Kapadokya’da sessiz lüks: Avantgarde Refined Caves of Cappadocia

Architectural Digest Great Design Hotel ödülüyle uluslararası arenada dikkat çeken Avantgarde Refined Caves of Cappadocia, Kapadokya’yı global ‘yeni lüks’ haritasında konumlandırıyor. Avantgarde Collection & Lucis Initiative kurucusu İsmet Öztanık, Kapadokya’da sessiz lüks kavramını, sanat yatırımlarını ve turizm sektörünün geleceğine dair öngörülerini anlatıyor.

Avantgarde Refined Caves of Cappadocia’yı kurarken nasıl bir hayaliniz vardı? Bugün geldiği noktada hayalinizin neresindesiniz?

Kapadokya dünyadaki tüm deneyim merkezli ağırlama sanatları markalarının var olmak istediği, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan kutsal ve benzersiz bir yer. Haliyle hayallerimize girmesi doğal tabiatında gelişti. Türk turizminin dünyadaki eşsiz değer vaadini en çok hissettirebileceği Kapadokya’nın Başhisar, Ürgüp yerleşkesinden global bir sessiz lüks markası çıkarmak üzere çalışmalarımızı yurtdışı ve yurtiçinde titizlikle sürdürüyoruz. Henüz bir yılı doldurmamamıza rağmen global medyadaki görünürlüğümüz ve lüks trendini belirleyen markaların bizimle işbirliklerine başlaması, hayal yolculuğumuzda bize güven ve ilham veriyor. ABD başta olmak üzere hedef pazarlarımızdan aldığımız talepler de bu süreçte bizi cesaretlendiren en önemli faktör.

Kapadokya bölgesinde yoğun bir rekabet var. Uluslararası gezginlerin gözünde Kapadokya markası da oldukça güçlü. Sizce Kapadokya gibi niş destinasyonların dünyadaki “yeni lüks turizm haritalarında” yeri nerede?

Kapadokya gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada oldukça rağbet gören, niş bir destinasyon. Hatta Kapadokya’yı dünyanın bazı yerlerinde benzerlerinin yapılmaya çalışıldığı bir lokasyon olarak da tanımlayabiliriz. Coğrafyası itibarıyla sunduğu otantik deneyim, sessiz lüks, kültürel ve doğal mirasa saygı ve global rafine turistin beklentilerine cevap verebilmesi açısından “yeni lüks haritasında” yerini alan Kapadokya yalnızca markalaşmış değil; aynı zamanda öne çıkan, yatırım çeken ve stratejik anlamda da önem taşıyan destinasyonlardan biri.

Bu yıl önce Conde Nast Traveller’ın Kapadokya’nın En İyi Otelleri listesine girdiniz, geçenlerde ise Architectural Digest Great Design Hotel ödülünü kazandınız. Uluslararası medyada görünür olmak, Türkiye’deki lüks turizm markaları için ne ifade ediyor?

Avantgarde markasını hem ülkemizde hem de ülke sınırları dışında temsil ediyor olmak bizim için oldukça gurur verici. Hem Conde Nast Traveller hem de Architectural Digest gibi alanında uzman ve değerli otoritelerden bu ödülleri almak bizim için çok kıymetli. Biz Avantgarde Refined markamızı kurarken rafine bir konaklama deneyimi ve sessiz lüksü tercih eden misafirlerimizi ağırlamayı hedefledik ve aldığımız ödüller doğrultusunda hem yerli hem de yabancı turistlere bu anlamda dokunabildiğimizi düşünüyoruz.

Türkiye’deki turizm markaları için bu ve benzeri ödüller güven inşası, küresel konumlandırma, algı yönetimi, trend belirleme ve işbirliklerine de fırsat yaratıyor. Aynı zamanda bu ödüller yerel ve globali birleştiren bir köprü görevi de görüyor.

Avantgarde Collection & Lucis Initiative kurucusu İsmet Öztanık

Türkiye’deki otelcilik sektörü hizmet kalitesiyle öne çıkıyor. Sizce pazarlama ve marka anlatısı bu noktada yeterince güçlü mü?

Türkiye, özellikle Akdeniz çanağında en disiplinli, eğitimli ve misafir odaklı hizmet sunan ülkelerden biri. Bu hizmet anlayışı çoğu zaman, global markalarla kıyaslandığında çok daha samimi. Ancak bu avantaj, marka anlatısına yeterince dönüştürülemiyor. “Kaliteli hizmet veriyoruz” demek lüks segmentte artık tek başına farklılaştırıcı değil. Gerçek marka gücü, sadece memnuniyet yaratmak değil, akılda kalmakla ilgili. Bu noktada oteldeki misafirlere sadece konaklama deneyiminden ziyade 360 derece bir hizmet yelpazesi oluşturmak ve fahiş olmayan fiyatlar çerçevesinde hizmeti kişiselleştirmek gerekiyor. Bu marka sadakatinin oluşturulması açısından oldukça önemli bir kriter.

Son yıllarda lüks turizmde “wellness” ve “deneyim ekonomisi” kavramları öne çıktı. Siz de “gastrohospitality” ve sanata yaptığınız yatırımlarla bu trendi takip ediyorsunuz.

Avantgarde Collection olarak misafirlerimize her zaman konaklamanın çok daha ötesinde daha zengin bir deneyim yaratmak için çalışıyoruz. Saydığınız başlıklar da bu portfolyonun içinde yer alıyor. Çağdaş sanatı odağına alan Avantgarde, Kapadokya’da sanata olan bakış açısını bölgeye yansıtacak yeni bir sanat ve kültür merkezine ev sahipliği yapıyor. Özgür Karaçak’ın kurucusu olduğu Artists&Collectors partnerliğiyle Kapadokya’yı uluslararası bir sanat merkezi haline getirmek hedefiyle yola çıkan markamız, sanatçı ve koleksiyoner iş birlikleri, müzayedeler, özel seçkilerle oluşacak sergiler ve bu sergilere bağlı yan etkinliklerle ziyaretçilere yeni deneyimler sunuyor. Sanat ve kültür merkezinin planladığı projeler arasında açık hava heykel parkı, yeni medya sanatçıları tarafından tasarlanacak ve tüm vadiye yayılacak dijital çalışmalar, açık atölye turları, söyleşiler ve açık hava sineması yer alıyor.

Modernizmi Kapadokya’nın büyüleyici dokusundan aldığı ilhamla yorumlayan ve zamanın ötesinde bir yaşam deneyimi sunan Avantgarde Refined Caves of Cappadocia, spa ve fitness merkezi ve REA Well-Being Spa & Wellness ile misafirlerinin bedenlerini ve zihinlerini arındırarak, konaklamaları boyunca yenilenmelerini sağlıyor. Misafirlerin konforu ve huzuru için her türlü detayın düşünüldüğü 600 metrekarelik REA Well-Being Spa & Wellness alanında geleneksel Türk hamamları, aroma buhar banyosu, sauna, aufguss sauna, terapi süiti, Outdoor vitality havuz, masaj odaları ve dinlenme alanının yanı sıra spor tutkunu misafirler için son teknoloji ekipmanların yer aldığı bir fitness merkezi ile yoga ve pilates stüdyosu yer alıyor. Sezon boyunca devam eden Re-Balance wellbeing etkinliklerimiz de bu alanda var olduğumuzun en büyük göstergelerinden biri.

Öte yandan, geçtiğimiz yıllarda Avantgarde Refined Yalıkavak’ta 7 Mehmet ve Bayramoğlu Döner gibi tanınmış gastronomi markalarıyla gerçekleştirdiğimiz işbirlikleri, yaz sezonu boyunca farklı tat deneyimleri sunan ve konukları ilham verici bir gastronomi yolculuğuna çıkartan ‘’Refining Gastronomy Journeys’’ serisiyle devam etti. “Legends of All Times-Turkish Brands Gastronomi Series” kapsamında Nazende, HİÇ Urla, Yalova Restoran ve Bay Nihat’ı ağırladık. Bununla birlikte, Akdeniz ve Ege’nin ilham verici imza lezzetlerini taze ve yerel ürünlerle yorumlayan The Red Balloon ile geçtiğimiz sezon boyunca gerçekleştirdiğimiz gastronomi paydaşlığı ve buna bağlı olarak Michelin Guide listesine girmeye hak kazanmamız da bu alanda öne çıkan en büyük adımlarımızdan biri. Ayrıca sezon boyunca, Beyoğlu’ndan doğup kendi müdavimlerini yaratan ve dünya mutfağını Türk mutfağıyla başarıyla harmanlayan Hodan ile Şef Çiğdem Seferoğlu’nu Avantgarde Refined Yalıkavak’ta aynı mutfağı paylaşarak ortak sofralar kurarken ağırlamak, özellikle gastronomi alanında bizim için çok keyifli bir deneyim oldu.

Lüks segmentte sürdürülebilirlik hâlâ tartışmalı bir konu. Siz çevresel ve kültürel sürdürülebilirlik için nasıl adımlar atıyorsunuz?

Sürdürülebilirlik konusu Avantgarde Collection olarak bizim de her zaman hizmet anlayışımızın merkezine koyduğumuz bir konu. Çevresel ayak izi azaltımı, enerji, su ve atık yönetimi, kültürel ve sosyal mirasın korunması, yerel topluluklara ekonomik ve sosyal katkı, çalışanlara yönelik çevre bilinci eğitimleri ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme stratejilerimizle “sürdürülebilir turizm” kavramını yalnızca bir slogan olarak değil; operasyonel ve stratejik bir sorumluluk olarak benimsiyoruz.

Ayrıca çevreye ve doğaya saygı temelinde hizmetlerini sürdürdüğümüz Avantgarde Refined markası olarak sürdürülebilirlik alanında üçüncü kademe sertifikaya (GSTC kriterlerinde) sahibiz.

Küresel ekonomik dalgalanmalar, bölgesel krizler… Sizce Türkiye’de turizm markalarının ayakta kalabilmesi için hangi iletişim ve yönetim stratejilerine ihtiyaç var?

Turizm sektörünün sağlıklı bir şekilde toparlanabilmesi için fiyat politikalarının daha profesyonel bir zemine oturtulması şart. Özellikle erken rezervasyon indirimleri, sezon içi şeffaf fiyatlandırma gibi uygulamaların standart hale gelmesi; buna karşılık son dakika fiyat artışları gibi güven sarsıcı yöntemlerin terk edilmesi gerekiyor. Turistik yoğunluğu yüksek bölgelerde faaliyet gösteren yeme-içme ve konaklama işletmelerinin sundukları hizmetin, belirli fiyat/hizmet oranları çerçevesinde düzenli olarak denetlenmesi büyük önem taşıyor. Fahiş fiyat uygulamalarının önüne geçilmesi hem destinasyonun itibarı hem de sürdürülebilir turizm açısından kritik.

Artık gelir yönetimi, fiyat optimizasyonu ve misafir memnuniyeti gibi alanlar sezgisel kararlarla değil, dijital veri ve güçlü altyapılarla yönetilmeli. Bu alanda kat edilmesi gereken ciddi bir mesafe olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan yönetim stratejilerinde kamu yararı ve devletin rolü göz önünde tutularak arzın kontrol altına alınması ve bu noktada sadece alanında nitelikli tesislere faaliyet izni verilmesi önemli bir stratejidir.

Türkiye son durumda toptancılık ekonomisinden uzaklaşmaya başlamış ve turizm sektöründe işletme maliyetlerinin yüksek olduğu gerçeğine uygun olarak yüksek fiyatla satılabilecek yatırım, marka ve işletmelere yer açılmıştır.

Sizce otelcilikte geleceğin “fark yaratan” konsepti ne olacak: Teknoloji mi, deneyim mi, sürdürülebilirlik mi veya bambaşka bir şey mi?

Ben analog bir insanım. Online bankacılık kullanmıyorum veya online pazar yerlerinden alışveriş yapmıyorum. Girişim sermayesi fonları veya dijital bankacılık hizmetleri veren bir bankaya ortaklığım var, o ayrı. Ama kişisel alanımda bizzat dokunmayı ve itinayla tasarlanmış hizmetleri satın almayı veya kalıcı deneyimleri tasarlamayı tüketim/üretim alışkanlığımda merkeze koydum her zaman.

Otelcilik yolculuğumuz özellikle Avantgarde Refined’da yaşam biçimimizin de yansıması olan bir kişiselliği içeriyor. Bir nevi kullanıcıya kendine mahsus yaşam alanı deneyimini yaratan ve bunu sürdürülebilir biçimde ortaya koyan markalar, komplike detayları yalınlaştıranlar ve de en önemlisi kişileri organik biçimde kitleleştirebilen servis sağlayıcılar farklılaştırıp ayakta kalacak.