Dünyanın en ünlü primatologlarından ve yaşamını şempanzeler ile doğa korumaya adayan Dr. Jane Goodall, 91 yaşında hayatını kaybetti.
Dünyaca ünlü primatolog ve çevre savunucusu Dr. Jane Goodall, 91 yaşında yaşamını yitirdi. Jane Goodall Enstitüsü’nden yapılan açıklamaya göre, Dr. Goodall, ABD’de bir konuşma turu için gittiği California’da doğal nedenlerden hayatını kaybetti.
Henüz bilimsel bir eğitimi bile yokken, 23 yaşında biriktirdiği parayla Kenya’ya giden Jane Goodall’ın hayatı, Nairobi’de tanıştığı paleoantropolog Louis Leakey ile kökten değişti. Leakey, genç sekreterin tecrübesizliğini bir avantaj olarak görmüş, onu Tanzanya’daki Gombe Araştırma Alanı’nda şempanzeleri incelemek üzere görevlendirmişti.
1960 yılında başladığı gözlemler, bilim dünyasında çığır açtı. Goodall, şempanzelerin sadece bitkilerle beslenmediğini, avlanıp et yediklerini keşfetti. Ardından “David Greybeard” adını verdiği bir şempanzenin ot parçasını alet olarak kullanarak termit avladığını gözlemledi. O güne dek yalnızca insana özgü olduğu düşünülen “alet yapma” davranışı, bu bulguyla yıkıldı.
Leakey, bu keşfi öğrendiğinde, “Ya ‘alet’i yeniden tanımlamalıyız, ya ‘insan’ı yeniden tanımlamalıyız ya da şempanzeleri insan kabul etmeliyiz” diye yazmıştı.
Goodall’ın uzun soluklu alan çalışmaları, şempanzelerin sadece zeki değil; duyguları, bağları, çatışmaları ve hatta savaşları olan bireyler olduğunu ortaya koydu. Onların da tıpkı insanlar gibi birbirine baktığını, yavrularını koruduğunu ve kuşaktan kuşağa bilgi aktardığını gösterdi.
Bu yaklaşım, hayvan davranışları hakkındaki önyargıları yıktı ve primatolojide bir devrim yarattı. Stanford Üniversitesi’nden Robert Sapolsky, “Tarih boyunca primatolojiye en büyük katkıyı o yaptı” sözleriyle Goodall’ı tanımladı.
Öte yandan Goodall, bilim çevrelerinden zaman zaman sert eleştiriler de aldı. Şempanzelere isim vermesi ve onları birey olarak görmesi “fazla duygusal” bulundu. Ayrıca onları muzla beslemesi, hayvanlar arasında kavgalara yol açınca yöntemleri tartışma konusu oldu. Goodall yıllar sonra bu hatasını kabul etti.
Yine de onun cesur ve farklı yaklaşımı, bilimsel alan araştırmalarının çehresini değiştirmişti.
1980’lerin ortalarından itibaren Goodall, yalnızca bir bilim insanı değil, aynı zamanda dünya çapında bir çevre aktivisti olarak tanındı. Şempanzelerin yok olan yaşam alanlarına, kaçak avcılığa ve ormansızlaşmaya dikkat çekti.
Kurucusu olduğu Jane Goodall Enstitüsü, şempanze yetimhaneleri, doğa koruma projeleri ve sürdürülebilir yaşam programlarıyla bugün de faaliyetlerini sürdürüyor. 1991’de başlattığı “Roots & Shoots” adlı gençlik hareketi ise 60’tan fazla ülkede binlerce genci çevre mücadelesine kattı.
2002’de Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ilan edilen Goodall, 2004’te Britanya’da şövalyelik unvanı aldı, 2025’te ise ABD’nin en yüksek sivil nişanı olan Özgürlük Madalyası ile onurlandırıldı.
İleri yaşlarına rağmen dünyayı dolaşmaya devam eden Goodall, yılda 300 güne yakın seyahat ederek konferanslar verdi, çevre sorunlarına dikkat çekti.
“İnsanlar ormanların ve hayvanların sonsuza kadar kalacağını sanıyor. Ben sadece onların bakışını değiştirmeye çalışıyorum,” demişti bir röportajında. “Dünyayı tamamen değiştiremem ama biraz olsun değiştirebilirim.”
Jane Goodall, yalnızca şempanzeler hakkındaki bilgimizi değil, insan olmanın ne demek olduğunu da sorgulatan bir isim olarak tarihe geçti.
Kapak fotoğrafı: Jens Schlueter / AFP / Getty Images
Here you'll find all collections you've created before.