“Tasarım dönüştürücü bir güç”

R/GA New York’un başkan yardımcısı ve ECD’si Mike Rigby, ajansın en güçlü iş pratiklerinden biri olan danışmanlığı, geleceğin ajans modelinin önemli bir parçası olarak görüyor. Üstelik bu süreçte ajansları, danışmanlık şirketlerine göre avantajlı kılan kültürel nitelikler var.

Bob Greenberg bu yılın başında Ad Age’e verdiği söyleşide R/GA’in en iyi yılını geçirdiğini söylemişti. Farklı olarak en güçlü iş pratiği ise danışmanlıktı. Siz kreatif olarak danışmanlık pratiğinde nasıl bir rol üstleniyorsunuz?

Ben danışmanlık pratiğinin bir parçası olan Business Transformation kolunda başkan yardımcısı ve ECD olarak yer alıyorum. İşin özeti, inovasyon yaptığımız alanlarda iş stratejilerini, markalamayı ve teknolojiyi bir araya getirmek. Benim işim ise yaptığımız bu şeylerin markalama ve tasarım süreçlerine önderlik etmek.

Sektörde birçok kişi bu danışmanlık pratiğinin geleceğin ajans modelini oluşturduğunu düşünüyor. Katılıyor musunuz?

Kesinlikle. McKinsey ve BCG gibi geleneksel danışmanlık şirketleri dünyasında neler olduğuna bakalım. Tasarım ve reklam ajanslarını ve medya gruplarını satın alıyorlar. Çünkü kreatif ajansların ve tasarım ajanslarının inovasyonda çok iyi olduğunu anlamış durumdalar. Sektördeki reklam ajansları olarak bizim avantajımız  kültürle alakalı. Süreç yönetimi, açıklık ve yaratıcılık. Üstelik daha hızlı hareket ediyoruz. Bana kalırsa danışmanlık şirketlerinin yaratıcılık ve tasarım dünyasına dahil olması, ajansların danışmanlığa adapte olmasından çok daha zor. Çünkü iki kültür birbirinden çok farklı.

Mevzu tamamen müşterinin ihtiyaçlarıyla alakalı. Nasıl bir inovasyon hayata geçireceğinizi anlamalısınız. Bunu yalnızca reklamla, ürünle ya da danışmanlıkla yapamazsınız. Bunları gerçek anlamda bir araya getirmeniz gerekiyor. Müşteriler bir yıl beklemek istemiyorlar. Power Point’lere milyonlarca dolar harcamak da… Eyleme geçmenizi bekliyorlar ve bunun hemen olmasını istiyorlar. Bu durum yalnızca sektörün geleceğiyle alakalı değil, aynı zamanda insanların ihtiyaçlarıyla da alakalı. Heyecan verici olmasının nedeni de bu.

Tasarımı dönüştürücü bir güç olarak tanımlıyorsunuz. Biraz detaylandırır mısınız?

Tasarım, bir organizasyon içinde insanları bir araya getirmesi bakımından dönüştürücü bir güç. Her şeyin bağlantılı hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden tasarım daha değerli. Bağlantılar kurma, yeni teknolojileri anlamlı kılma, insanlaştırma ve demokratikleştirme süreçlerinde çok önemli bir noktada duruyor. İnternetin bilgisayar ekranından taşıp her gün elimizin altında olan cihazlara girdiği bir düzende tasarımın da devasa bir rolü var.

Neden bugünün tasarımcı olmak için en heyecan verici dönem olduğunu düşünüyorsunuz?

Konu yine insanların ihtiyaçlarına dönüyor. Yarattığımız herhangi bir şeye bakarsanız, her zaman insanı esas alarak başladığımızı görürsünüz. Bilirsiniz, biz gerçek dünya için tasarım yapıyoruz. Sonrasında ise işi farklı ve heyecan verici kılan şeylere bakıyoruz. ABD ve Avrupa’da hayli eski müşterilerimiz var. Hepsinin de arka planlarında harika hikâyeler saklı. Biz her zaman bu hikâyelere bakıyor ve onları farklılaştıran neler olduğunu ve bu hikâyelerin onlara nasıl misyonlar yüklediğini anlamaya çalışıyoruz. İnovasyon yapmak için nasıl bir yere ve zamana sahipler? Kültür bizim için çok değerli. R/GA’i farklılaştıran özelliklerden biri de bu- kültürü, gelişmekte olan trendleri, insanların ihtiyaçlarını ve dünyanın nereye gittiğini anlamak. Sonrasında ise bunların kesişme noktasına varıyoruz, bir işi harika yapan şey de bu. Yaratıcılık, teknoloji ve insan davranışlarından oluşan bir küme. Bu üçlü daha önce hiç bu şekilde bir araya gelmemişti.