Marketing Day’in son bölümünde, ilk olarak Türkiye’nin Başarılı Kadınlarının Marka Hikâyeleri oturumu Ece Üner moderatörlüğünde Bee Goddess markasının kurucusu Ece Şirin’i ve Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Aras’ı ağırladı. Ece Üner’in sorularının yanıtlandığı ve Bee Goddess ve Aras Kargo markalarının bugünkü konumlarına gelme süreçlerinin paylaşıldığı oturumun ana fikirleri; başarının konfor alanının dışında şekillendiği ve riskin tehlikelerinden ziyade fırsatlarına eğilmenin daha doğru olduğuydu.
Ece Şirin birçok uluslararası şirketin pazarlama departmanlarında yöneticilik yapmış ve pazarlama dünyasına yönelik birçok eleştiri biriktirmiş bir isim. Günümüz markalarının, önerdikleri ürünlerin mutluluk getirdiğini iddia etmeleri, bireylerin algılarında bir eksiklik duygusu yaratıyor Şirin’e göre. Bunu dikkate alan Ece Şirin, Bee Goddess markasını ilham aldığı Çatalhöyük ana tanrıçası simgeleriyle; yani, bereket, dişil güç, yaratıcılık ve koşulsuz sevgi değerleri etrafında kurgulamış. Bu yıl İngiliz Telegraph gazetesi tarafından “En Vizyoner Mücevher Markası” seçilen Bee Goddess, bir statü sembolünden ziyade ruhun bir sembolü olma misyonunu taşıyor.
Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Aras ise; vergi borcu kabarmış, çalışanlarına ücretlerini ödeyemeyen, iflasın eşiğine gelmiş bir şirketi devralıp iki yıl içinde altı kat büyütebilmesinin ardındaki sırrı paylaştı seyircilerle. Aras’a göre 2003 yılında başlayan markalaşma sürecinde en önemli olan unsur yetenekli insan kaynağını bulabilmekti. İç iletişime, iletişim çalışmalarında öncelik veren Aras, Anadolu’yu dolaştığını ve 10 bin Aras Kargo çalışanını bir hayale inandırdığını ve onlara istediklerinde neler başarabileceklerini anlattığını ifade etti. Evrim Aras’ın paylaşımlarına göre aradan 10 yıl geçtikten sonra Aras Kargo; tırlardan, ambar ve kutulardan ve yollardan ibaret olan algısının ötesine geçerek, mahalledeki esnaftan biri olarak algılanmaya başlandı. Son dönemde gerçekleştirilen kampanyalar için yaratılan güleryüzlü Araslar figürleri de bu algı değişiminde büyük rol oynadı.
“İnovasyon konfor alanının dışındadır”
Bu üç başarılı kadından sonra ise sahneyi Hindistan’dan bir konuk devraldı. AND Consulting Direktörü Advait Dikshit Brand Week Istanbul katılımcılarına farklı hikâyeler üzerinden, şu an dünyada oldukça meşhur olan bir kavramı, inovasyonu anlattı. İnovasyonun konfor alanlarının dışına çıkmayı gerektirdiğini kaydeden Dikshit burada iki temel prensibin iyi bir başlangıç olduğunu söyledi: Alışılmadık yerlere git, alışılmadık insanlarla tanış.
Konumlandırmada Derici ekolü
Brand Week Istanbul’un kadrolu konuklarından reklam dünyasının dahi çocuğu Hulusi Derici Marketing Day’de müzisyen kızı İrem Derici ile sahnedeydi. Sahneye ilk olarak yalnız çıkan Derici, 36 yıllık meslek hayatında sıradan olmayı hep reddettiğini söyleyerek söze başladı. “56 yaşındayım, 20 yıldır sağda solda konuşuyorum, böyle bir durumda hâlâ çocuk denmesi tuhafıma gidiyor. ‘Reklamın dahi çocuğu, çılgın çocuğu’ falan diyorlar. Ama bu bir taraftan da iyi bir şey. 56 yaşında hâlâ çocuk olduğuma göre daha çoook bu mesleği yapacağız demektir.”
Derici, bugüne kadar sayısız markayla çalıştığını, markaları insan gibi düşünürsek, birçok markaya ebelik, dadılık ve öğretmenlik yaptığını ancak bugüne kadar hiçbir markaya anne babalık yapmadığını ve bu işe de girişmeye karar verdiğini şu sözlerle anlattı: “Belki de reklamveren reklamcıyı eksik görmekte haklıydı. Tüm süreçlerle biz uğraşıyoruz, bu reklamcılar senaryo film falan bize gelip akıl veriyorlar. Ne yapayım ne yapayım diye düşündüm. Bir taşla iki kuş vurayım dedim. Hem ‘hah bizim çektiğimiz zorlukları anlayan bir reklamcı’ desinler hem de benim de çocuklarım olsun yahu dedim. Gazozuna bir iş yapayım dedim. Gazoz çok demode, çok eski bir kategori. Burada bir farklılık yaratabilir miyim dedim. Sıfırdan şişesinin tasarımından markalamasına Gagoz markamızın test üretimine başladık. Ben 12-13 senedir girmiyorum reklam sektörü yarışmalarına. Bunda da girmedim ama başkaları aday gösterdiler. Ve birçok yerde ödül aldı. Bir yılda 47 bayiliğe ulaştık. 20 milyon şişeye yakın Gagoz sattık. Fakat bu da benim çocuğum olmayabilir yahu. 5-6 sene sonra para verirler, satarım hooop gitti elden. Benim zaten beş çocuğum var. En büyüğü aramızda onu da alalım ve beraber devam edelim.”
Derici’nin, kızı İrem Derici’yi sahneye davet etmesinin ardından İrem Derici, müzik hayatına nasıl başladığını ve bu noktaya nasıl bir stratejiyle geldiğini yani “Konumlandırmada Derici Ekolü”nü anlattı.
Üç altın öğüt
O Ses Türkiye’nin ardından albüm yapma aşamasında “Hulusi Beyciğimin üç öğüdü oldu bana” diyen İrem Derici bu öğütleri şu şekilde sıraladı:
Baba kız Derici, Brand Week Istanbul katılımcılarına hoş bir sürpriz de yaptılar ve sunumlarını Kimler Geldi Kimler Geçti şarkısını seslendirerek sonlandırdılar.
“Mizah, bulmacalar yapıp onları çözmeye çalışmaktır”
Marketing Day’in son oturumu Erdil Yaşaroğlu’nun enerjik sunumuyla sona erdi. “Beyin Acısı” isimli sunumunda Yaşaroğlu, üretim sürecindeki önemli noktaları, kendi karikatürlerinden örnekler vererek anlattı. Yaşaroğlu’nun sunumunda öne çıkan başlıklar, “kutunun dışından bakma, farklı bakma, yenilikçi düşünme, bulmaca çözme, abartma, ters mantık kurma, empati kurma, esinlenme, tesadüf ya da hırsızlık ve değişim” oldu. Başarılı karikatürist konuşmasında mizahı, bulamacalar yapıp onları çözmeye çalışmak olarak adlandırırken, yaptığı işin temelinde mantığı mizahla doldurmak olduğunun altını çizdi.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.