Modern dünyanın “meçhul vatandaşı” artık sadece bir şiir karakteri değil; iletişim ve iş dünyasında sessiz kalan, risk almayan, görmezden gelen her tutumda karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin toplumsal barış süreci için yeni bir zemin oluşurken, markalar da bu eşiği geçmeye hazır mı? Artık mesele yalnızca temsiliyet değil, dönüşüm.