Brand Week Istanbul dünyada ve ülkemizde değişen dinamiklere mercek tutarken; toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatta da etkileri fazlasıyla hissedilen popülizm fenomeni üzerinden takip edilmesi gereken yeni iletişim güzergâhlarına da geniş bir içerik ayırdı. Sınır Tanımayan Popülizm Çağında Kampanya Teknikleri başlıklı program Workshop Stüdyo’da sahne aldı.
Türkiye yerel seçimlere hazırlanırken, bu programdan aklımızda tutmamız gereken bazı satırbaşlarını derlemek istedik…
Popülizm Dünyayı Nasıl Şekillendiriyor başlıklı oturumda sahne alan Koç Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Somer’in yıllara ve 13 farklı ülkeye yayılan araştırmaları sonucunda derlediği çıkarımlarla başlayalım önce.
Popülizm fenomeniyle doğru mücadelenin yolu sokak protestolarına ve ılımlı bir söyleme ya da hukuka başvuru değildir. İlki, izlenen otokratik siyasetin seçmen gözünde meşrulaşmasını ve protestoların da sandık dışı bir yol oldukları ileri sürülerek gayrimeşru ilan edilmesini sağlar. İkincisi ise güçsüzlük ya da siyaseten öneriye sahip olmama olarak algılanır. Popülizmle mücadele siyasi araçlarla ve siyaset içinde (somut programlarla ve ümit vererek) kalarak yapılmalıdır. Kişiler ve kimlikler değil; programlar üzerinden pozitif kutuplaştırma tercih edilmelidir.
Türkiye’ye has farklılıkların konuşulduğu ve İhsan Aktaş (Genar), Murat Sarı (Konsensus) ve Özer Sencar (MetroPoll) gibi Türkiye’nin önde gelen araştırmacılarının yer aldığı Yerelin Dinamikleri başlıklı oturumda ise yerel seçim öncesi seçmenlerin nabzına bakıldı.
Parlamentoda bir temsiliyet edinemese ve kamuoyu araştırmaların partilere yönelik verilerinde “diğer” seçeneğine dahil edilse de yerel seçimlerde iddialı olabilecek pek çok siyasi parti olduğunun altı çizildi bu oturumda. Dolayısıyla, medya görünürlüğü için bütçe ayıramayan ya da seçimlere kısa süre kala iletişimini ve erişimini yoğunlaştırmaya kaynak oluşturamayan partiler için seçimlerin çok öncesinde sahaya inmek ve seçmenle buluşmak anlamlı bir seçenek.
İhsan Aktaş’ın dikkat çekici bir yorumunu da ekleyelim: “Türkiye kentleşme sayesinde ekonomik olarak gelişmiş, yatırım hacmini artırmış bir ülke. Ancak artık kentlere yapılacak projeler –özellikle İstanbul’a- seçmen nazarında hoş algılanmıyor. Yerel seçimlerde şehirler; doğa, kültür, turizm ve uluslararası diplomasi gibi vaatlerle markalandırılmalı, yeni ve beton temelli projelerle değil.”
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.