Türk Mutfağı 2.0’dan notlar

Geçtiğimiz gün Dude Table tarafından Divan Kuruçeşme ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türk Mutfağı 2.0, yeme içme sektörü ve gastronomi dünyasından önemli konukları ağırladı. “Birliktelik” temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte gastronomi ve pazarlamanın bir araya geldiği noktada ortaya çıkan yeni yaklaşımlar, stratejiler ve beklentiler masaya yatırıldı. Gastronomi Diplomatı Beatrize Jacoste, Gluttonomy’nin kurucusu Nidal Barake ve PeakBridge Kurucusu Nadav Berger gibi konuşmacıların da yer aldığı etkinlikte konuşulanlardan aklımızda kalanları şöyle derledik:

• Gıda perakendesi alanında yönetici kadın sayısı ve kadın şef sayısı hâlâ yetersiz.
• Gıdayı; insanı, sosyal ortamları ve nihayetinde de ekonomiyi besleyen bir olgu olarak görmek mümkün.
• Yemek üç “ben”i (yalnız kaldığımızdaki ben, yakınlarımızla birlikte olduğumuzdaki ben ve henüz bilmediğimiz ben) birbirine yakınlaştırıyor. Aynı zamanda siyaset, edebiyat ve ekonomi gibi disiplinlerin yemekle olan ilişkisi sosyal medyanın da etkisiyle artıyor.
• Bugün “yaşam alanı” olarak tariflenen AVM konseptinde gastronomi ve perakende arasındaki ilişki anlayışı dönüşüm geçiriyor. Bu alanları alışveriş yapmaya gelmişken yemek yenilen değil, yemek yemeğe gelmişken alışveriş yapılan alanlara dönüştürmek kıymet kazanıyor.
• Şefler artık yaşam alanlarındaki gastronomi noktalarının nasıl tasarlanması gerektiği konusunda da yol gösterici oluyor.
• Restoran zincirlerinde standardı sağlamak, o markanın Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde aynı ya da benzer “anlam”ı ifade etmesi demek.
• Restoranların tedarik zincirlerinde otomasyon konusu giderek önem kazanan başlıklardan biri.
• Köklü restoran markalarının zamana ayak uydurarak güncel kalmaları için yapmaları gereken şey doğru ekosistemler inşa etmek.