Logo değişimi bir “gereksinimden” ileri gelir. Ve her markanın duyduğu gereksinim birbirinden farklıdır. Logo tasarım trendleri, işte bu nedenle uzun ömürlü ya da belirleyici olamaz.
2021’de hepimizin hayatında olduğu gibi markaların hayatında da ciddi değişiklikler oldu.
Yeni yılın henüz ilk günlerinde, dünyaca ünlü birçok marka, logo tasarımını yenilediğini duyurdu.
Hızlı yemek zinciri Burger King, 1969’da kullanmaya başladığı eski logosuna ufak tefek dokunuşlarla geri dönüş yaptı. 1999’da üretilen “güncellenmiş” logo, geride kalan 22 yıla rağmen tüketicinin aklına tam olarak kazınamamıştı. O dönemin “trendlerini” takip ederek üretilen logo, moda değişince geçerliliğini kaybetti. İmdada zamansız bir iş olan eski logo yetişti.
Bir başka logo değişimi, yılın popüler markalarından Pfizer’da yaşandı. Etkin Covid aşısıyla bir buçuk sene içinde milyarlarca insanın damarlarında dolaşmaya başlayan marka, bir Türk tasarımcı olan Sabri Akın’ın çalışmasıyla görsel kimliğini yeniledi.
Ardından sahneye otomobil markaları çıktı. General Motors’dan Renault’ya, Peugeot’dan KIA’ya, BMW’dan Dacia’ya kadar birçok dev marka, alanları ve büyüklükleri itibarıyla çok yüksek maliyeti olacak bir değişim sürecine girdi. General Motors elektrikli araç dünyasına vurgu yaptığını iddia ettiği, mavi renk geçişli ve küçük harfli bir logoyla karşımıza çıkarken Renault, hem ambleminde hem de yazıtipinde sadeleşmeye gitti. Peugeot, Stellantis’in bünyesine girmesiyle kapsamlı bir değişikliğe ve 1960 tarihli logosunun bir versiyonuyla “öze dönüşe” imza atarken KIA, iddialı ancak okunaklılığı tartışma yaratan tipografik bir çözümle karşımıza çıktı. Dacia teknolojik üstünlüğünü vurgulayan ilginç bir yazıtipine geçiş yaparken BMW ise sadeliği yansıtan tasarımıyla gündem oldu.
İngilizlerin köklü futbol kulübü Norwich City bir hayli eskimiş amblemini, ruhunu bozmadan, ustaca bir biçimde yenilemeyi başarırken İtalyan devi Inter Milan’ın yaptığı değişiklik taraftar kitlelerini birbirine düşürdü.
Facebook’un Meta’ya geçişi, Meta ambleminin iki farklı kuruluşun logosuna fazla benzediği gerekçesiyle tartışmaları beraberinde getirdi.
Araştırma şirketi Nielsen ile haber yayıncısı Newsy, kısa aralıklarla yeniledikleri logolarında, “N” harfini birbirine çok benzer bir biçimde kullanarak şaşkınlık yarattılar.
Ünlü kahve üreticisi Groundwork, amatör logo tasarımından nihayet uzaklaşarak özgün ve cesur bir kimliğe kavuştu. Groundwork’ün ambalaj tasarımcıları uzunca bir süredir keyifli işler ortaya koyuyor ancak logonun zayıflığı yapılan işin kalitesini büyük ölçüde gölgede bırakıyordu.
Yazılım şirketi Clubhouse, aynı isimli sesli iletişim platformunun tüm dünyada büyük ün kazanması nedeniyle hem adını hem de logosunu değiştirmek zorunda kaldığını duyurdu ve Shortcut adıyla hizmet vermeye başladı.
Google Fiber, marka mimarisinde yapılan değişikliğin gereği olarak yeni bir ambleme sahip oldu.
Sağ görüşlü kişilerin ve ABD’deki Trump destekçilerinin sosyal medya ağı olan Parler, dönemin şartlarına uygun olarak, daha çok ses getirmek amacıyla apar topar yeni logosunun lansmanını yaptı.
Hugo Boss harf aralıklarını küçülttü, Xiaomi büyüttü ve ambleminin köşelerini yuvarlattı. Aston Martin Formula One Team, okunaklılık problemi yaşamış olacak ki, yazısını kalınlaştırdı.
Peki bütün bu logo değişimlerinin ortak bir özelliği var mı? Yok! Biri sadeleşirken öbürü karmaşıklaşmış, biri ismini bile değiştirirken öbürü sadece yazısını kalınlaştırmış. Çünkü logo değişimi bir “gereksinimden” ileri gelir. Ve her markanın duyduğu gereksinim birbirinden farklıdır. Logo tasarım trendleri, işte bu nedenle uzun ömürlü ya da belirleyici olamaz.
“2022’de logo tasarım trendleri ne olacak?” diye düşünüyorsanız, yanlış soruyu soruyor olabilirsiniz.
Yeni yılınız kutlu olsun!
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.