4 soruda “Bizi böyle bilin”

Nike’ın kısa süre önce yayına aldığı ve Türk Milli Basketbol Oyuncusu Işıl Alben, Milli Tenisçi İpek Soylu, Milli Triatlet Esra Gökçek, Kikboksçu Funda Diken Alkayış ve Çisil Sıkı’nın liderliğindeki Dans Fabrika dansçılarının yer aldığı, sporcu kadınların ilham veren hikâyelerini izlediğimiz Bizi Böyle Bilin kampanyasını hatırlamayan yoktur.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak kampanyanın biraz daha derinlerine inelim istedik ve reklamın yaratıcı ajansı Wieden & Kennedy Amsterdam’a ulaştık. Kampanyanın art direktörü Zeynep Orbay’dan 4 soruda Bizi Böyle Bilin’i dinledik.

Nike’tan nasıl bir brief geldi?

Brief’imiz kadınlara spora başlamak için ilham vermekti.

Kampanyanın kreatif süreçlerinden bahsedebilir misiniz? Fikir nasıl çıktı?

Toplumda kadının konumu ondan beklenilenler ölçüsünde betimleniyor. Sessiz sakin olması, bir kenarda oturması, yol yordam bilmesi, gerekmedikçe öne çıkmaması bekleniyor. Oysa kadınlar kendi güçlerinin farkına vardıkları noktada ezber bozabilirler. Biz de bu fikirden yola çıktık. Türk kadınını, önce ondan beklenilen şekilde tanımadık, sonra da bu kalıplara sığmayan, etiketlere inanmayan, denemekten vazgeçmeyen kadınları anlattık.

Siz kampanyanın art süreçlerinde nasıl bir evren kurguladınız?

Fikri her sahnenin hızlıca bir diğerine dönüşmesi üzerine kurduk. Bunu analog şekilde yapmak için filmi bir tiyatro sahnesindeymiş gibi düşündük ve her sekansa ayrı set tasarımları yapıldı. Bu uygulamanın doğası gereği mekânları küçük kadrajlarda kurmamız gerekti.

Bir Türk mutfağını küçük bir tezgah üzerinde birkaç objeyle betimlemek, kuyumcu dükkanı hissini, açılıp kapanan bir sete taşımak, üzerine tırmanılan bir kütüphaneyi basketbol sahasına dönüştürmek çok ilginç ve zevkli bir prodüksiyon süreciydi.

Kampanyanın vermek istediği mesajı bir de sizden duyalım.

Bizim tanımlamalara, betimlemelere ve kalıplara ihtiyacımız yok. Hepimiz kendimizi istediğimiz gibi anlatırız, siz de bizi öyle bilirsiniz.