Şimdi isterseniz mimariden ödünç aldığımız kavramlarla bir pusula inşa edelim. Bir senaryonun ve filmin iyi olup olmadığını gösteren pusula. Ve pusulayı Netflix’e sevgilerle armağan edelim.
Roma, Netflix’in Alfonso Cuarón’a çektirdiği olağanüstü bir filmdi. Cuarón çocukluğuna ve ülkesine acı tatlı bir aşk mektubu yazmıştı bu filmle. Her yönüyle farklıydı, sıradışıydı. Kahramanı dadısıydı. Bir faşistten hamile kalan sevgi dolu dadısı. Ailesindeki boşlukların hepsini dolduran. Hatta hayatını da dalgaların içinden çekip kurtaran. Siyah beyazın en muhteşem renkliden daha etkili olabileceğini kanıtlayan bir film. Bir çocuğun belleğini plan ölçekleri ve montajla en gerçekçi ifade eden.
Ertem Eğilmez’i seksenli yıllarda tanıdım. Bir ekol hatta bir yüksek akademiydi. O sırada Şener Şen’in oynayacağı Milyarder filmini tasarlıyordu. Ümit Ünal da senaristi. Hem bu sürece hem de çekim aşamasına katılma şansım oldu. Filmin yönetmeni Kartal Tibet’ti. Ertem Eğilmez her şeyi denemişti. Çağlayan Yayınevi’nde Refik Erduran ile birlikte Mayk Hammer romanlarını yayımlamıştı. Büyük satış rakamlarına ulaşmıştı. Daha sonra sinemaya geçip Sürtük, Senede Bir Gün gibi romantik melodramlar çekmişti. Komedinin potansiyelini görüp Banker Bilo, Gulyabani, Tosun Paşa, Süt Kardeşler, Şekerpare gibi filmlerle gişe rekorları kırmıştı. Namuslu ve Canım Kardeşim ile gerçek sorunları irdelemişti. Senaristi önce Sadık Şendil’di. Süreç içinde Yavuz Turgul bu konuda adeta devrim yaratacaktı. Ertem Eğilmez için senaryo çok önemliydi. Önermesinden dramatik yapısına kadar büyük bir mimariydi. Lajos Egri okunacak ve tartışılacaktı. Piyes Yazma Sanatı defalarca okunacaktı. Birkaç yıl sonra Ertem Abi Arabesk’i çekip yine rekor kıracaktı.
Günümüzde Netflix, diğer platformlar ve ticari kanallar sayısız dizi yapıyor. Teknoloji hem çok farklı hem de çok ileri. Fakat hâlâ senaryo en temel yapıtaşı. Şimdi isterseniz mimariden ödünç aldığımız kavramlarla bir pusula inşa edelim. Bir senaryonun ve filmin iyi olup olmadığını gösteren pusula. Ve pusulayı Netflix’e sevgilerle armağan edelim.
Vitruvius’un üç temel ilkesi var: Utilitas, Firmitas, Venustas.
İlk ilkesi işlevsellik. İkincisi sağlamlık. Üçüncüsü ise güzellik.
Bunlar arasında neden sonuç ilişkileri kurulabilir. Örneğin Bauhaus Kurucusu Walter Gropius’a göre form her şeyin temelidir. İşlevsellik, güzellik tasarlanan formdan çıkar. Süsleyerek eklenmez; doğal olarak tasarlanmış formdan çıkar. Sağlamlık bile o ana kaynağa bağlanabilir.
Şimdi gelin bu üç ilkeyi dizilere, filmlere yani içeriğe bağlayalım. Netflix ve diğerleri içerik üreticisi. İzleyicinin, abonenin dikkatini ödüllendirmesi gereken içerik. Bu ödülün hayata geçmesi neye bağlı?
Öncelikle işlevselliğe bağlı. Hikâyeler Barnes’e göre hayatı yaşarken bize yardımcı olan aletlerdir. Felsefenin, bilimin ötesinde kıssadan hissedir. Hikâyelerden yollar ve anlamlı yollar çıkar. Çıkış yolları! Günlük yaşamda göremediğiniz yollardır bunlar. Ekran önünde bunları izleyerek görürüz. Düşünerek ve hissederek.
Yurttaş Kane, bu bağlamda büyük bir eserdir. Para, güç ve biriktirme güdüsünün anlamsızlığını gösterir. Xanadu, çocuk yaşta miras yoluyla geçmişinden, saflığından kopartılan gazete patronu Kane’in hazin sonudur. Her şeyi vardır ama hiçbir anlamı yoktur. Ne mutludur ne de huzurlu. Bilinçaltı kaybettiği saf mutluluğun acısıyla doludur. Sevgi yoktur; fedakârlık yoktur. Vermeyen alamaz. Ölürken Kane “Rosebud” diye sayıklar. Ve bir gazeteci bu gizemin peşine düşer.
Nedir Rosebud?
Sonunda ipin ucunu bir yakın planda görürüz. Rosebud, miras kaldığında elinden alınan küçük kızaktır. Kaybettiği saflığın, sevginin, mutluluğun simgesi. Onun hasretiyle yanmaktadır. Kül olmuştur hayatı. Evlilikleri, dostları kül olmuştur.
Herkesin yüreğinde bir Rosebud vardır.
İşte gücü buradadır Yurttaş Kane filminin.
Sevgi ve saflık gittiğinde geride sadece Rosebud kalır.
Ama çok geçtir.
Hayat biter.
Utilitas budur. Bu hikâyenin bir işlevi vardır. Pek çok hikâye gibi işlevsiz değildir. Bir içeriğe karar verirken sormak şarttır: Utilitas var mı?
Utilitas o dizinin, filmin varlık nedenidir. O yoksa varlık nedeni yoktur.
Ertem Eğilmez’in önerme dediği ve en başta belirlediği cümle. Yapılan iş hangi amaca hizmet edecek? Ana ekseni belirleyen, yön veren cümle. Saflaştırılmış eğlence yoktur. İşlevi yoksa boşluktan ibarettir. Gıdıklayabilir. O kadar.
Firmitas sağlamlıktır. Sağlamlık yapısaldır. Temelden başlar ve kolon kirişlerle yükselir. Kaliteli çimento, demir gerektirir. Statik hesabı ehil kafalar tarafından yapılmalıdır. Demirler iyi kilitlenmelidir. Su doğru zamanda verilmelidir. Gereksiz yükler bindirilmemelidir.
Bunlar yapılırsa yapı sağlam olur. Depremde yıkılmaz. Yüzlerce insan feci şekilde ölmez. Aksi taktirde mezar olur.
Dramatik her tasarım da sağlam olmalıdır. Çatışma olmalıdır. Girişi, gelişmesi ve sonucu olmalıdır. Klasik yapı olmasa bile, örneğin kronolojik olmayan bir yapı özünde işleyen bir mekanizmadır hikâye. İleri gitmeli ve sürüklemelidir. Merak ana motorudur. O yoksa durur. Boğucu ve sıkıcı olur.
Chinatown filminde Dedektif Gittes hırs küpü milyarder Cross’a sorar: “Ne istiyorsun? Her şeyin var.” Cross bir sahtekârdır. Su kaynaklarını boşa akıtarak arsa spekülasyonu yapar. Şehri topladığı arazilere taşıyacaktır. Bu uğurda damadını öldürür. Kızına tecavüz edip ondan çocuk yapar.
Cross cevap verir: “Geleceği. Geleceği istiyorum…”
Yapı bu çatışma üzerinden yürür. Sonunda kızı da ölecektir ve torununu yani kendi kızından olan kızını da ele geçirir.
Gelecek onundur.
Gittes dehşet içinde kalır.
Arkadaşı “Burası Chinatown Jack” der.
Bugün tüm dünya öyle oldu.
Hikâye sağlam yapıya sahipse gerçek hikâyedir.
Çürük yapı kurabiye gibi dağılır.
Çürür.
Çöker.
Yapı sağlamsa dimdik durur.
Son olarak Venustas.
Görsel sanatın atmosferini güzellik oluşturur.
Işık, ses, montaj.
Zamanlama.
Roma çok iyi örnektir. Gözler, kulaklar bayram eder. Roger Deakins, güzel film çeker. Güzelliği sadece ışıktan gelmez. Hikâyeye hizmet eder. Güzellik hikâyeden çıkar. Tek plan çekimin bir nedeni vardır. Kader gibidir.
Baba filminde Gordon Willis ışığı tepeden verir. Gözler karanlıktır. Mafya karanlıktır. Kimsenin ne düşündüğünü, ne planladığını, ne hissettiğini bilemeyiz. Vito’nun gücü o gözlerde gizlidir. Torunuyla oynarken gözleri aydınlıktır. Ve ölür.
Güzellik afaki değildir. Bir bağlam içinde diğer ilkelerle sinerjik ilişki için dedir. Pieta gibi. Kucağında İsa’yla Hz. Meryem. Onu yontan içerikten güzellik üretir.
Güzellik salona girdiğinde çatal bıçak sesi kesilir.
Herkes donar.
Herkes ona bakar.
Plastik cerrahi bunu yapamaz.
İçtenlik ve samimiyet yapar.
Jean-Luc Godard, Contempt filminin açılışında, Brigitte Bardot’nun kıçını göster diyen prodüktörlerle dalga geçer.
Kıç göstererek yüksek estetiğe ulaşmak nafile.
Kıç sallayana alıştıran daha sonra ne sallatacak?
Dizilere karar veren gerçek güzelliğe tapacak. Kaba bir dünya görüşüyle bu mümkün değil. Mesleğe ihanettir çirkinlik. Çirkinliğe prim vermek ölümcüldür. Sektörü batırır.
Utilitas. Firmitas. Venustas.
Haydi şerefe!
Kapak fotoğrafı: Citizen Kane (1941)
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.