RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi tarafından Türkiye’de kurumların sürdürülebilirlik stratejilerindeki önceliklerinin ve strateji ile uygulama arasındaki tutarlılığın incelenmesi amacıyla gerçekleştirilen RESPECT araştırmasının 2024 sonuçları paylaşıldı.
23 Şubat-20 Mart 2024 tarihleri arasında sivil toplum kuruluşları yetkilileri, akademisyenler, yayıncılar ve sürdürülebilirlik uzmanları ve şirketlerde sürdürülebilirlik alanını yöneten profesyoneller arasından 52 yetkili isimle görüşülerek gerçekleştirilen araştırmada şu bulgular elde edildi:
- Görüşülen isimlerin yüzde 92’si sürdürülebilirlik stratejileri ve uygulamalarının şirketlerin itibarına katkı sağladığını düşünüyor.
- Hükümet ve şirketler üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirirse iklim krizi hedeflerinin tutturulabileceğini düşünenlerin oranı yüzde 55.
- Şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerinde ön planda tutması gereken ilk beş konu: yenilenebilir enerji dönüşümü, döngüsel ekonomi ve sıfır atık uygulamaları, biyoçeşitliliğin korunması, insan hakları, toplumsal yatırım programları.
- Sürdürülebilirlik stratejilerinin şirketlerin en büyük önceliği haline gelmemesinin en büyük sebebi bazı şirketlerin bunu bir “trend” olarak algılaması. Yüzde 76’lık bir kesime göre ise özellikle ihracat yapan firmalar arasında müşteri talepleri doğrultusunda sürdürülebilirliği ciddiye alanların sayısı artışta.
- Sürdürülebilirlik uygulamalarındaki temel eksikliklerin en büyük nedeni şirketlerin kendi öncelikleri ile gezegenin öncelikleri arasında büyük farklar olması (yüzde 90), öncelikleri doğru tespit etmelerine rağmen yeterli kaynak ayırmamaları ve iş sonuçları ile sürdürülebilirlik stratejilerinin doğrudan ilişkili olduğunu düşünmemeleri (yüzde 84).
- Sürdürülebilirliği iş modeline entegre etmiş şirketlerin en fazla odaklandığı konu ESG (Ekonomik Sosyal ve Yönetişim) performansını raporlamak (yüzde 69).
- Adı yeşil yıkama ile anılan şirketlerin etkinlik sponsorluklarına olumsuz bakanların oranı yüzde 61. Ankete katılanların yüzde 73’üne göre ise sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri bu şirketlerden fon almamalı.
- Görüşülen isimlerin yüzde 82’si özel sektörün trend alanlara yönelik hizmet veren STK’larla çalıştığı, yüzde 78’i ise STK’ları PR odaklı konumladığı tespitine katılıyor.