Dijital ekosistemin öncü isimleri, 14 Mayıs Çarşamba günü İstanbul Divan Kuruçeşme’de düzenlenecek 18. Digital Age Tech Summit’te “Techceleration” temasıyla buluşacak. Zirve öncesinde öne çıkan başlıkları değerlendiriyoruz.
Teknoloji tarihinde yepyeni bir hız çağına giriş yapıyoruz. Yapay zekâ, biyoteknoloji, kuantum bilişim ve nöroteknoloji gibi alanlar yalnızca inovasyonu değil, iş yapma biçimlerinden insan-toplum ilişkilerine kadar her şeyi dramatik biçimde dönüştürüyor. Dijital çağın bu yeni “teknolojik ivme” evresi, birbirini besleyen büyük sıçramalarla ilerlerken, teknoloji liderleri için yeni fırsatlar ve zorluklar ortaya çıkarıyor.
Pek çok marka ve kurum, tüm dikkatini yapay zekâ üzerine yoğunlaştırdı. Oysa esas dönüşüm, yalnızca veri işleyen sistemlerde değil; çevresini anlayan, analiz eden ve anında uyum sağlayarak kendini güncelleyen, “yaşayan zekâ” teknolojileriyle beslenmiş yapılarla gerçekleşecek.
Sadece beş sene sonra, teknolojik ivmenin ortaya çıkaracağı sonuçları doğrudan gözlemleme fırsatı bulacağız. Boston Dynamics’e göre, ileri düzey sensörler ve yapay zekânın bir araya gelmesinin robotik otonomiyi yüzde 60’tan fazla artıracağı öngörülüyor; MIT’ye göre ise yapay zekâ destekli aracılar kodlamayı yüzde 80 oranında otomatikleştirecek. Boston Üniversitesi’nin paylaşımlarına göre ise akustik metamalzemelerin üretimindeki gelişimle ses iletimi yüzde 94’e kadar azaltılarak binaların, uçakların ve endüstriyel ortamların daha sessiz olacağı tahmin ediliyor. Ve Future Today Strategy Group 2025 Tech Trends tahminlerine göre biliyoruz ki, 2030 yılında 125 milyardan fazla cihaz birbirine bağlanarak ve sürekli davranışsal veri üreterek, insan davranışlarını anlamak ve bunları belirli bir sistem içinde eyleme dönüştürmek için tasarlanmış yapay zekâ modeli LAM’lerin öğrenme ve otonom hareket etme kabiliyetini artıracak.
Tüm bu teknolojik fırtına, karar alıcılar için yeni düzenlemeler ve regülasyon tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Ağustos 2025’te Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girecek olan yapay zekâ yasa tasarısı (The AI Act) küresel ölçekte bir ilk olacak. Veri kalitesi, güvenlik, insan hakları ve etik kurallar gibi alanlarda teknoloji sunan tüm paydaşlar sıkı bir denetime tâbi olacak. Böylesi bir regülasyonun sebeplerinden biri yapay zekânın birçok sektörü tam da bugün etkilemesi. Farklı teknolojik trendler farklı sektörlere farklı zamanlarda etki ederken, yapay zekâ her sektörde bugün itibarıyla etkisini göstermeye başlamış durumda. Ancak bu etki yarışında bazı sektörlerden beklenenler daha fazla. Robotik ve biyomühendislik bir ila beş yıl içinde daha büyük bir etki yaratması beklenen alanlar olarak öne çıkıyor. Sağlık sistemleri, perakende ve üretim sektörleri bu teknolojilerin öncelikli olarak dönüştürdüğü alanlar arasında yer alıyor. Özellikle biyomühendislik, sağlık sistemlerinde ve gıda üretimi gibi alanlarda büyük bir değişim yaratabilir. Robotik teknolojilerinin inşaat, lojistik ve otomotiv sektörlerinde 1-3 yıl içinde daha aktif bir rol oynayacağı öngörülüyor.
Kuantum bilişim ise diğer teknolojilere kıyasla nispeten daha uzun vadeli bir etki alanına sahip. Genellikle üç ila yedi yıl içinde sektörleri etkilemesi bekleniyor. Özellikle hızlı tüketim ürünleri, havacılık ve tarım gibi büyük veri işleme gerektiren sektörlerde kuantum bilişimin potansiyel etkisi dikkat çekici. Ancak AI’ın aksine, kuantum bilişimin sektörel etkisi daha uzun vadeye yayılacak gibi görünüyor, bu da altyapı gereksinimlerinin ve teknolojik olgunluğun zaman alacağını gösteriyor.
İşte bu trendlerin iş dünyasına ve bireyin yaşamına etkisi, teknolojinin sektörleri nasıl değiştirdiği alanında uzman isimlerle, 18’inci kez Digital Age Tech Summit’te ele alınacak.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
