İş dünyasında daha yükseğe çıkmak istiyorsanız, önce nerede durduğunuzu bilmeniz gerekiyor. Sonraki adım ise ayağınıza dolanan alışkanlıkları bırakmak. Marshall Goldsmith’in İş Dünyasında Zirveye Giden Yol kitabı, okuyucularını değişime cesaretle yaklaşmaya davet ediyor.
Bu kitaptan yararlanmak için bir CEO, bir editör veya bir finans dehası olmanız gerekmiyor. Kendi kişisel haritanıza bakın. ‘Burası’ ve ‘orası’ ile ilgili görüşleriniz arasındaki mesafenin izini sürün.
Buradasınız.
Oraya ulaşabilirsiniz.
Ama anlamanız gereken şu ki, sizi buraya getiren her neyse oraya ulaştırmayacak.”
Marshall Goldsmith, en çok ses getiren kitabı İş Dünyasında Zirveye Giden Yol’a böyle başlıyor. Goldsmith’in kitabındaki ana düşünce iki aşamalı bir hareket planı içeriyor: Önce nerede olduğumuzu tespit etmek yani “burası”nın yerini haritada bulmak; ardından da gideceğimiz yere yani “orası”na ulaşmak için izleyeceğimiz yolda ayağımıza bağ olacak kötü alışkanlıklardan kurtulmak.
İşyerinde birtakım davranış biçimlerini tekrarladıkça yapmış olduğumuz iyiliklerin değeri azalır ve bu tür davranışlarımız, doğal olarak, iş arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizden sonra dostlarımızla olan ilişkilerimize de sıçrar. Küçük çaptaki kızgınlıklar ciddi krizlere dönüşür.
Peki, bu neden kaynaklanır? Goldsmith’e göre bu, genellikle, bahsedilen kişilerin içlerindeki doğru davranış pusulalarının bozulmasından ve başlarına göre pozisyonları hakkında net bir düşünce geliştirememelerinden kaynaklanır.
Burada da önemli olan insanları değişmeye ve gelişmeye ikna etmektir. Bu konuda da yazar şunları söylüyor:
“İnsanlar her şeyi yapmaya muktedirdir -davranışlarını değiştirmeye bile- yeter ki onlara, yapacakları şeyin kendi değerleriyle örtüştüğü ve kendi çıkarlarına hizmet edeceği kanıtlansın.”pusulalarının bozulmasından ve başlarına göre pozisyonları hakkında net bir düşünce geliştirememelerinden kaynaklanır. Burada da önemli olan insanları değişmeye ve gelişmeye ikna etmektir. Bu konuda da yazar şunları söylüyor: “İnsanlar her şeyi yapmaya muktedirdir -davranışlarını değiştirmeye bile- yeter ki onlara, yapacakları şeyin kendi değerleriyle örtüştüğü ve kendi çıkarlarına hizmet edeceği kanıtlansın.”

Ayak bağı olan alışkanlıklar hakkında Peter Drucker’dan duyduğu bir sözü temel alıyor Goldsmith; “Şimdiye kadar tanıdığım liderlerin yarısının ne yapmak gerektiğini ögrenmeye ihtiyacı yoktu. Artık neye bir son vermek gerektiğini öğrenmeye ihtiyaçları vardı.”
“Yanlış bir tutumu düzeltmekten bahsetmek için, öncelikle, sıklıkla sergilediğimiz yanlış davranışları belirlememiz gerekir.”
Burada düzeltilecek 20 kötü alışkanlık belirlemiş. Zafer takıntısı, gereğinden fazla yorum yapmak, yargılamak, dinlememek bunlardan bazıları.
Ama Goldsmith’in bu 20 alışkanlıkla ilgili bazı iyi haberleri var: “İyi haber şu ki, bu tür kötü davranışların bir kişide toplu halde görüldüğü durumlar nadirdir. Genelde bir kişiyi, bu yanlış davranışlardan biri ya da ikisiyle itham edebilirsiniz. Başka birinin ise daha farklı yanlışlarını bilirsiniz. Fakat başarılı bir kişide, bu tür yanlışların birçoğunun bir arada görülmesi zordur” diyor ve ekliyor; “İyi haberler bitmedi. Bu yanlışlar, düzeltilmesi kolay yanlışlardır. Çözüm, her insanın kendi kabiliyetindedir.”
Bu bağlamda bir koçun görevi bunu nasıl yapacağımızı göstermektir. Yazara göre, bu o kadar da zor olmayabilir zira bir insan ne kadar yükselmişse sorunları o kadar davranışsaldır. Bir şirketteki hiyerarşi piramidinin doruklarındaki lider oyuncular genelde mesleki açıdan kalifiyedir. Hepsi, kendi alanında mesleki açından gerekli becerileri az çok öğrenmişlerdir.
Burada önemli olan değişime ve yol gösterilmeye açık olmaktır. Zira hedeflediğimiz “orası” sadece kendi içgüdülerimizle gidebileceğimiz bir yer olmayabilir. Yolu bilenlerden faydalanmak bir erdemdir.
“Ancak,” diyor yazar, “koç olarak mesele bazen insanlara yolun sadece işten ve paradan geçmediğini de göstermek ve onları toplamda tatmin edici bir yaşama yönlendirmektir.”
“Hayatınızdaki gerçek amacınızı belirleyin ve onun pesinden gidin! Bu sadece büyük hayaller için değil, küçük hayaller için de geçerlidir. Hep istediğiniz o spor arabayı alın, sizi hep büyülemiş olan o yere gidin, piyano çalmayı ya da İtalyanca konuşmayı ögrenin. Eğer çevrenizdeki bazı kişiler, iyi yasam anlayışınızı aptalca ya da tuhaf buluyorlarsa da kimin umurunda! Bu, onların hayatı değil. Sizin hayatınız. Pek azımız bütün hayallerimizi gerçekleştirebiliriz. Bazı hayaller bizden kaçar. Dolayısıyla asıl soru, ‘Bütün hayallerimi gerçekleştirebildim mi?’ değil, ‘Bunlar için bir çaba gösterdim mi?’dir.”
Here you'll find all collections you've created before.