Hikâyeler anlatmak değil, dünyalar yaratmak.
Cannes‘daki oturumların ilginç yönlerinden biri bir yandan geleceği şekillendirecek yenilikler üzerine büyük laflar edilirken diğer yandan bütün bu yeniliklerin ötesinde değişmeden kalan ve kalacak olanın öne çıkarılmasıdır. Bu yüzden bir yerde birisinin hikâye anlatmak üzerine konuşması kaçınılmazdır.
Bu seferki uzman konuk Being John Malkovich, Adaptation, Where the Wild Things Are gibi filmlerin yönetmeni ve Jackass’in yaratıcısı Spike Jonze‘du. Jonze’a sahnede SapientNitro küresel CCO’su Gaston Legorburu eşlik etti. Soru cevap şeklinde ilerleyen oturumda Jonze’un kişisel deneyimlerinden yola çıkarak hikâye anlatmak ve hikâye yaşatmak arasındaki fark irdelendi.
Jonze kendi adına en ilgi çekici hikâyelerin kendi iç dünyasını içine yedirebildiği ve içinde yeniden kurabildiği hikâyeler olduğunu belirtti. Bir hikâye anlatırken cevaplar değil sorular perspektifinden hareket etmek gerektiğini söyleyen ünlü yönetmen hikâye anlatımının anlatıcının kendi anlamlandırma çabasına denk gelmesi gerektiğini vurguladı. Reklamcıların müşterilerine karşı sorumlu oldukları gibi yönetmenlerin de yapımcılara karşı sorumlu olduklarını hatırlatan Jonze’a göre, anlatıcının kendisine finansman sağlayanların gündemi ile kendi hikâye anlatma istekliliği arasında bir denge kurması gerekiyor.
Legorburu’nun sorusu üzerine Jonze, Sony Bravia için 2006 yılında çekilen ve o yıl ajansı Fallon‘a bir Altın Aslan kazandıran “Balls” isimli reklam filminin favori reklam filmlerinden birisi olduğunu söyledi. Yönetmen, Fallon’un reklamı kendisinin çekmesini istediğini fakat reklamda kullanılan görselliği kafasında canlandıramadığı için bunu reddettiğini belirtti.
Fotoğraflar: @imPatrickT, @mcfrizz
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.