Yaratıcı ajans Emotive, insanların duygularına dokunma misyonunu görsel dünyasına da yansıtmak için marka kimliğini yeniledi.
Avustralya merkezli yaratıcı ajans Emotive, kuruluşunun onuncu yılında görsel kimliğini baştan sona yenileyerek, markaların ve insanların duygularına dokunma misyonunu tasarıma da yansıttı.
Ajansın kurucusu Simon Joyce’a göre bu dönüşüm, sadece estetik bir güncelleme değil; Emotive’in geldiği noktayı ve ileriye dönük hedeflerini yansıtan stratejik bir adım. Joyce, bu durumu şöyle anlatıyor: “2017’de oluşturduğumuz kimlik, artık bizi yansıtmıyordu. O zamanki Emotive ile bugünkü Emotive arasında çok büyük fark var. Artık çok daha net bir amacımız var: İnsanların nasıl hissettiğini değiştiren fikirler üretmek. Müşterilerimizden cesur ve sınırları zorlayan işler yapmalarını istiyoruz. Bu durumda, kendi markamız için de aynı cesareti göstermemiz gerekiyordu.”
Yenilenen görsel kimliğin yaratım sürecinde Emotive’in ofisine komşu olan Coogee Sahili ilham verici bir rol oynamış. Ajansın Tasarım Direktörü Daniel Mortensen, bu süreci şöyle anlatıyor: “Sahilden gelen özgürlük hissiyle başladık. Ama asıl hedefimiz, kimliğin her temas noktasında bir duygu yaratmasıydı. İnsanların bir tasarıma bakıp bir şey hissetmesi gerekiyordu.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Yeni tasarımların etkisini ölçmek için tüm alternatifler ofis duvarlarına asıldı ve ekip üyeleri “hangisi size bir şey hissettirdi?” sorusuyla seçim yaptı. Grup Kreatif Direktörü Darren Wright’a göre bu süreç, hangi tasarımların gerçekten işe yaradığını görmek açısından oldukça öğreticiydi: “Birine gülümsetebilir, bir diğerine dokunabilir, başka birinde ise ciddi duygular uyandırabilirsiniz. Önemli olan, bu geniş duygu yelpazesini doğru temsil edebilmek.”
Markanın animasyonları için ses tasarımı da büyük önem taşıdı. Bu noktada Electric Sheep Music ile işbirliği yapıldı. Mortensen bu katmanın, markaya yalnızca görsel değil, işitsel olarak da bir his kazandırdığını belirtiyor:“Ses tasarımı, duyguyu bir kat daha artırdı. Bu ek yaratıcılık dokunuşu her şeyi yükseltti.”
Emotive’in dönüşüm sürecinde öne çıkan bir başka unsur da özel olarak geliştirilen yazı tipi: Emotive Sands Semibold. Mortensen bu süreci şöyle anlatıyor: “Pangram Pangram’dan bir temel font lisansı aldım ve üzerine kendi dokunuşumu ekledim. Bu, sadece harfleri değil, noktalama işaretlerini, boşlukları ve harfler arası boşluğu da kapsayan büyük bir çalışma oldu. Ama son derece tatmin ediciydi. Tipografi inşa etmek, marka kimliğinin başka bir boyutunu oluşturmak demek.”
Yenilenen marka kimliği, Emotive’in iç yapılanmasında yaşanan değişimlerle de paralel ilerliyor. Son dönemde oluşturulan yapay zekâ birimi ve genişleyen ekip ajansın kapsamlı bir dönüşümden geçtiğini gösteriyor. Simon Joyce, yaratıcı ekibi büyütmek üzere de yeni bir ismin duyurulacağını ve reklam performansını ölçmeye yönelik yeni bir sistemin de yolda olduğunu açıklayarak şu ifadeleri kullandı: “Bu sadece bir görsel kimlik değil. Aynı zamanda 10 yıllık başarıyı selamlayıp, yeni on yıla daha da güçlü bir giriş yapma ifadesi. Artık 10 yaşındayız ve her şeyi 11’e çeviriyoruz.”
Sonuç olarak Emotive, yalnızca kendini yenilemekle kalmıyor, bir ajansın tasarım aracılığıyla nasıl hissedilebileceğini de gösteriyor.
Here you'll find all collections you've created before.