Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla iletişim alışkanlıkları hızla değişirken, gençler aramalar yerine mesaj ve sesli notları tercih ederek iletişimi hızlı, kısa ve anlık hale getiriyor.
Uzmanlara göre akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte iletişim biçimleri de değişti. Farklı yaş gruplarının iletişim tarzlarında belirgin farklılıklar görüldüğünü belirten Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, özellikle gençlerin telefonla konuşmak yerine mesajlaşmayı veya sesli not göndermeyi tercih ettiklerini ifade etti.
Bal, “Genç yetişkinlerin iletişim tercihlerinin fast food tüketimini çağrıştırdığını söylemek mümkün. Hızlı, kısa, öz ve acele…” diyerek, modern iletişimin hız odaklı yapısına dikkat çekti. Buna karşın 35-54 yaş arası bireylerin hâlâ geleneksel telefon görüşmelerini tercih ettiğini belirtti. Teknolojinin sosyal ihtiyaçları karşılamada fırsatlar sunduğunu vurgulayan Bal, sağlıklı ilişkiler için dengeyi korumanın önemine işaret etti.
Bal, akıllı telefonlara gelen her yeni güncellemenin toplumun kullanım biçimlerini etkilediğini belirterek, “18-34 yaş grubundaki bireylerin dörtte biri telefon aramalarına hiç cevap vermiyor, görmezden geliyor.” dedi.
Bazı kişilerin konuşmak yerine mesaj atmayı tercih ettiklerini söyleyen Bal, “Yaklaşık yüzde 70’lik bir kesim arama yerine mesajı, yüzde 37’lik bir kesim ise sesli not göndermeyi tercih ediyor. İnsanların çok büyük bir kısmı da beklenmedik bir aramanın ‘kötü haber’ anlamına geldiğini düşünüyor.” ifadelerini kullandı.
Bal, “Genç yetişkinlerin iletişim tercihlerinin fast food tüketimini çağrıştırdığını söylemek mümkün. Hızlı, kısa, öz ve acele…” diyerek gençlerin hızlı iletişim biçimlerine yöneldiğini belirtti.
“18-34 yaş grubunun iletişim tercihlerine baktığımızda; arama yoluyla tek bir kişiyle iletişimde kalmak yerine, aynı anda kısa mesaj ve sesli not göndererek birden çok kişiyle haberleşmek daha cazip gelebilir.” diyen Bal, bu tercihin hem teknolojik gelişmelere uyumun hem de zaman baskısının bir sonucu olduğunu kaydetti.
“Dar vakitler içinde yaşamaya alışan bireyler için uzun uzadıya telefon görüşmeleri artık lüks” diyen Bal, hızlı iletişim biçimlerinin bu nedenle öne çıktığını belirtti. “Hal böyleyken hızlı iletişim yöntemleri ortaya çıkıyor. Burada akılların karıştığını görüyoruz, acaba teknolojinin evrimiyle mi bireyler güncellemelere uyum sağlamak zorunda kalıyor; yoksa yetişememe, vakitsizlik gibi durumlardan dolayı ihtiyaç doğrultusunda mı fast food iletişim yöntemleri gelişiyor?” dedi.
Bal, “Tek taraflı iletilen mesajlar ve sesli notlar sıcak iletişim ilkesini karşılamayabilir.” diyerek, özellikle 35-54 yaş grubunun geleneksel görüşmeleri tercih etmesinin kişilerarası ilişkilerde hissedilebilir bağ kurma ihtiyacından kaynaklanabileceğini vurguladı.
Tanıdık numaralardan gelen beklenmedik aramaların çoğu zaman kötü haber algısına yol açtığını belirten Bal, “Telefonu açmayan kişiler bunun bir çözüm olmadığını bilirken, bu kaçınmanın altında ‘ulaşmak isterse tekrar arar’ düşüncesinin yaygınlığı da yatabilir.” dedi.
Bu davranışın bireylerin duygusal stresle baş etme yöntemlerinden biri olabileceğini söyleyen Bal, “Sosyal bir varlık olan insan ‘öteki’ kavramına yani bir başkasına ihtiyaç duyarken, teknolojinin bu ihtiyacı karşılamaya sağladığı olanak aşikar. Hayatın her alanında olduğu gibi burada da dengeyi korumak uzun vadede sağlıklı ilişkiler inşa etmek için mühim mesele.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Here you'll find all collections you've created before.
