MediaCat

En iyi deneyimin peşinde

Kullanıcı deneyimi tasarımı henüz bu isimle anılmazken dahi bu görece yeni disiplinin gerekliliklerini farklı iş tecrübelerinde hayata geçiren Eric Reiss, Digital Age Summit’in 2019’daki en dikkat çekici konuklarından.

En iyi deneyimin peşinde

Hayatın sizi nereye götüreceğini çoğu zaman bilemezsiniz. Eski gramofonların nasıl tamir ve restore edileceğini tüm teknik detaylarıyla anlattığınız bir kitap yazabilir, 10 yıl süreyle kendinizi tiyatro yönetmenliğine adayabilir ve birgün gözünüzü açtığınızda kendinizi reklam dünyasında bulabilirsiniz.

Bu çok kısa pasaj, Eric Reiss’in değme mozaiğe taş çıkaran ve birbirinden kıyasıya farklı görünen sayısız alandan beslenerek oluşturduğu özgeçmişinde yer alan tatlı tesadüflerden yalnızca birkaçını içeriyor. Reiss’in rengârenk mesleki hafızasında macera oyunu tasarımcılığı da var, piyano tamirciliği de. Yeri gelmişken, genelev piyanistliğini de unutmamalı…

“Neden olmasın?”

Eric Reiss şimdilerde 2006 yılında kurduğu kullanıcı deneyimi tasarımı şirketi FatDUX’ın (şirketin isminin arka planında etine dolgun ördeklerin daha lezzetli olduğu gerçeği ve Design of User Experience ifadesinin kısaltması yatıyor) CEO’luğunu üstleniyor. Sektörün uluslararası bilinirliğe sahip vizyonerleri arasında gösterilen Reiss’in deneyim tasarımıyla olan ilişkisi için milat kabul ettiği dönemse 2006’dan çok daha öncesine, çocukluk yıllarına dayanıyor.

Her çocuğun “neden?” sorusunu sorduğu dönemde bununla yetinmeyip “neden olmasın?” sorusunu sormayı alışkanlık haline getirdiğini söylüyor Reiss. İlk işi olan tiyatronun, kullanıcı deneyimiyle direkt olarak ilişkisi olması da deneyimli tasarımcıyı bugün olduğu noktaya getiren faktörler arasında önemli bir yere sahip. Bugün 12 ülkeye yayılan bir başarı hikâyesine dönüşen FatDUX’ın kuruluş prensipleri de Reiss’in kullanıcı deneyimine dair bakışını en yalın haliyle görmek için önemli bir referans noktası. “FatDUX’ta UX üç şeyi yapmakla ilgilidir: kontrol edebileceğimiz etkileşimleri koordine etmek, potansiyel olumsuz etkileşimlerin sayısını azaltmak ve kontrolümüzün dışında kalan etkileşimlerin varlığını kabul etmek.”

Kategori fark etmeksizin ürünlerin birbirlerine giderek daha da benzediği (Windows işletim sistemine sahip iki dizüstü bilgisayarın birbirlerine ne denli yakın olduğunu bir düşünün), tam da bu sebeple rekabetin büyük oranda deneyim üzerinden ayrıştığı günümüzde 2012 yılında yayınladığı Usable Usability: Simple Steps for Making Stuff Better kitabı beş dile çevrilen ve çok satanlar listelerinde yer alan Eric Reiss’in sözlerine kulak vermek hiç olmadığı kadar önemli.