Her yıl pazarlama iletişimine etki eden özgün trendlerin yayınlandığı The Future 100 raporunun 2020 edisyonu coronavirus pandemisinin etkileri ışığında güncellendi. İşte karşınızda The Future 100 2.0.20.
Wunderman Thompson Intelligence, coronavirus henüz Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi ilan edilmeden yayınladığı The Future 100 raporunu, yaşanan gelişmelerin ardından yeniden kaleme aldı. Ajansa göre, önceki raporda yer alan trendlerden 20’si geçerliliğini koruyup ivme kazanırken, dönemin etkileri beş yeni trendi daha hayatımıza dahil etti.
Tüketiciler ve markalar geleceğe umutla bakmak istiyor. Google Analytics verilerine göre ABD’de Nisan ayında Google üzerinden “iyi haberler” araması yapanların sayısı son beş yılın en yüksek oranına ulaşmış durumda. Coronavirus, bu bağlamda haber merkezlerinin odağını da değişime uğratıyor. The Guardian’dan Mark Rice-Oxley, konuya “Daha önce bu kadar optimizm ne yayınlandı ne de okundu” sözleriyle parmak basıyor.
Pandeminin kontrolünü zorlaştıran infodemiyle mücadele süreci, fact-checking sistemlerinin ve resmî kaynakların önemini artırıyor. Sosyal medya platformlarına, kullanıcıları DSÖ’nün ve diğer resmî kurumların onaylı hesaplarına yönlendiren butonlar ekleniyor. The Future 100’da siyasi bilgiler özelinde öngörülen bu durum, şimdiki gündem farklı olsa da doğruluğunu kanıtlamış durumda. Pandemi döneminde hayata geçirilen bu tip önlemler, teknoloji devlerinin asılsız bilgi akışını kontrol etmede daha büyük rol oynayacağı bir geleceğe işaret ediyor.
Yüksek hijyen standartları hayatımızın bir parçası olmaya devam ediyor. Hal böyle olunca insanlar, kendilerini mikrop, virüs ve diğer kirletici maddelerden korumaya yardımcı olacak tasarım ve hizmetlere yöneliyor. Markalar ve girişimcilerden yaratıcı çözümler gelmeye başladı bile: Akıllı hava filtreleme sistemleri, drone’la teslimat, seyahatlerde kullanılmak üzere tasarlanan izolasyon kitleri ve daha niceleri…
Karantina sürecinde fiziksel mekânlarda toplanmak mümkün olmayınca, sosyalleşmek için yüzümüzü dijital alanlara ve sosyal platformlara döndük. Hemen her mecrada videolu görüşme oranları kayda değer seviyelerde artış gösterdi. Bu durum şunu kanıtlıyor: Yeni nesil dijital alanlar, sosyal bağlantı ve topluluk katılımı için yeni bir çıkış noktası sunuyor.
Kişisel verilerin gizliliği, teknolojiyle her zamankinden çok haşır neşir olduğumuz karantina günlerinde yeniden gündemde. Veri gizliliği küresel pandemi karşısında önemsiz görünse de, uzmanlar konuyu ihmal etmemek gerektiği konusunda uyarıyor.
Seyahat sınırlamalarıyla birlikte doğanın âdeta yeniden hayat bulması, geleceğin turizminde daha bilinçli bir yaklaşımı beraberinde getirebilir. Turizmde normalleşme başladığında nasıl bir tutumla ilerleyeceklerini değerlendirme fırsatı bulan yetkililer, turistleri, korumak istedikleri kültüre ve çevreye zarar vermeden ağırlamanın alternatif yollarını gözden geçiriyor.
Tüm dünyayı aniden etkisi altına alan coronavirus, özellikle yüksek gelir grubuna mensup tüketicilerde felaket senaryolarına her daim hazırlıklı olmaları gerektiği algısı yarattı. Bu da potansiyel afetlere dayanıklı yeraltı sığınakları gibi alternatif mülk modellerinin önünü açtı.
Dijital yaratıcılığın deyim yerindeyse şaha kalktığı bir dönem geçiriyoruz. The Future 100’da da bahsedildiği üzere gençler, kendilerini Instagram, Snapchat ve TikTok gibi dijitalde yaratıcı ve artistik biçimlerde ifade etmelerine olanak sağlayan araçlarla kendilerine yeni bölgeler çiziyor. Dijital yaratım meşruiyet kazanmaya ve rafine hale gelmeye devam ederken, zaman içerisinde daha karmaşık teknikleri ve araçları da beraberinde getireceği bir gerçek.
Tüketiciler kendilerini anlayan, duyarlı markalar görmek istiyor. Bu durum, şirketlerin iş stratejilerini yeniden inşa ettikleri ve KSS’yi kâr hedeflerinin dahi önüne koydukları bir tablo ortaya çıkarıyor.
Pandeminin yol açtığı panik ortamı, tüketicilerde stoklama davranışı geliştirdi. Raf ömrü uzun, konserve gıdaların satışlarında yüzde 200’lere varan artışlar izlendi. Taze meyve ve sebzelerin yeri ayrı olsa da, tüketicilere rahatlık ve konfor sunan bu yiyecekler ilerleyen dönemde mutfaklarımıza daha çok girecek gibi görünüyor.
Salgın, gıda sisteminin dayanıklılığını nasıl artırabileceğimize dair düşünmemize vesile oldu ve çiftlikle çatal arasındaki mesafeyi kısalttı. Pandeminin başından bu yana, doğrudan çiftliklerden verilen siparişlerin oranı artış gösterdi. Bu durum, uzun vadede rejeneratif tarım ve gıda dağıtımının büyümesinin hızlandırabilir.
Hiper kişiselleştirme teknolojisi de artık sanitasyonu artırmak ve evde profesyonel düzeyde cilt bakımı yapmak için kullanılıyor. Güzellik uzmanları, sanal yüz bakımı ve dijital cilt danışmanlığı hizmetleri veriyor. Bu hizmetleri tamamlamak isteyen ve evde klinik sonuçlar peşinde koşan cilt bakımı meraklıları, profesyonel prosedürleri taklit eden ürünlere ve cihazlara yöneliyor.
Pandemi döneminde temel ihtiyaçların yeniden tanımlanması ve ekonomideki durgunluk insanları satınalma davranışına yönelmeden önce iki kez düşünür duruma getirdi. Bazı hükümetlerin karantinaya geçişi ekonomiye karşı sağlık şeklinde -ikisinden biri diğeri için feda edilmek zorundaymış gibi- çerçevelendirme biçimi, tüketici odaklı ekonominin sorgulanmasına neden oldu.
Tüketiciler için son dönemde niş zevkler değil, kolaylık ön planda. Fiziki müşteriden yoksun kalan restoranlarsa, toplulukları beslemenin yeni yollarını arıyor. ABD ve Avrupa genelinde değişen talepler doğrultusunda birçok restoran, butik gurme marketlere evrilmeye başladı. Bu yeni hibrit iş modeliyle restoranlar, müşterilerinin birçok ürüne aynı anda erişebildiği satış noktalarına dönüşüyor. Değişen tüketici ihtiyaçları ve restoran operasyonları geleceğin perakende modelini inşa ediyor olabilir.
Endüstri fark etmeksizin tüm şirketlerin ana gündem maddesi elbette sağlık. Şirketler, çalışanlarının ve müşterilerinin sağlığını korumak için yenilikçi ve önleyici stratejiler geliştirmeye devam ediyor. Bu doğrultuda sağlık ve hijyen uzmanları istihdam etmeye başlayanlar da olabilir. Yakın zamanda C-seviye roller arasında “Chief Health Officer”ları görmeye başlamamız olası.
Sosyal mesafeye imkân tanıyan mimari yapılar, bakteri tutmayan yüzeyler, kendini sterilize edebilen teknoloji ve malzemeler talep görecek. Dayanıklı toplulukların inşasında doğanın ve sürdürülebilirliğin oynadığı önemli rollere ilişkin artan bir anlayışla birlikte mimarlıkta hijyen ve temizliğe daha fazla odaklanılacak.
Wellness markaları da pandemi döneminde hizmetlerini dijital ortama taşımanın yeni yollarını keşfedenlerden. Paylaştıkları seriler ya da canlı yayınlarda nefes ve esneme egzersizlerinden yoga derslerine, evde hazırlanabilecek peeling’lerden uçucu yağ tariflerine kadar her şeyi bulmak mümkün.
Dünya genelinde yalnız ikâmet edenlerin bağımsızlık ve özgürlük hissi, karantina döneminde anksiyeteye dönüşme tehlikesi taşıyor. Markalar, kişilerarası etkileşimi destekleyen ve kolaylaştıran araçlar geliştiriyor, var olan sohbet ve flört uygulamalarıysa kendilerini yeni ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden yapılandırıyor.
Artık başkalarının dokunduğu herhangi bir nesneye dokunmak istemiyoruz. Mobil ve temassız ödeme sistemleri, pandemi döneminde önceden direnç gösteren ülkelerde bile büyük bir hızla benimsenmiş durumda.
Bugünün gençleri ve genç yetişkinleri olan Z Kuşağı, sonu henüz görünmeyen bir ekonomik durgunluğun içinde iş dünyasına ilk adımını atacak. Bütçe yönetimi konusunda pragmatik olmaları gerekirken, bu konuda yardıma da ihtiyaçları olacak. Koşullarla nasıl başa çıktıları, gelecek yıllarda kariyer seçimlerini ve finansal durumlarını etkileyecek.
Pandemi sonrası dönemde tüketiciler daha temassız, ev odaklı ve dijitale atfedilen önemin had safhalara ulaştığı bir dünyada yaşıyor olacak. Geleneksel iletişim stratejileri geçerliliğini yitirirken, tüketiciye hitap etme şekilleri yeniden gözden geçiriliyor. Markaların ve pazarlamacıların dünyayı tasvir ediş biçiminin, tüketicilerin yeni gerçeklerini yansıtması gerekiyor.
Karantina döneminde dünyanın her yerinde çevrimiçi oyuncuların sayısı artış gösterdi. Çevrimiçi oyunlar insanların birliktelik kurma ihtiyacına temas ederken, eğitim ve stres atma gibi amaçlara da hizmet eden çok yönlü yapılarıyla dönemin kurtarıcılarından oldu. Daha fazla insanın sanal evrenlere yönelmesi, oyun mekaniğinin faydalarını daha da ön plana çıkardı.
Önümüzdeki aylarda restoranlarda alışılmadık manzaralarla karşılaşacağız. Tekrar açılmak için gün sayan restoranlar, güvenli ve samimi bir atmosfer yaratmak için yeni tasarım çözümlerine yönelecek. Üstelik ateşimizi ölçen görevlilere, maskeli garsonlara ve yarı boş mekânlara da alışmamız gerekecek.
Çalkantılı zamanlarda rahatlık ve istikrar arayanların maneviyatı da artıyor. Google’da “dua” aramaları artar ve ankete tabi tutulan birçok kişi bu dönemde dua ettiğini belirtirken, başka bir kesim de rahatlamak için çareyi meditasyonda arıyor.
Pandeminin izin verdiği sınırlar içerisinde yaşamaya çalışırken, yeni bir yerde bulunma hissinin özlemini çekiyoruz. Akıllı cihazlarımızın ekranları ise bu dönemde dünyaya açılan yegâne penceremiz. Bu bağlamda dijital oyunların ve sanal turların önemi artıyor. Sanal seyahat konusu, gelecekte tam teşekküllü, sensörlü deneyimlere dönüşme potansiyeli taşıyor.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.