MediaCat

Amerika kimi seçecek?

Belki de tarihinde ilk kez siyasi iletişimcilerin bile anlam vermediği bir seçim süreci yaşanıyor ABD’de. Öykü Ajans Başkanı Necati Özkan, 8 Kasım arifesinde ABD’nin siyasi ve toplumsal atmosferini yorumluyor.

Biri aldatıyor, diğeri dövüyor!

Nancy Todd, Uluslararası Siyasi Danışmanlar Derneği (IAPC) Başkanı

Amerika kimi seçecek?Halihazırda devam eden Birleşik Devletler Başkanlık yarışı, ülke tarihi boyunca görülmüş olan en kutuplaştırıcı yarışlardan birisi oldu. 35 yıllık demokrat bir danışman olarak daha önce hiç böyle bir yarış görmedim. Doğrusu bu gidişat iyi bir şey değil.

Yarış iki yıla yakın bir süredir devam ediyor ve toplumda çok derin bir bölünme yarattı. Öte yandan inanıyorum ki, sürece henüz şahit olmadığımız pek çok yönden zarar verdi. Hillary Clinton, sitemin mevcut ve şu ana kadar yaşanan şeklini temsil ediyor. Pek çok insan, Hillary döneminin Bill Clinton döneminin bir devamı olacağı ama Obama rejimine de çok fazla benzemeyeceği gerçeğiyle teselli buluyor. Buna rağmen Hillary Clinton, eşinin sahip olduğu seçmen desteği oranlarına sahip değil. Ben o oranlara asla erişemeyeceğini de düşünüyorum. Hillary Clinton’ın oldukça zeki bir kadın olduğu aşikâr. Ancak ona karşı seçmenlerin hissettiği güven oranı, evlilik dışı ilişkisinin konuşulduğu dönemde Beyaz Saray’da zor günler geçiren eşinden bile daha düşük seviyede.

Diğer yandan Donald Trump, sistemin bozuk olduğuna inanan ancak nasıl düzeltileceğini bilmeyen ya da tek başlarına seslerinin bir fark yaratmayacağını düşünen herkesi kutuplaştırdı. Trump, ülkede çoğu insanın hissettiği ancak dile getirecek platform bulamadığı şeyleri söyleyerek, ülkenin unutulmuş insanlarıyla ortak bir dil ve frekans yakaladı. Her ne kadar yaşadığı hayatın, sıradan insanların hayatlarıyla pek ortak bir yanı olmasa da, Trump, sistemin kendilerini unuttuğunu düşünen insanlara dokunabilecek bir mesaj vermeyi başardı.

“Yasadışı göçmenleri dışarı atın”, “Temizleyin”, “Amerika’yı geri alın” gibi temalar, Amerikalıların büyük bir bölümüyle ortak bir frekans yakalayabilen mesajlar. Trump, Amerikan seçmeninin unutulmuş bir alt grubunu kutuplaştırmayı başardı ve sanıyorum ki, seçmenlerin bu seçime katılım oranı önceki seçimlerden daha yüksek olacaktır. Ayrıca verdikleri oyun hiçbir fark yaratmayacağını, kime oy verirlerse versinler sistemin aynı şekilde işlemeye devam edeceğini düşünen ve bu nedenle yıllardır oy vermeyen büyük bir seçmen kitlesinin de Kasım’da sandığa gideceğini tahmin ediyorum.

Hillary Clinton, zorlu zamanlarda ABD Dışişleri Bakanı’ydı. İşleri iyi idare etti. Clinton’ın, işlerin çok fazla yolundan çıkmasına izin vermeyeceğini bilmek insanları rahatlatıyor. Fakat Trump, haklı olduğunu ispatlamak için her şeyi yapabileceğine ve herkesle savaşabileceğine ilişkin bir mesaj veriyor. Bu doğru mesaj olmayabilir.

Hillary Clinton’ın, Amerika için Trump’ın tehlikeli olduğunu işleyen seçim kampanyası doğru ve seçmenle aynı dili konuşan bir kampanya. Ben olsaydım, onun mesajını bir adım daha ileri götürür ve “Evet sistemi temizlemeliyiz, evet değişime ihtiyacımız var. Ama güvende ve doğru ellerde olduğumuzu da bilmemiz gerekiyor” derdim. Clinton, bu tür bir mesajı tercih etmek yerine statükodan yana oldu. Ben bu tercihin ciddi bir hata olduğuna inanıyorum. Ortalama bir Amerikalı, işlerin aynı şekilde devam etmesini istemiyor. Çünkü bir çoğumuz, işlerin çok daha güzel olduğu zamanları hatırlayacak kadar uzun bir süredir buralardayız.

Donald Trump’ın verdiği mesajlar ya kendisiyle ilgili, ya da tam bir saldırı şeklinde oluyor. Trump’ın bu konuda çok ileri gittiğini düşünüyorum. Artık ülke ile ilgili bazı gerçekleri ortaya koyarak onların tartışılmasına izin vermesinin kendisi için daha iyi olacağına inanıyorum.

Tüm bunlara rağmen mevcut durumda, Hillary Clinton’ın seçileceğine inanıyorum. Çünkü risk almaları ve kendilerini rahat hissettikleri alanın dışına çıkmaları için çok kuvvetli ve elle tutulur bir neden sunulmazsa, seçmenlerin “bilinmeyen” yerine “bilinene” oy verme eğilimi vardır.

Trump, kendisini farklılaştıracak bir yola çıktı ancak, sonrasında çok ileri gitti. İnanıyorum ki, seçmen bildiği şeye geri döneceklerdir.

Bana, 2016 ABD Başkanlık seçimini nasıl değerlendirdiğim sorulduğunda özetle cevabım şu şekilde oluyor; bu seçim evlenmek isteyen ve bunun için iki koca adayıyla birden çıkan kadının durumuna benziyor. Adaylardan biri kadını aldatıyor, diğeriyse dövüyor… Sanırım sürmekte olan yarışın gerçek özeti bu.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.