MediaCat

Çığırından çıkmış zaman

Eğitimin, eğitimlinin, akademinin, işini düzgün yapmanın statü karşılığı azalıyor, erişimi de azalıyor. İşinizi iyi yaparak alacağınız erişimin çok üzerinde bir erişimi işinizi kötü yaparak alabildiğiniz, algoritmaların bunu desteklediği bir ekosistemde, sekiz çorbayı birbirine katıp sosyal medyada küfür yiyerek ünlü olabilir ve bunu paraya dönüştürebilirsiniz.

Değerli yazar Başar Başaran’ın Tek Geçer Akçe Popüler Olmak başlıklı yazısı geçen ay MediaCat içerikleri arasında beni en çok düşündürenlerden biriydi. Başaran, bildiğimiz şekliyle meşhurluğun bize kişinin mesleğindeki kabiliyeti sayesinde edindiği bilinirliği anlattığını ama fenomenleşme çağında kendinden başka bir şeyi adreslemeyen, kendinde kendi için salt bir şöhret olduğunu; her şeyin sadece ve sadece görünür olmak için olduğunu ve bunun tüm değerleme ve deneyimleme mekanizmalarını yok ettiğini söylüyor.

Haklı.

Peki bunun sebepleri ne? Ve “Allah sonumuzu hayreylesin” demek dışında bir seçeneğimiz var mı?

Çoğu zaman olduğu gibi evrimci perspektif ve ağ bilimiyle önümüzü görmeye çalışalım.

Statü-hiyerarşi mekanizmaları dönüşüyor

Sapolsky’nin Şöhretin Kökeni Üzerine isimli harika bir makalesi vardır. Birçok sosyal memeli gibi hiyerarşik bir grup yapısına sahip olan insan türü, tarihinin yüzde 99’unu avcı toplayıcı olarak geçirdi ve zihnimizin mekanizmaları bu dönemde evrimleşti. Çevre ve koşullar son 200 yılda çok hızlı değişti, değişiyor ama biz aynı makineyle karar veriyoruz. Bir avcı toplayıcı kabilede ün-statü ile şöhret-popülarite arasında direkt bir bağlantı vardı. İyi bir avcı, iyi bir iz sürücü… iseniz bu size bir statü sağlar, temel öğrenme ve aktarma mekanizmamız olan taklit-sosyal öğrenmeyle grup üyeleri sizin davranışlarınızı taklit ederek sizin başardığınızı başarmayı umarlardı.

Bu çok verimli bir öğrenme ve aktarım mekanizmasıdır ve bizi bugünlere getirmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle ün ile statü arasındaki bağlantı gevşemiş, bugün sosyal medyayla tamamen kopmuştur. Bu Türkiye’ye özel bir durum değil, eğitimli olup olmamakla da alakalı değil. Bugüne kadar hiç deneyimlemediğimiz bir sosyal ağ yapısı içerisindeyiz. Ve bu, toplumları, toplumların statü-hiyerarşi mekanizmalarını dönüştürüyor.

Şöhret için şöhret, aslına bakarsanız, insanlara -daha fazla taklit edilmelerini sağlayan- somut faydalar sunuyor. Bu durumun ilk büyük örneklerinden biri sanırım Kim Kardashian’ın internete sızan yatak odası görüntüleriyle global bir ünlüye dönüşmesidir. İşinizi iyi yaparak alacağınız erişimin çok üzerinde bir erişimi işinizi kötü yaparak alabildiğiniz, algoritmaların bunu desteklediği bir ekosistemde sekiz çorbayı birbirine katıp sosyal medyada küfür yiyerek ünlü olabilir ve bunu paraya dönüştürebilirsiniz. Üstelik bu, kazananın her şeyi aldığı bir oyun da değil. Statünün gerçek bir başarıyla bağlantısı koptuğu için size para kazandırmasa da kendi sanal sosyal ağınızda statü olarak dönecek bir “OMG a hit tweet” ile günü mutlu tamamlayabilirsiniz.

Eğitimin, eğitimlinin, akademinin, işini düzgün yapmanın… statü karşılığı azalıyor, erişimi de azalıyor. Herkes kendi inancı, önyargıları çerçevesinde bir topluluğa erişip orada kendini doğru ve değerli hissedebiliyor. Bir arkadaşımın aktardığı bir Reddit içeriği vardı, mealen şöyle diyordu: “Eskiden çıkıp ‘Ben tost makinesine tapıyorum’ desen sana deli muamelesi yapılırdı. Bugün sosyal medyaya girip dünya çapında senin gibi yüzlerce tost makinesi müridi bulabiliyorsun.” Kartlarını doğru oynarsan tost makinesi tarikatının saygın, yüksek statülü bir üyesi olman işten bile değil.

Algoritmanın gücü

Geçen gün bir tekno-girişimci, ODTÜ’lü genç bir mühendisin iş bulamamaktan yakınan videosu üzerine, artık üniversite mezunlarına ihtiyaç olmadığını, gerekli bilgilerin 3-4 ay içinde YouTube’dan öğrenilebileceğini iddia etti. Epey de bir tartışma yarattı. Üniversite eğitiminin, öğrenmeyi öğrenmenin, sosyal öğrenme ile elde edilecek becerilerin 3-4 ayda YouTube videolarından öğrenilebileceğini iddia etmek, bence tost makinesi taparlık kadar absürt olsa da toplamda bu kişiye ciddi bir erişim ve bilinirlik getirdi. Sakin bir üslupta, var olan iş piyasası, yapay zekânın sundukları ve kendini yenilemekte geciken akademi üzerine düzgün bir içerik yazsaydı, muhtemelen kimse görmeyecekti, okumayacaktı.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.