bağı kurmak ve bu bağ sayesinde bir “seçenek” değil, “cevap” olmak, önümüzdeki dönemlerde markalara liderliği getirebilir. Bu strateji, kendi kategorilerinde erkek tüketicileri sahiplenerek yükselen Bingo, Hayat Su ve Biryağ’da da görülebilir.
Pazardaki boşluğu görmek (erkekler), liderin ana kitlesine (kadınlar) meydan okumak ve zayıflayan rakibin yarattığı fırsatı yakalamak… Bingo, Çamaşır Deterjanı kategorisinin bu yılki yıldızı. Uzun yıllar 6 puanla, lider Omo’yu ve ikinci Ariel’i takip eden Bingo, son iki yılda önce 13 sonra 16 puana ulaşarak ciddi bir rakibe dönüştü. 2025’te Ariel gibi istikrarlı bir markayı geride bırakarak ikinciliğe ulaşan Bingo, pazarda tek bir alana odaklanmak yerine farklı cephelerde aynı anda güçlenmeyi tercih etti. Çamaşır Deterjanı kategorisinde pek de göze batmayan erkek tüketici segmentini sahiplenen tüm alanlarda erkekler nezdinde liderliğe ulaşıyor. Kadınlardaki zihin payına sahip çıkmaya da devam eden Bingo, çift yönlü stratejisiyle kendine özgü bir alan yaratmayı başarıyor.
MediaCat Lovemarks araştırmasının son beş yılına baktığımızda, markaların kaderini belirleyen kritik bir demografik grup dikkat çekiyor; 25-44 yaş aralığı. Ne sadakat bağları henüz tam oluşmamış Z kuşağı kadar değişken, ne de alışkanlıkları kemikleşmiş 45 yaş üstü kadar öngörülebilir olan bu kitle adeta bir markanın zirveye oynayıp oynayamayacağına karar veriyor.
Nasıl ki Çamaşır Makinesi Deterjanı, Ambalajlı Su, Süpermarket, Bitkisel Yağ gibi daha “geleneksel” kategorilerde kadınların gücü göze çarpıyorsa, 25-44 yaş arası genç nesil de dijitale hükmediyor. E-Ticaret, Online Yemek Siparişi, Online Market gibi dijital ve yaşam tarzı odaklı kategorilerin liderleri, en yüksek zihin payı ve en derin sadakat bağını bu kitle ile inşa ediyor. Bu yaş grubu, bu platformları sadece kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi sosyal ve tüketim alışkanlıklarının merkezine yerleştirerek onları birer Lovemark haline getiriyor.
Geleneksel kategorilerde markaların en sadık kitlesi genellikle 45 yaş üzeri olsa da, bu sadakatin temellerinin atıldığı ve en güçlü şekilde test edildiği dönemin 25-44 yaş aralığı olduğunu görüyoruz. “Güvenilir aile markası” algısının nesilden nesle aktarıldığı bu kategorilerde aktif markalar, gençlerin ailelerinden devralmaya hazır oldukları marka sadakatini geliştirmeye odaklanırsa başarıyı yakalıyor. Dijital ekonominin motoru olan 25-44 arası tüketiciler, 2025 yılında bir markanın geleceğini anlamak isteyenlerin gözlem altında tutması gereken bir kitle.

Özge Sönmez, Ipsos Türkiye
Brand Health Tracking Bölüm Lideri
Bir sabah evinde kahvesini hazırlayan gençten, akşam yemeği için internetten sipariş veren bir aileye, iş dönüşü akaryakıt istasyonuna uğrayan beyaz yakalıdan yeni evini döşemek isteyen çifte… Hepimizin günlük hayatında farkında olmadan verdiğimiz sayısız marka tercihi var. Peki, neden bazı markalar yalnızca ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmayıp kalbimize de dokunuyor, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor? İşte MediaCat Lovemarks araştırması tam da bu sorunun cevabını arıyor.
Her yıl aynı sorunun peşindeyiz: Türkiye’nin kalbinde hangi markalar (y)atıyor? Bu sorunun cevabı, aslında yalnızca bir sıralama değil; tüketicilerin hayata hangi değerlerle baktığının, hangi markaları kendine yakın bulduğunun da bir göstergesi.
2025 sonuçları bir kez daha ortaya koyuyor ki, kalplerde yer edinmenin yolu empati ve güvenden geçiyor. Ipsos Global Trends’de de altını çizdiğimiz gibi, “empati açığı” markalar için en kritik meselelerden biri. İnsanlar belirsizlik ve hızlı dönüşümlerle dolu bir çağda, yalnızca işlevsel fayda değil, kendilerini anlayan ve yanlarında duran markaları arıyor. Güven ise bu bağın temelini oluşturuyor.
Bu yıl 16 kategoride incelediğimiz sonuçlarda, bazı markaların kalplerdeki güçlü konumlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Beyaz Eşya kategorisinde Arçelik, Ambalajlı Su’da Erikli, Şampuan’da Elidor, Çamaşır Makinesi Deterjanı’nda Omo, E-ticaret’te Trendyol ve Online Yemek Siparişi’nde Yemeksepeti bu tabloya örnek. Bu markaların ortak özelliği, yalnızca geçmişten gelen mirasları değil, aynı zamanda tüketici beklentilerini doğru okuyarak geleceğe yön verebilmeleri.
Öte yandan, yükselen oyuncuların yarattığı dinamizm de dikkat çekiyor. Çamaşır Makinesi Deterjanı’nda Bingo, güçlü bir ivmeyle Ariel’in önüne geçiyor. Beyaz Eşya’da Beko, özellikle gençlerin gözünde öne çıkarak ikinci sıraya yükseliyor. Akaryakıt’ta Shell, Opet’le arasındaki farkı kapatıp yanına geliyor. Kahvede Nescafé’nin liderliği sürse de, Kurukahveci Mehmet Efendi giderek daha fazla tüketicinin aklına ve kalbine hitap etmeye başlıyor. Bu örnekler, tüketicilerin beklenti ve önceliklerinin sürekli değiştiğini, markaların da bu değişime ayak uydurmak zorunda olduklarını gösteriyor.
Lovemark olmanın özü güvenle sınırlı değil; güvenin nasıl inşa edildiğiyle ilgili. Güven, markaların vaat ettiklerini tutarlılıkla yerine getirmeleriyle, tüketiciye her temas noktasında aynı deneyimi yaşatabilmeleriyle ve değerlerini şeffaf bir biçimde ortaya koymalarıyla oluşuyor. Empati ise bu güvenin tamamlayıcısı: tüketicinin sesini duymak, kaygılarını anlamak ve onların hayatına gerçek bir katkı sunmak. Yine Ipsos Global Trends raporunda yer alan “Tech-celeration” trendinde tarif edildiği gibi, teknolojinin ivme kazandırdığı bir dünyada asıl farkı yaratan şey, bu insani bağları sürdürebilmek.
2025 MediaCat Lovemarks araştırması bize şunu anlatıyor: Tüketicilerin kalbinde yer almak, bir kez kazanılıp bırakılacak bir unvan değil. Markalar, güveni tutarlı eylemlerle, empatiyi ise tüketicinin değişen ihtiyaçlarına yanıt vererek inşa ettiklerinde, yalnızca bugünün değil, yarının da sevilen markaları olacaklar.
Türkiye’nin Lovemark’ları 2025 araştırması MediaCat önderliğinde lpsos tarafından hayata geçirilmiştir. Araştırma 15-55 yaş aralığında, kadın-erkek oranı eşit, Türkiye temsili 2.000 kişinin katılımıyla bilgisayar destekli telefon görüşmeleri tekniği (CATI) yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Genel itibarıyla araştırmanın amacı, Türkiye’de rekabetin ve iletişim faaliyetlerinin yoğun olduğu veya merak konusu olan belirli kategorilerde hangi markanın “Lovemark” olduğunu tespit etmektir. Kategoriler, her yılın başında MediaCat önderliğinde tarafların görüşleriyle belirlenmektedir.
Sonuçlarda mevsimsellik etkisini azaltmak üzere araştırmanın veri toplama periyodu geniş tutulmaktadır. 16 kategorinin sorgulandığı araştırmaya bayram ve resmi tatillerde ara verilmiştir. 2016’da yenilenen Lovemark analiz yaklaşımında olduğu gibi bu yıl da markanın zihin payı, duygusal olarak yakınlık derecesi, beklenti ve ihtiyaçları karşılama düzeyi ile asla vazgeçilemeyecek kadar sevilip sevilmediği dikkate alınıp Yapısal Eşitlik Modeli (SEM) yaklaşımı kullanılarak hesaplama yapılmıştır.
Beyaz Eşya: Arçelik
Şampuan: Elidor
Ambalajlı Su: Erikli
Kredi Kartı: Garanti Bankası Bonus
Süpermarket: Migros
Kahve: Nescafé
Çamaşır Makinesi Deterjanı: OMO
Akaryakıt: Opet, Shell
Deodarant: Rexona
İlancılık: Sahibinden.com
Boğaz Pastili: Strepsils
Dondurulmuş Gıda: Superfresh
E-ticaret: Trendyol
Yatak: Yataş
Online Yemek Siparişi:Yemeksepeti
Ayçiçek Yağı: Yudum
Arçelik, 2025 yılında da Beyaz Eşya kategorisinin en güçlü Lovemark’ı olmayı sürdürüyor. İlk üç markanın değişmediğini gördüğümüz kategorinin zirvesinde 32 endeks puanıyla yer alan Arçelik’i, 16 endeksle Bosch ve 12 endeksle Beko takip ediyor. A SES grubundaki 25 yaş üstü kadınlar arasında gücü hissedilen Arçelik, “yakınlık” ve “asla vazgeçilemeyecek kadar sevilen marka” kriterlerinde de aynı gruplarda öne çıkıyor. Bosch, 16 puanlık stabil skoruyla ikinciliği sağlamlaştırırken, sadakatini özellikle erkek tüketicilerde yoğunlaştırıyor.
Yeni neslin yaşamına eşlik ediyoruz
AKIN GARZANLI / Beko, Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Dönüşen teknoloji ve artan seçeneklerle birlikte tüketicilerin beyaz eşyada aradığı değerler de evriliyor. Tüketiciler artık işlev ve özelliklerin yanında markaların kendilerine güven vermesini, topluma ve gezegene değer katmasını bekliyorlar. Yalnızca ürün satın almıyorlar, markalarla bir güven bağı da kurmak istiyorlar. “Aşk markası” olmanın ölçütleri de bu yönde şekilleniyor.
Bu sene 70’inci yıldönümünü kutlayan Arçelik markamız da farkını burada ortaya koyuyor: Üç kuşağın hayatına dokunan bir marka olarak ürünlerimizle evlerde artı değer yaratırken, kurduğumuz duygusal bağla tüketicilerin kalplerinde de yer ediniyoruz. Aramızdaki sadakat bağı; kaliteli, uzun ömürlü ve yenilikçi ürünlerimizin yanında Türkiye’nin dört bir yanındaki 3 bine yakın mağazayla sahada sunduğumuz yakınlık, 600’ü aşkın yetkili servisle sağladığımız istikrarlı satış sonrası hizmet güvencesi ve gezegene değer katan sürdürülebilirlik vizyonumuz sayesinde her gün daha da güçleniyor.
Arçelik’in 17 kez üst üste Lovemark seçilen tek marka olması, tüketicilerimizle kurduğumuz samimi bağı ve Arçelik’e duyulan güveni açık bir şekilde gösteriyor. Ve bizim için en değerli şey bu güvenin karşılığını verebilmek.
Ülkemizin birçok ilkini hayata geçiren marka olarak bugün akıllı ev teknolojilerimizle yeni neslin yaşamına eşlik ediyoruz. Yeni marka söylemimiz “Teknolojiyle Hayatın Kalbinde” de bir aşk markası olmanın sorumluluğunu ve yolculuğumuzun ruhunu yansıtıyor. Geçmişten aldığımız ilhamla gelecek için çalışmaya devam edeceğiz.
Şampuan kategorisinde Türkiye’nin “Lovemark”ı Elidor olarak öne çıkıyor. Elidor, gücünü özellikle kadınlar ve C2, DE SES gruplarındaki tüketicilerden alıyor. Markanın zihin payı ve endeks bileşenleri bu gruplarda oldukça yüksek seyrediyor. Tabloya göre Elidor, İstanbul’da ve 25-34 yaş grubunda da “vazgeçilmez marka” olarak kendini gösterirken diğer yanda Head & Shoulders ise tamamen zıt segmentlerde öne çıkıyor. Marka, erkekler ve alım gücü daha yüksek olan AB sosyo-ekonomik grubun pazar lideri olurken, İzmir’deki güçlü konumu da dikkat çekiyor.
NATALI KASAP / Unilever Beauty & Wellbeing CMO
Günümüzde en sevilen marka olmak, insanların hayatlarına yalnızca ürünle değil; vizyon, kültür ve ilhamla dokunmak anlamına geliyor. Bugün güzellik dünyasını yönlendiren trendler, yalnızca saç bakımını değil, yaşam biçimlerini de dönüştürüyor.
Biz Elidor’da, salon profesyonelliğini evlere taşıyarak erişilebilir kılarken; fonksiyonel aktif içerikleri saç bakımına uyarlayarak bilimi gündelik hayatın doğal bir parçası yapıyoruz. Türkiye’nin 1 numaralı saç bakım markası olarak değişen tüketici ihtiyaçlarını ve trendleri dikkate alarak marka kimliğimizi ve ürün portföyümüzü yeniliyoruz. Bu yenilenme ile birlikte saç bakımında daha kapsamlı, güçlü içeriklere sahip, fonksiyonel çözümler sunuyoruz. İnsanların aradığı faydayı kolayca bulmasını sağlayan yeni ambalajlar da bu dönüşümün bir parçası. Yenilenen Elidor, çok yönlü bir portföy ile her saç tipine hitap ediyor.
Öte yandan sosyal medyada Z Kuşağı’nın sadece takipçi değil, kültürün yaratıcısı olduğunun farkındayız; bu yüzden onlarla aynı dili konuşmakla kalmayıp, onların ürettikleri değerleri de sahipleniyoruz. Gücümüz, inovasyonla şeffaflığı, bilimsellikle ilhamı birleştirmemizden geliyor. İşte bu denge sayesinde Elidor, yalnızca en çok tercih edilen değil, kalplerde yer eden trend belirleyici bir marka olmayı sürdürüyor.
Erikli, 2025’te de birincilik koltuğundan inmiyor ve 22 endeks puanıyla Ambalajlı Su kategorisinin Lovemark’ı oluyor. Markanın başarısı, ikili bir SES profiline dayanıyor: Erikli, zihin payı ve prestijini özellikle AB grubunda güçlendirirken, en derin sadakat bağını C1, C2 ve hatta DE gruplarını kapsayan çok geniş bir tabanda kuruyor. 8 endeks puanıyla kategorinin ikincisi olan Hayat Su ise erkek tüketiciler nezdinde “Yakınlık”, “Beklentileri Karşılama” ve “Asla Vazgeçilmezlik” alanlarında liderlik gösteriyor.
GİZEM KARTAL SÜKAN /Nestlé Waters & Premium Beverages Pazarlama Direktörü
10’uncu kez Türkiye’nin en sevilen su markası seçilmek, Erikli için yalnızca bir ödül değil; tüketicilerimizin kalplerinde edindiğimiz yerin ve onlarla kurduğumuz güçlü bağın en değerli yansıması. Uludağ’ın zirvesinden gelen eşsiz lezzeti yıllardır aynı özenle şişeliyor, Erikli’nin kalite standartlarıyla tüketicilerimize ulaştırıyoruz. Pazar lideri olmamızın ardında, tüketicilerimize duyduğumuz saygı ile kaliteye olan bağlılığımız yatıyor.
2025 yılında da Lovemark olarak yolculuğumuza devam etmemizin, sektördeki liderliğimizin yanı sıra yıllardır benimsediğimiz değerlerin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Erikli için Lovemark olmak, her damlada doğanın eşsiz dengesini ve güzelliğini sunarken, doğal kaynaklarımızı korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmaya çalışma anlamına geliyor. “Korumamız Gerekli’’ inisiyatifimizle her adımımızı daha özenli ve bilinçli atıyor, sürdürülebilirliği uçtan uca tüm süreçlerimizin kalbine alıyoruz. Bu kapsamda ekosistem dengesini gözeterek, sürdürülebilir tarım uygulamalarına yatırım yapıyor, su kaynaklarının verimli kullanımını sağlıyor ve geridönüşüme uygun tasarlanmış ambalaj kullanımını artırıyoruz. Amacımız çevreye duyarlı bir değer zinciri oluşturmak. Çünkü en benzersiz deneyimlerin doğada olduğuna inanıyor ve onu korumak için sorumluluk alıyoruz. Tüketicilerimize her yudumda, doğadaki o eşsiz anların aslında “Bir Erikli Uzağında” olduğunu hissettirmeye özen gösteriyoruz. Bu yolculuk Erikli’yi hem bugünün hem de yarının markası yapıyor.
Kredi kartı pazarında liderlik yarışı, iki farklı stratejiyle şekilleniyor. Kategorinin en sevilen markası Bonus, genel sıralamadaki liderliğini korurken; Axess, belirli segmentlerdeki somut başarısıyla öne çıkıyor. Bonus, C1 sosyo-ekonomik grubunda ve Ankara’da “asla vazgeçilmez” olarak görülüyor. Bu durum, markanın yarattığı güçlü sadakati gösteriyor. Buna karşılık Axess, özellikle 25 yaş üstü kitlede çok daha güçlü bir performans sergiliyor.
ULAŞ ERDUR / Garanti BBVA, Ödeme Sistemleri Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
Bonus, önceki dönemlerde 9 kez üst üste “Türkiye’nin En Sevilen Kredi Kartı” seçilerek geçilmesi zor bir başarıya imza atmıştı. Kategoriye verilen aranın ardından bu yıl yeniden Lovemark seçilmemiz, aradan geçen zamanda tüketicilerle bağımızın hiç zayıflamadığını gösteriyor.
2025’te, 25’inci yaşını kutlayan Bonus, yalnızca bir kredi kartı değil; Türkiye’nin ödeme alışkanlıklarını dönüştüren ve kültürel hafızada yer edinen bir marka. “Türkiye’nin ilk harcadıkça kazandıran kredi kartı” olarak çıktığımız yolda peruğumuz, hafızalara kazınan reklam jingle’ımız ve reklam yüzlerimizle insanların günlük hayatına dokunmayı başardık. Bonus markası bir finansal ürünün ötesinde bir kültürel ikon haline geldi.
Bizi bugüne taşıyan yalnızca bu duygusal bağ değil: Türkiye’nin ilk çipli kartı, ilk temassız ödeme çözümü, ilk şeffaf ve çevreci kredi kartı, BonusFlaş ile ilk mobil cüzdanı, ilk biyometrik kredi kartı, ilk dinamik CVV kredi kartı derken her dönemin ihtiyacına önceden cevap veren marka olduk. Bugün 18 milyon kullanıcıya, sekiz bankayla birlikte yürüttüğümüz çok markalı yapımızla ulaşıyor, 600 bini aşkın işyerinde her gün milyonlarca işlem gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de her üç kredi kartı kullanıcısından birinin tercihiyiz.
Tüketiciyle kalıcı bağ kurabilen markalar, yalnızca tercih edilen değil, aynı zamanda sahiplenilen markalardır. Bir markayı sevilen markaya dönüştürmek için süreklilik, zihinlerde yer eden bir kimlik ve yenilikle beslemeniz gerekir. Bonus’un böylesine sevilmesi ve 10’uncu kez “Türkiye’nin En Sevilen Kredi Kartı” seçilmesi, ikinci 25 yılımıza daha büyük bir heyecanla başlamamızı sağlıyor.
Geçtiğimiz yıl, Online Market kategorisinde 21 endeks puanıyla gönüllerde yer edinen Migros bu yıl da Süpermarket kategorisinde açık ara farkla birinci sırayı alıyor. 28 endeksle birinci olan Migros’u BİM ve A101 takip ediyor.
Bu yıl zihin payında özellikle AB SES grubunda, endeks bileşenleri değerinde ise C2 SES grubunda daha güçlü olan Migros’un kadınlarla kurduğu bağ da, erkeklere nazaran daha güçlü görünüyor. Marka hem duygusal yakınlık hem beklenti ve ihtiyaçların karşılanması hem de asla vazgeçilemeyecek kadar sevilme boyutlarında İzmir’de C2 SES gurubunda, kadınlar arasında ön plana çıkıyor.
SİNEM SERDAR / Migros, Müşteri Deneyim Stratejileri ve Pazarlama İletişimi Direktörü
Migros olarak “Türkiye’nin En Sevilen Süpermarketi” seçilmek bizim için yalnızca büyük bir gurur değil, aynı zamanda değişen dünyanın beklentilerine doğru yanıt verdiğimizin de en büyük göstergesi.
2025’te “Lovemark” bir marka olmak; güvene ve alışkanlığa dayalı bağın ötesinde, hızla dönüşen yaşam tarzlarına, teknolojik gelişmelere ve toplumsal beklentilere akılcı çözümler sunabilmeyi de gerektiriyor. Tüketicinin yalnızca ihtiyaçlarını karşılamak değil, aynı zamanda değerlerini paylaşan bir marka olabilmek de önemli.
Biz, Migros’ta, sürdürülebilirlikten yerel üreticiye destek programlarına; 81 ilde taze balık ve binlerce ürünü milyonlarca haneye ulaştırmaya kadar uzanan güçlü bir ekosistem kuruyoruz.
Bir yandan yapay zekâ destekli veri analitiği, kişiselleştirilmiş deneyimler ve Migros ekosistemi ile alışverişi daha kolay, hızlı ve erişilebilir kılarken; diğer yandan sofralara kattığımız güven, tazelik ve samimiyetle kalplerdeki yerimizi koruyoruz.
Bu denge sayesinde Migros, aklın rasyonel kararlarıyla kalbin duygusal bağını aynı potada eritiyor; yalnızca bugünün değil, geleceğin de en sevilen markası olmak için ülkenin dört bir yanında çalışmalarına devam ediyor.
Kahve kategorisinin en sevilen markası 2025 yılında da yine NESCAFÉ oluyor. 23 endeks puanına sahip olan NESCAFÉ’yi 21 endeksle Kurukahveci Mehmet Efendi takip ederken üçüncü sırayı Kahve Dünyası alıyor.
“Zihin payı” erkeklerde, 15-24 yaş aralığında güçlü olan NESCAFÉ’nin, “duygusal yakınlık” ile “beklenti ve ihtiyaçları” karşılama gibi değerler sözkonusu olunca erkeklerden çok, kadınlara hitap ettiğini söylemek mümkün. “Asla vazgeçilemeyecek kadar sevilme” kriterinde kadınlar arasında daha fazla öne çıkan marka, Ortalama Değerler kriterinde İstanbul’da C2 ve DE SES grubunun; “zihin payı” kriterinde Ankara, İzmir ve diğer illerde C1, C2 ve DE SES grubunun kalbini kazanmış görünüyor.
UMUT TAVAŞOĞLU / Nestlé Türkiyeİçecekler İş Birimi Genel Müdürü
11’inci kez Türkiye’nin en sevilen kahve markası seçilmenin bizim için değişmeyen karşılığı: büyük bir gurur ve mutluluk. Biliyoruz ki yolculuğumuzun bizi getirdiği bu eşsiz başarının sırrı yalnızca lezzetli bir kahve sunmakta değil, aynı zamanda insanların kalbine dokunan deneyimler yaratabilmekte gizli… Diğer yandan dünyanın değişimiyle birlikte beklentiler de dönüşüyor ve elbette marka olarak biz de dönüşüyoruz. Tüketiciler artık sadece kaliteli ürün ya da hizmet beklemiyor; markaların şeffaflığa, güvene ve toplumsal sorumluluklara verdiği önemle şekillendirdiği kimliğini ortaya koymasını bekliyor. NESCAFÉ olarak, 40 yılı aşkın süredir milyonlarca insanın hayatına eşlik ederken bu beklentilerin izinde ilerliyoruz. Gençlerden ilham alıyor, dijitalleşmeyi işimizin merkezine koyuyor, sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk üstleniyoruz. Bizim için LoveMark olmak, her fincanın bir sohbet başlatması, her anın paylaşılabilir olması ve her yudumun geleceğe dair ilham vermesi demek… 2025’te kahve kategorisinde Lovemark olmak, bugünün beklentilerini karşılayan, yarının değerlerine yön veren bir marka olmayı ifade ediyor. Bu unvan, NESCAFÉ’nin kalplerdeki yerini ve doğru yolda olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
OMO, Çamaşır Makinesi Deterjanı kategorisinde, 21 endeks puanıyla bu yıl da birincilik koltuğunda oturuyor. Onu, 16 puanla geçen yıldan bu yana yükselen Bingo ve 13 puanla Ariel takip ediyor. 25 yaş üstü tüketiciler ve C1 ve C2 SES gruplarıyla; “Yakınlık”, “Beklentileri Karşılama” ve “Asla Vazgeçilemeyen Marka” gibi alanlarda kurduğu bağ ile oturmuş hanelerin ve tecrübeli tüketicinin güvenilir markası olma konumunu koruyor. OMO ile benzer “Zihin Payı”na ulaşan Bingo, kategorinin zayıf olduğu “erkek tüketici” gruplarında başarılı bir performans sergiliyor.
ELİF YILDIRIMCAN / Unilever Çamaşır Bakım Kategorisi, Pazarlama Direktörü
Çamaşır deterjanı kategorisinde en sevilen marka olmak, yalnızca temizlik performansı değil; aynı zamanda insanların hayatındaki gerçek ihtiyaçlara da çözüm bulmak demek. Güven ve sadakati pekiştirmek, inovasyonu sadece formüllerde değil, insanlarla kurduğumuz bağda da gösterebilmek demek.
Bugün Türkiye’de tüketicilerin yüzde 90’ı haftada en az bir kez kısa program kullanıyor.* OMO olarak bu içgörüden yola çıkarak patentli Fast Clean teknolojisiyle yalnızca 15 dakikada, ter gibi görünmeyen kirleri bile çıkaran OMO Express Fresh’i hayata geçirdik. Lansmanımızın ikinci ayında, total sıvı deterjan pazarında ciro bazında OMO liderliğe ulaşarak dikkat çekici bir performans sergiledi. Yüzde 35 tekrar satın alma oranı yakalayarak son beş yılın en hızlı güven kazanan ürünü oldu. **
Bu nedenle sevilen bir marka olmanın sırrının, yenilikçi çözümleri insanların günlük hayatına gerçek fayda sağlayacak şekilde sunabilme vizyonu olduğuna inanıyoruz. OMO Express Fresh, hızlı akan yaşam temposuna uyum sağlayarak insanların sevdiklerine daha çok zaman ayırmasına yardımcı oluyor. Kısa programda çocuğunun formasını gönül rahatlığıyla yıkayan anne de, spordan sonra ferahlığı hisseden genç de bu kolaylığın parçası. Kampanyamızda dünyanın en hızlı insanı olan Usain Bolt ile bir araya gelerek “Hız hiç bu kadar iyi olmamıştı” dedik. Onun rekor kıran hızıyla Express Fresh’in performansını buluşturduk.
* Toluna “Çamaşır Yıkama Alışkanlıkları 2023 Araştırması
**Ipsos Penetration & Repeat Rate Report MAT July’25
Shell, son yıllardaki en dikkat çekici yükselişlerden birini sergileyerek Lovemarks endeksindeki puanını 2025 yılında 23’ten 27’ye çıkarıyor ve Akaryakıt kategorisinin zirvesine Opet ile ortak oluyor. Bu başarı, markanın tüketiciyle kurduğu bağın niteliğini değiştirdiğini ve fonksiyonel memnuniyetin ötesinde derin bir duygusal ilişki inşa ettiğini gösteriyor. Marka, “beklentileri karşılama” konusunda Opet ile başa baş bir performans sergilerken, “vazgeçilmezlik” konusunda, özellikle C1 ve C2 SES kadın gruplarında gücünü artırıyor. Zihin payı, beklentileri karşılama ve yakın hissettirme konularında da erkekler arasında liderliği göğüslüyor.
Opet, birkaç yıldır tek başına oturduğu liderlik koltuğunu 2025 yılında, 27 endeks puanıyla Shell ile paylaşıyor. Zihin payında kadınlar arasında lider görünen Opet, özellikle 45-54 yaş grubundaki kişiler arasındaki güçlü bilinirliğini sürdürüyor. Akaryakıt istasyonlarının sundukları çeşitli hizmetler ile birer yaşam merkezine dönüştüğü bu yeni dönemde Opet, özellikle Ankara ve AB SES grubunda beklentileri karşılıyor. Tüketicilerin “beklenti ve ihtiyaçlarını karşılama” konusunda Shell, C2 grubunda yüksek performans gösterirken, kategorinin üçüncü markası Petrol Ofisi ise son iki yılda gösterdiği yükselişle dikkat çekiyor.
RIDVAN UÇAR / Opet, Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
Tüketicinin kalbinde konumlanmanın, sadece en iyi ürün ve iyi hizmet sunmakla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Değişen beklentiler ve dijital dönüşümle birlikte Lovemark olmak artık hız ve konfor sunmak kadar, toplumsal sorumluluk ve insana dokunan deneyimler yaratmakla da ilgili…
Biz OPET olarak dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanındaki yatırımlarımızla sektördeki liderliğimizi pekiştirirken müşteri memnuniyetinde fark yaratarak fayda merkezi odaklı geleceğin istasyonlarına giden yolu adım adım inşa ediyoruz. İstasyonlarımızı sadece yakıt sağladığımız noktalar olarak değil, çevreye duyarlı ve eşitlikçi iş modelleriyle fark yaratan yaşam alanları olarak tasarlıyoruz. Bu dönüşüm; markamızın müşteri ile kurduğu bağı daha da derinleştirirken müşterimizin bize duyduğu güveni güçlendiriyor, topluma değer katan bir ailenin üyesi olduğunu gönülden hissediyor.
Bizim için Lovemark; değişen dünyaya uyum sağlayan, insan, çevre odaklı ve güvenilir bir marka olarak yolculuğunu sürdürmek, toplumsal sorunlara çözüm üretmek için sorumluluk almak demek.
ÖZKAN ÖZYAVUZ / Shell & Turcas CMO
Shell Türkiye olarak 102 yıldır yürüdüğümüz bu yolda “Türkiye’nin en sevilen akaryakıt markası” seçilmenin gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu yol, emek ve özverinin takdirle buluştuğu bir yol. Başarının belli bir formülü yok belki ama olmazsa olmazları var. Bizim için bu hikâyenin olmazsa olmazı ise her gün bizi tercih eden milyonlarca misafirimiz.
Türkiye’nin Lovemark’ı olmak sadece bir ödül değil, kalplerde edindiğimiz yerin bir yansıması. Bu ödül bir markanın sadece bilinir, tercih edilir olması demek değil; sevgiyle anılması, hayatın içinde yer alması, alışkanlıkların bir parçası olması demek.
Shell olarak, bir akaryakıt istasyonunun çok ötesinde, müşterilerimizin her ihtiyacına çözümler sunan bir markaya dönüştük. Tertemiz tuvaletler, güler yüzlü hizmet, taptaze deli2go ürünleri ve lezzetli kahvelerle misafirlerimizin yolculuklarına değer kattık, onların yol arkadaşı olduk.
İçgörü, strateji ve yaratıcılığın harmanlamasıyla doğan İnsanların Shell’i iletişim platformumuzda gerçek hikâyelere yer vererek iletişim dilimizi daha samimi ve sıcak bir tona kavuşturduk.
İletişim, mesajı aktarmanın ötesine geçerek akıl ve kalbi aynı ritimde buluşturduğunda gerçek bir başarıya dönüşüyor. Bu yolculukta en çok çaba sarf ettiğimiz nokta, istasyonlarımızı akıl ve kalbin buluştuğu yerler haline dönüştürmek oldu. Misafirlerimizin sevgisine layık olmayı sürdürebilmek için her gün yeniden başlayarak daha da çok çaba sarf etmeye devam edeceğiz.
Deodorant pazarında Rexona ve Axe arasında belirgin bir rol paylaşımı görülüyor. Kategorinin genel “Lovemark”ı olan Rexona, bu unvanını özellikle kadın ve genç kullanıcılardaki gücüne borçlu. Marka, 15-24 yaş grubunda ve kadınlar arasında “vazgeçilmez” olarak tanımlanıyor. Veriler, Rexona’nın İstanbul’daki liderliğini de ortaya koyarken pazarın diğer tarafında ise erkek segmentinde liderlik Axe’ın elinde bulunuyor.
KEREM DIRAMCA / Rexona Personal Care Genel Müdürü
2025 yılında belki de son yıllarda yaşadığımız en zorlu piyasa koşullarını yaşadık. Ekonomik gelişmeler tüketicileri çok daha seçici hale getirdi. Piyasa şartları da tüketicilerin markalara karşı duyduğu duygusal bağı belki de hiç olmadığı kadar önemli kıldı. İşte bu yüzden, böyle zorlu bir senede tüketicilerimizden “Lovemark” ödülünü almak bizim için özel bir gurur ve mutluluk kaynağı.
Rexona’nın marka yolculuğunun temelinde iki önemli öğe var. Tüketicileri ve ihtiyaçlarını çok iyi anlamak ve bu doğrultuda piyasaya getirdiğimiz ürünler ve teknolojiler ile öncü olmak. Biz, 2025 gibi zorlu bir senede de aslında bunları en iyi şekilde yapmaya çalıştık. Marka yüzümüz Türkiye A Milli Futbol Takım Kaptanımız Hakan Çalhanoğlu’nu görmeye alıştığımız yeşil sahalardan çıkarıp günlük hayatta da göstermek de aslında bu strateji doğrultusunda yaptığımız bir kampanya oldu ve tüketicilerimizden son derece pozitif dönüşler aldı.
Lovemark ödülünü almanın verdiği gurur ile 2026’ya daha da motive ve heyecanlı şekilde çalışmaya devam ediyoruz. 2026 senesinde de içgörü temelli tasarlanmış birçok inovasyonumuz tüketicilerimiz ile buluşacak, piyasada şu an olmayan birçok yeniliği ilk kez tüketicilerimizle buluşturmanın gururunu yaşayacağız. Bu heyecanla çalışırken layık görüldüğümüz Lovemark unvanını korumak bizim için çok önemli.
54 Lovemarks skoruyla İlancılık kategorisiyle özdeşleşen sahibinden.com, platformun kullanıcılarıyla ne kadar derin ve vazgeçilmez bir bağ kurduğunu gösteriyor. “Yakınlık”, “beklentileri karşılama” ve “vazgeçilmezlik” açısından sahibinden.com cevabını veren C2 SES grubu, markanın en sadık kitlesi olarak öne çıkıyor. İlancılık kategorisinin en büyük potansiyeli, henüz bir marka tercihi olmayan yüzde 25’lik kitlede yatıyor. Kategoriyi oluşturan markaların en büyük sınavı, henüz kategoriye dahil olmamış veya bir markayla bağ kurmamış bu kararsız tüketici grubunun ilgisini ve sadakatini kazanmak olacak gibi görünüyor.
NAZIM ERDOĞAN / sahibinden.com, CMO
sahibinden.com olarak yalnızca bir ilan platformu değil, milyonlarca insanın kritik dönemeçlerinde yanında olan bir yol arkadaşıyız. İnsanları hayalleri ile buluşturan, ekonomiye katkı sağlayan, döngüsel ekonomiye hizmet eden, Milli Takım sponsorluklarıyla ülkesini destekleyen, Türkiye’nin en dinamik “network’ü olma hedefiyle çalışıyoruz. Her şeyin hızla değiştiği, rekabetin arttığı, tüketici kararlarını etkileyen faktörlerin çoğaldığı bu dönemde, değer önermesini istikrarla yerine getiren markaların ayrı bir yeri olduğuna inanıyor, iş planımızı bunun üzerine kuruyoruz. İşin sırrı, markanın insanların kalbinde nasıl konumlandığında gizli.
Lovemark’ın bugünkü anlamı, tüketicinin hayatına derinlemesine nüfuz edip gündelik bir parçası hâline gelebilmekte yatıyor. sahibinden.com olarak çoğu zaman kullanıcılarımızın alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre şekillenen, hatta onlar fark etmeden önce öngörebilen bir platform olduk, olmaya devam ediyoruz. Yapay zekâ destekli fotoğraftan araç tanımadan emlak kategorimiz için tasarladığımız sanal tura, sahideko’ya uzanan teknolojilerimizle beklentileri karşılıyoruz.
Dijital dünyada bireyselleşmenin arttığı bu dönemde Lovemark olmak, güçlü bir topluluk hissi yaratmaktan da geçiyor. Ekosistemimizde yalnızca alıcı ve satıcıları buluşturmuyor; ortak değerler etrafında birleşen bir kültür inşa ediyoruz. Sonuç olarak, 2025’te Lovemark olmak, teknolojinin ötesinde; insan odaklı, etik değerlere bağlı ve toplumsal fayda sağlayan bir marka olmayı gerektiriyor ve biz de bunun öncüsü olmaktan gurur duyuyoruz.
Bu yıl ilk kez, online olarak sorgulanan Boğaz Pastili kategorisinin kazananı, 18 endeks puanıyla Strepsils oluyor. 35 yaş ve üzeri tüketicilerin zihninde güçlü bir yer tutan Strepsils; “Yakınlık”, “Beklentileri Karşılama” ve “Asla Vazgeçilemeyen Marka” gibi tüm kritik metriklerde bu kitleyle çok derin bir bağ kuruyor. Kategorinin net ikincisi olan Ülker Pastil ise Strepsils’in erkeklerdeki gücüne karşılık özellikle 45 yaş üstü kadınlarla daha yakın bir ilişki kuruyor. Boğaz Pastili kategorisinin en belirgin özelliği, her iki markanın da 15-24 yaş aralığındaki genç tüketicilerle sadakat bağı kurmakta zorlandığını göstermesi.
NESLİHAN KAMA / Reckitt Türkiye Pazarlama Direktörü
2025’te Lovemark olmak, tüketiciyle kurduğumuz bağın yalnızca güçlü bir marka imajına değil, aynı zamanda somut değerler ve uzun vadeli güvene dayanması demek. Strepsils olarak, 50’den fazla ülkede milyonlarca kişi tarafından tercih edilen; dünya çapında 60 yılı, Türkiye’de ise 20 yılı aşan geçmişimizle tüketici ve eczacıların hayatına değer katıyoruz.
Özellikle 2020’den itibaren portföyümüzü Strepsils Herbal gibi bitkisel içerikli ürünlerle çeşitlendirdik. Bu sayede sezon boyunca iletişimimizi güçlendirerek kategorinin görünürlüğünü artırmayı ve hem tüketiciler hem de eczacılarımız için değer yaratmayı hedefledik. Tüketicilerin hayatlarına dokunarak onlara çözümlerimizi sunmak, bizim için Lovemark olmanın yeni anlamını ortaya koyuyor.
Bugün bir Lovemark olmanın özü, samimiyet ve akılcı stratejiyi bir arada yürütmek. Başarımız, dünya genelindeki deneyim ve bilgimizi birleştirerek tüketiciyi ve eczacılarımızı merkeze koymamızdan geliyor. Gelecekte de inovasyonlarımız, ürün çeşitliliğimiz ve iletişimimizle aynı amaçla ilerlemeye devam edeceğiz.
Dondurulmuş Gıda kategorisinde geçtiğimiz yıl 23 endeks puanıyla Türkiye’nin Lovemark’ı olan SuperFresh, bu yıl 7 puanlık bir artışla gönüllerde zirveye ulaşıyor. SuperFresh’in özellikle yüksek & orta sosyoekonomik grup ve gençlerde öne çıkan bir marka olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zira marka, bölge bazında İstanbul, Ankara, İzimir’de; AB, C1 ve C2 SES grubunun ve 15-24 yaş arasında ağırlıklı olarak kadınların zihninde daha çok pay alıyor.
SuperFresh’in yalnızca zihin payında öne çıkmakla kalmayıp, kadınlarla kurduğu duygusal bağın da son derece güçlü olduğunu söylemek mümkün. Duygusal boyutta C21, C2 ve DE SES grubunun ve kadınların yakın hissettiği marka, beklenti ve ihtiyaçları karşılama noktasında da aynı SES grubuna hitap ediyor görünüyor. Öte yandan SuperFresh, C2 SES grubu, 25-34 yaş arasındaki kadınlar için “Asla Vazgeçemeyecek kadar” sevilen marka.
GÜLIZAR ÖCAL DOĞAN / Besler, CMO
Lider markamız SuperFresh’in dondurulmuş gıda kategorisinde üst üste ikinci kez Lovemark seçilmesi, tercih edilen bir marka olmanın ötesinde, gönüllerde yer edindiğimizin güçlü bir göstergesi. Tüketicilerimizle yıllar içinde inşa ettiğimiz güçlü bağın, sevgi ve güven temelli ilişkinin en anlamlı yansımalarından biri.
Bugün milyonlarca hanede tercih ediliyor, dondurulmuş gıda denince akla biz geliyorsak, bunun nedeni lezzet ve çeşitlilik kadar her lokmada verdiğimiz güven hissi. Bizim için Lovemark olmak, güvenle yoğrulmuş, akla ve kalbe aynı anda hitap eden, samimi ve uzun soluklu bir yol arkadaşlığını ifade ediyor. SuperFresh, sabah kahvaltısından gece atıştırmalığına, iyi beslenme odaklı pratik öğünlerden geleneksel günlük alternatiflerine kadar uzanan 400’ü aşkın ürün çözümüyle yalnızca bir gıda markası değil; her ürünüyle yeni bir tat, keşif ve keyif sunan, tüketicilerinin hayatını kolaylaştıran bir yol arkadaşıdır.
Üretimden iletişime tüm süreçlerimizde güveni merkeze alıyoruz. Yenilikçi ürünlerimizin lezzetini ve besin değerlerini dondurarak korurken, tüketicilerimize “İçiniz rahat olsun” diyebilmeyi önemsiyoruz.
Toplumun ve doğanın ihtiyaçlarını da gözeterek, yalnızca ürün değil, değer üretiyoruz. Kadın çiftçileri destekliyor, sürdürülebilir tarımı sahipleniyor, israfın önlenmesine katkı sağlıyoruz. Herkesin markası olma hedefiyle BlindLook gibi inisiyatiflerde öncü markalar arasında yer alıyoruz. İletişimimizde samimiyeti ve toplumsal faydayı odağa alıyoruz. Bu sayede, topraktan tabağa uzanan yolculuğumuzda sadece bugünün değil, yarının sofralarını da düşünüyoruz.
SuperFresh’in Lovemark olması tesadüf değil; bu, güvene dayalı bir sevgi hikâyesi. Ve bu hikâyenin en güçlü ortağı, sofralarında bize yer açan tüketicilerimiz…
E-ticaret sektörüne yönelik pazar analizleri, Trendyol’un gönül payını istikrarlı bir şekilde artırdığını ve 2025 yılında da 55 seviyesine taşıyarak liderliğini güçlendirdiğini gösteriyor. Markanın bu rakamsal üstünlüğü, tüketici nezdinde kurduğu güçlü bağ ile paralellik arz ediyor; özellikle “beklenti ve ihtiyaçları karşılama” endeksindeki yüksek performansı bu durumu teyit ediyor. Detaylı veriler, bu başarının arkasındaki en önemli dinamiğin kadın tüketiciler olduğunu ve marka sadakatinin bu grupta “asla vazgeçilmez” olarak tanımlandığını ortaya koyuyor.
KUTAY KONAKÇI / Trendyol Grubu, CMO
Türkiye’nin lider e-ticaret platformu Trendyol olarak milyonlarca müşteriye ve on binlerce satıcıya hizmet veriyoruz. En büyük önceliğimiz, kullanıcılarımıza eksiksiz ve kusursuz bir e-ticaret deneyimi sunmak.
Bu yıl 5’inci kez Türkiye’nin “Lovemark”ı seçilmekten mutluluk duyuyoruz. Bizim için “Lovemark” olmak; milyonlarca insanın hayatının bir parçası haline gelmek, onların kalbinde yer almak anlamına geliyor. Bunu kullanıcılarımızla kurduğumuz güvenin, sadakatin ve sürekli gelişim anlayışımızın bir yansıması olarak görüyoruz. Türkiye’de en yüksek trafiği yaratan, en büyük alışveriş hacmine ulaşan, aynı zamanda yurtdışında da operasyonlarını sürdüren global bir pazaryeri olarak araştırma sonuçlarında her yıl beğeni puanlarımızı artırıyoruz. Müşteri geri bildirimlerini süreçlerimize entegre ederek hizmet kalitemizi sürekli iyileştiriyor, her adımda onların ihtiyaçlarını ve beklentilerini ön planda tutuyoruz.
Trendyol olarak milyonlarca kullanıcımızın hayatını kolaylaştıran, daha keyifli ve verimli hale getiren çözümler geliştiriyoruz. Kullanıcı deneyimini sürekli iyileştiren, kolay, hızlı ve kişiselleştirilmiş çözümlerimiz, alışverişi pratik olmanın ötesine taşıyarak sevilen bir marka olma konumumuzu güçlendiriyor.
Bizim için “Lovemark” olmak yalnızca tercih edilmek değil; kullanıcılarımızın hayatlarına değer katan, güven üzerine kurulu kalıcı bir bağ inşa etmek demek. Türkiye’nin gönlündeki marka olmaya, sevgi bağımızı güçlendirerek devam edeceğiz.
Yatak kategorisinde Türkiye’nin en sevilen markası, 33 endeks puanıyla Yataş oluyor. Yataş’ı 14 endeksle Bellona Yatak takip ederken üçüncü sıraya Bambi yerleşiyor.
Zihin payı, 25-34 yaş aralığında ve kadınlarda daha yüksek olan Yataş, C1, C2 ve DE ses grubundaki kadınlar için vazgeçilmez bir marka olmayı da başarmış durumda. Duygusal yakınlık ile beklenti ve ihtiyaçları karşılama boyutlarında da kadınların gönlünde hatırı sayılır bir yer ediniyor.
SELMİN GÜNDOĞDU / Yataş Bedding, Pazarlama Direktörü
Yataş Grup olarak Lovemark olmayı, tüketicilerimizin hayatının 3’te 1’ini uyuyarak geçirdiği gerçeğinden de yola çıkarak; eşsiz bir uyku deneyiminin ve uyku sağlığının da önemli bir parçası olabilmek olarak tanımlıyoruz. Müşterilerimizin markamıza duyduğu güven, bağlılık ve sevgi ile şekillenen bu bağ, hem yaptığımız işe anlam katıyor hem de daha iyisini sunmak için ilham veriyor. Lovemark olmak, bizim için bir statü değil; müşterimizi anlamak, ihtiyaçlarını ve yaşam deneyimlerini derinlemesine kavramak üzerine kurulu bir kültür. Bu anlamda, ürünlerimizde inovasyonu, tasarımı ve teknolojiyi birleştiriyor; kişiye özel konfor ve kusursuz bir uyku deneyimi sunuyoruz. Bu bütüncül yaklaşım, bizi her yıl
Yatak kategorisinin en sevilen markası yapıyor ve Lovemark olmanın gerçek anlamını yaşatıyor.
Yemeksepeti bu yıl da rakipleriyle arasındaki farkı açarak, 35 endeks puanıyla kategorinin Lovemark’ı olmaya devam ediyor; bu liderliğin temelini ise ezici zihin payı gücü oluşturuyor. Kategori ikincisi Getir, 2024 endeks puanını korurken; onu takip eden Trendyol 1 endeks puanı yükselerek 12’ye ulaşıyor. Yemeksepeti’nin en güçlü ve sadık kitlesini genç yaş grupları (15-24, 25-34, 35-44) ile AB ve C1 gibi üst SES grupları oluşturuyor. Marka, bu kitleyle sadece fonksiyonel bir ilişki kurmakla kalmıyor, aynı zamanda duygusal “yakınlık” ve “asla vazgeçilmez” olma algısını da bu gruplarda zirveye taşıyor.
SELİN SÜZER / Yemeksepeti, foodora, foodpanda Kıdemli Marka Direktörü
Bir markanın insanlar tarafından sevilmesinin, bir kampanyanın başarısından ya da iyi hazırlanmış bir sloganın etkisinden çok daha fazlası olduğuna inanıyorum. Bu, markanın kalplerde nasıl bir yer edindiği ile ilgili bir konu. Yemeksepeti olarak, 2025 yılında da “Türkiye’nin En Sevilen Online Yemek Siparişi Markası” seçilmek bizim için tarifsiz bir gurur. Bu başarının ardında ise sadece teknoloji, lojistik ya da kampanyalar değil; insanlara dokunma çabamız, onların hayatlarının bir parçası olma isteğimiz yatıyor.
Lovemark olmak; yalnızca siparişin dakikasında kapıya gelmesi değil, o yemeğin günün yoğunluğunu unutturan bir keyif anına dönüşmesi demek. Bugünün dünyasında, insanlar artık sadece “iyi hizmet” beklemiyor, değer gördüklerini, anlaşıldıklarını ve önemsendiklerini hissetmek istiyor. Lovemark olmak da işte tam burada anlam kazanıyor. Biz, kullanıcılarımızla kurduğumuz bağı, bir alışveriş ilişkisinden çok daha öteye taşımayı başardığımız için üç yıldır bu unvana layık görülüyoruz.
2025 itibarıyla Lovemark olmanın anlamı, bizim için daha da derinleşti: Bu bir sonuç değil, her gün yeniden kazanılması gereken bir güvenin, samimiyetin ve aidiyetin göstergesi. Sadece sipariş vermeyi değil, keyif veren bir hissi, bir deneyimi, bir gülümsemeyi de kapılarında bulmayı bekleyen milyonlarca insan için çalışmaya devam edeceğiz.
Bu başarıyı bize layık gören herkese sonsuz teşekkürler. Kalplerinizde yer edinmek, bizim için en büyük ödül.
Ayçiçek Yağı kategorisinin 2025 kazananı, 16 endeks puanıyla en yakın rakibinden iki kat yüksek endeks puanına ulaşan Yudum oluyor. “Zihin payı” olarak AB SES grubunda güçlü olduğu görülen Yudum, sadakatini daha çok C1, C2 gruplarında inşa ediyor. 8 puanla Yudum’u takip eden Biryağ ise; “Yakınlık”, “Beklentileri Karşılama” ve “Vazgeçilmezlik” gibi metriklerde C2 SES grubunda güçlü duruş sergiliyor. Üçüncü ve dördüncü sırada yer alan Komili ve Sole’nin ise özellikle Anadolu’da 35-44 yaş grubundaki tüketicilerde “zihin payı” sahibi oldukları görülüyor.
EZGİ NUR TAMDOĞAN / Savola Gıda Türkiye Pazarlama Direktörü
Dünyada ve Türkiye’de tüketicilerin ve tüketim alışkanlıklarının hızla değiştiğini gözlemliyoruz. Alışverişi ve harcamayı yönlendiren X kuşağının yerini bugün Millennial’lar aldı; çok yakın gelecekte ise Z kuşağı Türkiye’nin tüketim gücünü elinde tutacak. Yeni jenerasyonlar, farklı deneyimlere daha açık, daha az sadakat gösteren ve markalardan daha fazlasını talep eden bir alışkanlık sergiliyor.
Bununla birlikte tüketici-marka ilişkisi de dönüşüyor. Araştırmalar işin profesyoneli bizlere şunu gösteriyor; insanların yalnızca dörtte biri kullandıkları markaların kaybolmasından gerçek anlamda etkilenecek. Geri kalan çoğunluk kolayca alternatif bulabileceğini düşünüyor.
Benzer bir noktaya işaret eden farklı araştırmalar da mevcut: Yüzde 75 oranında marka, ertesi gün yok olsa kimse için bir kayıp olmayacak. Bu tablo, markaların sadece ürün sunarak varlığını sürdüremeyeceğini net olarak ortaya koyuyor. Markaların güçlü vaatler sunması ve tüketicilerin kalbine dokunması gerekiyor.
Tüketim alışkanlıklarının geçmişe oranla hızlı ve derin olarak değiştiği günümüzde, Yudum’un Ayçiçek Yağı kategorisinde “Lovemark” seçilmesi son derece kıymetli. Çünkü Lovemark olmak, değişen kuşaklara rağmen insanların hayatlarında anlamlı bir yer edinebilmek, onların güvenini ve sevgisini kazanabilmek demek.
Yudum’un başarısı, kaliteli ve lezzetli ürün sunmasının yanı sıra farklı kuşakların beklentilerine, ihtiyaçlarına yanıt vererek kalıcı bir bağ kurabilmesinde yatıyor.