MediaCat

Dijitalin altın tepsisi: Super app’ler

Çok kanallı ve merkezî yapılarıyla birden fazla hizmeti tek tıkla tüketicilerine sunan super app’ler, son yıllarda dijital pazarlamanın gündemini şekillendiriyor.

Dijitalin altın tepsisi: Super app’ler

Kısa bir süre öncesinde, insanlığın var olabileceğinden dahi şüphe duyduğu çoğu imkân şu an elimizin altında, altın tepside sunuluyor. Worldometers verilerine göre, bu yıl dünya nüfusuna 49 milyarı aşkın birey katıldı. Popülasyon giderek artarken, özellikle pazarlama sektörü her geçen gün daha fazla artan tüketim taleplerini karşılayabilmek için yeni çözümler ortaya koyuyor. Dijital pazarlamanın gündemini ise son birkaç yıldır super app’ler şekillendiriyor.

Aynı anda birden fazla hizmeti bünyesinde barındıran super app’ler aslında resmî olarak Asya menşeli WeChat ile popülerlik kazandı. Finanstan hizmete pek çok sektörün iş yapış biçimlerini yeniden düzenleyen super app’ler, özellikle veri biriktirme anlamında markalara büyük avantajlar sağlıyor.

Pandemiyle birlikte değişen sosyalleşme ve yaşam anlayışının bizleri farklı alışkanlıklar edinmeye zorladığı ve en önemlisi de dijitalle aramızdaki iletişimi daha samimi bir noktaya taşımaya zorladığı aşikâr. Özellikle Baby Boomers, X ve Y kuşakları için, dijital anlamlandırması daha zor bir alanken ve bireyler dijitalde de bir yapay zekâdan ziyade insanla muhatap olma arayışı içindeyken, bugün kuşak bağımsız çoğu birey yeni yaşamın yeni koşullarına adapte olabilmiş gibi gözüküyor. Super app’ler de burada devreye girerek, bireylerin yaşamlarını kolaylaştıran ürün ve servisleri tek bir alanda tüketicilerine sunuyor.

Merkezî bir deneyim

Haziran ayında PayPal ve PYMNTS ortaklığında Avustralya, Almanya, Birleşik Krallık ve ABD sınırlarında 10 bin kişiye ulaşan “The Super App Shift: How Consumers Want to Save, Shop and Spend in the Connected Economy” isimli araştırma, bireylerin tek bir kanaldan birden çok hizmete ulaşabilmek için büyük bir heyecanları olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmada belirtilene göre, super app’ler bir zamanlar karmaşık bir uygulama, internet sitesi ya da kanaldan aldığımız yığınları, aslında tek ve merkezî bir deneyim hâline getiriyor.

Mesela bir alışveriş merkezinde gezindiğinizi hayal edin. Alışveriş merkezleri aslında iş modeli olarak tüketicilerin daha uzun süre alışveriş yapmalarını sağlamak için, ziyaretçileri minik tuzaklara düşürmeye dayanıyor. IKEA’yı ele alalım, kasaya gidene kadar aşmanız gereken labirentleri düşündüğünüzde, sizi farklı kategorilerdeki ürün gruplarına nasıl sürüklediğini anlamaya fırsat bulamıyorsunuz ancak eşzamanlı olarak sepetiniz çoktan bir sürü ürünle dolmuş oluyor. İşte, super app’ler bir yandan da tüketici perspektifinden, tabiri caizse minik tuzakların önüne geçmeyi sağlıyor.

En fazla ilgi Z Kuşağı’ndan

Araştırmaya katılan 10 kişiden 7’si super app’leri hayatlarında istediklerini söylerken, 4’te 1’i ise super app’lerle “çok” ya da “çok fazla” ilgilendiklerini belirtiyor. Araştırmada 1997 – 2004 aralığındaki jenerasyon olarak kabul edilen Z Kuşağı, katılımcıların yüzde 11,3’lük kesimini oluşturuyor ve özellikle katılımcılardan Z Kuşağı’na mensup bireylerin super app’lerle diğer jenerasyonlara kıyasla daha fazla ilgilendiği ortaya çıkıyor. Bu noktada akıllara bireylerin super app’lere olan ilgisinin altında nasıl bir motivasyon yattığı sorusu geliyor.

Super app’lere olan ilginin bu denli yüksek olmasında kullanıcıların iki ana motivasyon kaynağı var: kolaylık ve güvenlik. Uygulama enflasyonu dolayısıyla bozulmuş ve arasından doğruyu bulmanın giderek zorlaştığı dijital dünyada, kullanıcılar kolay ve güvenilir olan alternatifle ilerlemek istiyorlar. Buradaki kolaylık, uygulamaların merkezî yapısıyla çok kanallı bir şekilde birden fazla hizmeti ve servisi içerisinde barındırarak tek tıkla tüketiciye dilediği hizmeti verebilmesi.

Araştırma aynı zamanda spesifik karakterlerin super app’ler konusundaki düşüncelerine de ışık tutuyor. Tabii ki katılımcılar arasında teknoloji tutkunu olanlar konuya olan ilgilerini “çok fazla” ve “fazla” olarak tanımlarken, önceliği kolaylık olanların da super app’lere aynı şekilde “çok fazla” ve “fazla” ilgi gösterdikleri görülüyor. Aynı zamanda finansal sağlık arayışında olanların ve ticaret yapma arayışında olanların da sırasıyla yüzde 31 ve yüzde 29 olmak üzere super app’lere ilgi duydukları ortaya çıkıyor.

Super app’lerin sunduğu çözümlerle ilgilenenler arasında demografik farklılıklar da göze çarpıyor. Finansal sağlık arayışında olan kitleyi yüzde 48 oranında Z Kuşağı oluşturuyor. Z Kuşağı’nın gelecek konusunda endişeli olduğu ve geleceğini iyi planlamak için diğer kuşaklara nazaran daha bilinçli olduğuna dair uzman yorumları düşünüldüğünde bu çıktı pek de şaşırtıcı değil. Araştırmanın bir diğer sürpriz olmayan çıktısı ise Baby Boomers ve yaşı ileri kesimin yüzde 50 ile nispeten super app’lere ilgi duymayan gruba hükmettiği gerçeği. Kolaylık arayanların yarısını ise yüksek kazanç gücüne sahip olma ve genel olarak kültürler için trendler belirleme eğiliminde olan Y Kuşağı oluşturuyor.

Tek tıkla masaj rezervasyonu

Bilindiği üzere Tencent’e ait WeChat’in bugün 1 milyarı aşkın kullanıcısı bulunuyor. İlk başta bir mesajlaşma servisi olarak başlayan uygulama şimdi otel odasından tutun dijital ödeme gönderimi ya da oyun platformu gibi birden fazla hizmeti bünyesinde barındırıyor. Keza Endonezya menşeli Gojek de küreselde en geniş çaplı hizmeti sunan super app’lerden. Yemek teslimatı, ulaşım, dijital ödemeler hatta masaj rezervasyonu bile sunan Gojek, Güneydoğu Asya’daki kullanıcılarına pek çok hizmeti birlikte sunuyor ve günde 7 milyondan fazla sipariş alıyor.

Bugün Facebook bile alışverişten arkadaşlık uygulamasına dek çok çeşitli kategorilerde hizmet veriyor. TikTok da çok yakın zamanda uygulama içi alışveriş deneyimini özelliklerine eklemiş bulunuyor. Tüm bu gelişmeler iş dünyasının da bu yeni alışkanlığa adapte olmasının gerektiği sinyallerini oldukça yüksek bir frekanstan veriyor.

Süper uygulamaların yükselişi iş dünyasını nasıl etkiliyor?

Pazarlama ekosisteminde uzmanlaşmış yazar Bernard Marr, rekabet ekosisteminde varlığını devam ettirmek isteyen şirketlerin uygulamalarını mümkün olduğunda çok hizmet içerecek şekilde yenilemeleri gerektiğini salık veriyor. “Sonuçta ne kadar çok hizmet sunarsanız, müşteriniz uygulamanızda o kadar süre kalır” diyen Marr, sorunsuz bir kullanıcı deneyimi yaratma şartının da altını çiziyor. Marr’a göre en önemli şartlardan bir tanesi şirketlerin çok kanallı bir bakış açısı edinerek hizmetlerini genişletmeleri ve ardından sorunsuz bir şekilde kullanılacak bir uygulama oluşturmaları. Bunun şirketler için de en önemli faydalarından bir tanesi şirketlerin tüketicileri hakkında daha fazla veriye erişebilmelerine imkân sunması. Super app’lerin, tek hizmetli uygulamaların çoğunun yerini alıp almayacağını zamanın göstereceğini söyleyen Marr, “Şirketler kendilerini dijital öncelikli, uygulama merkezli bir model etrafında yeniden düzenlerken super app’ler trendi izleniyor” diyor.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.