HRM Danışmanlık, 200 üst düzey yönetici ve insan kaynakları profesyonelinin katılımı ile dün gerçekleştirdiği organizasyonda, iş dünyasında henüz yeni bir kavram olan Kurumsal Girişimcilik konusunda bilgiler aktardı…
HRM Danışmanlık, 200 üst düzey yönetici ve insan kaynakları profesyonelinin katılımı ile dün gerçekleştirdiği organizasyonda, iş dünyasında henüz yeni bir kavram olan “Kurumsal Girişimcilik” konusunda bilgiler aktardı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan HRM Kurucu Ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, 1992 yılında, küçük bir ofiste kurulan şirketlerinin, bugün Türkiye’nin en geniş danışman ekibine sahip olan insan kaynakları firmasına dönüştüğünü vurguladı.
İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan ofisleri ve uluslararası temsilcilikleri ile farklı coğrafyalara yönelik farklı çözümler üretebilen HRM Danışmanlığın, artan müşteri taleplerine çözüm olarak “kurumsal girişimcilik” modeli ile büyüdüğüne dikkat çekti.
Nazlıaka, “Kurumsal Girişimciliği” şöyle tanımladı: “Firmaların gücünü arttırması ve sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirebilmesi amacıyla, yeni fırsatlar yaratarak risk alma, inovasyon, proaktivite ve aktif rekabetçiliğe yönelik tüm eğilim ve davranışların bütünüdür.” Nazlıaka sözlerine şöyle devam etti: “Zorlayıcı koşullar ve hızlı değişim, en başarılı şirketlerin bile rekabet üstünlüklerini korumak için sürekli yenilenmelerini gerektiriyor. Bu nedenle de girişimcilik kavramının kapsamı genişleyerek, içinde yer aldıkları sistem adına bir yenilik başlatan profesyoneller ve çalışanlarla yaratılan kurumsal girişimcilik kavramı gündeme geliyor.”
HRM’in Istanbul Ofis Yöneticisi Ayşegül Davutoğlu ise kurumsal girişimciliği teşvik eden çalışmaların batıda giderek yaygınlaştığını, Türkiye’de ise bu kavramın sadece bazı çokuluslu şirketlerin gündeminde yer aldığını belirtti. “Kurumsal Girişimciliğin Ardındaki İnsan” temalı etkinlikle iş dünyasında bu konuda bir farkındalık yaratmayı amaçladıklarını iletti. İnsanların yaşam süreleri uzarken şirket ömürlerinin giderek kısaldığını, dünyada KOBİ’lerin ortalama 12.5 yıl var olabildiğini, Türkiye’de ise tüm ölçeklerdeki firmaların yaşam süresi ortalamasının ancak 12 yıl olduğunu aktardı ve ”Uzun yaşayan şirketler, içinde doğmuş oldukları sektörlerde kalmıyorlar. Bunların neredeyse tümü, sonraki yıllarda farklı sektörlere de yatırım yapıyor. Kurumsal girişimcilik bu noktada şirketler için hayati önem taşıyor.” dedi.
HRM İstanbul Ofis Yöneticisi Dr. Sema Süvarioğlu, şirketlerin uzun yaşayabilmesi için bir diğer önemli faktörün de o şirketteki insanlar olduğunu vurguladı. Bu yeni akımın göstergesi olarak, dünyadaki lider kurumların artık geleneksel yöneticiler ile çalışmak istemediğini, kendini işin sahibi kadar işe verebilen ve sorumluluk seviyesi yüksek “Girişimci Yöneticiler” aradığını söyledi. Eskiden hiyerarşik düzene katı olarak bağlanmış kurumların, artık daha çok özgürlüğe, yaratıcılığa, sevdiği işi tutku ile yapan insanların kalitesine dayanmak için sistemler geliştirdiğini iletti. Hem kurum için, hem de bireyler için yeni vizyonlar, strateji ve hedefler belirlemenin, artık sadece CEO’ların ya da yöneticilerin değil, herkesin sorumluluğunda olduğunu sözlerine ekledi. Süvarioğlu, bu kavramın iş dünyasında yaygınlaşabilmesi için yöneticilere, İK Bölüm / Birimlerine ve çalışanlara düşen görevlerin neler olduğundan bahsetti.
Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut ise konuyu kavramsal boyutta ele aldı ve girişimciliği kontrol edebildiğimiz kaynaklardan bağımsız olarak yenilikçilik yoluyla “yeni bir kombinasyon” yaratma süreci olarak tanımlayabileceğimizi söyledi. Bu durumun kendi içinde bir paradoksu içerdiğini anlattı. Kurumsal kontrolleri elinde tutmak, varolanı yönetmek ve koruyarak devam ettirmek gayesiyle kurulmuş bir kurumda girişimci ruhu yerleştirmenin, “kurumsal bağışıklık sistemi” ile savaşa girişmek olduğunun altını çizdi. Bu ortamda yönetimin pazardaki engeller yanında kurum içinden kaynaklanan tepki ve engelleri de göğüslemesi gerektiğini, ancak önemli olanın karşılıklı güven, paylaşım ve açıklığa dayalı, başarısızlığı tolere edip risk alabilen güçlü bir girişimci kültür ve mentalitenin tesis edilmesi olduğunu aktardı.
Etkinliğe katılan konuşmacılardan Silk & Cashmere markasının yaratıcısı Ayşen Zamanpur kendi girişimcilik hikayesinden yola çıkarak, ilham verici bazı ipuçlarını paylaştı. Zamanpur, girişimcilerin düş kurduğunu ama hayalperest olmadığını, meraklı olduğunu ama mütecessıs olmadığını, tutkulu olduğunu ama haris olmadığını, risk aldığını ama gözü kara olmadığını, biraz farklı ve özgün olduklarını ama deli olmadıklarını, fırsatları görüp, değerlendirdiklerini ama fırsatçı olmadıklarını söyledi.
Günün son aktivitesi olarak konukların da katıldığı bir perküsyon çalışması yapıldı.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.