Ajda Pekkan, ‘marka yönetimi’nin kurallarının büyük bölümünü güçlü sezgilerinden yola çıkarak keşfeden ve hayatına uygulayan bir sanatçı.
Ortaokul birinci sınıftan en çok aklında kalan şey nedir diye sorsanız ‘Ajda’nın ruju’ derim. Bir sınıf öğretmenimiz vardı ve bir ders boyunca bize Ajda Pekkan’ın rujunu nasıl iki saatte sürerek dudağına şekil verdiğini anlatmıştı.
Ortaokul yıllarımda bir dersin tamamına konu olarak müziğinin yanı sıra stil sahibi bir kadın olmasıyla da hafızama kazınan Ajda Pekkan’la ilk kez birkaç gün önce bir araya geldim. Beş kişilik küçük bir gazeteci grubuyla buluştuğumuz Ajda Pekkan’ı dinlerken şaşırmadım desem yalan olur. Çoğu pazarlamacının ve de benim kitaplardan okuyarak, ustalardan dinleyerek öğrenmeye çalıştığımız ‘marka yönetimi’nin kurallarının büyük bölümünü güçlü sezgilerinden yola çıkarak keşfeden ve hayatına uygulayan bir sanatçı.
“Kendimi ikiye ayırdım” diyor Ajda Pekkan: “Biri süper star Ajda, diğeri ben. Yıllardır süper star Ajda’nın peşinden koşuyorum ve onu yönetiyorum.”
Hep manken ve dansçı olmak istediğini söyleyen süper star üzüntüyle “ama o şansı kaçırdım” diyor. İçindeki mankenlik özlemini de, dans aşkını da sahnede tatmin ettiğini belirtiyor ve “İçimdeki moda canavarını böyle bastırdım” diyor.
Kendi markasını yönetirken en çok dikkat ettiği şeyin karşı tarafın neyi nasıl algıladığını anlamaya çalışmak ve empati yapmak olduğunu belirtiyor.
Tabii ki bu hiç kolay olmamış. Pekkan samimi bir şekilde itiraf ediyor: “Naif ve kuvvetli iki Ajda arasındaki şizofreniyi kendi kendime çözmem uzun zaman aldı.”
Hepsiburada ve Cem Hakko ortaklığı ile kurulan Daybuyday.com ekibi ve PR ajansları Pro İletişim ekibinin ‘Büyük kitleleri etkileyen bir koleksiyonu nasıl yaratabiliriz?’ sorusunun cevabını bulmaları uzun sürmemiş. Ajda Pekkan zaten yıllardır bir tasarım ekibi oluşturmuş, terzisiyle birlikte evinin salonunda kendi kıyafetleriyle uğraştığı için, Daybuyday’in teklifi üzerine 48 parçalık bir koleksiyon hazırlaması ve bu koleksiyonun internet sitesinde satışa sunulması toplam iki aylarını almış.
“Ajda’nın Kadınları içimdeki matruşkaları yansıtıyor”
Koleksiyonun adı ‘Ajda’nın Kadınları.’ “Herkesin giyebileceği bir koleksiyon hazırladım” diyor Ajda Pekkan ve devam ediyor: “Ajda’nın Kadınları içimdeki matruşkaları yansıtıyor.”
Daybuyday.com’da 39 TL’den 140 TL’ye uzanan bir fiyat aralığında satışa sunulan kıyafetleri hemen sipariş etmek mümkün. İnternet üzerinden tüm Türkiye’ye ulaşmayı hedefleyen ekip, yakın bir gelecekte İstanbul’da küçük bir showroom açmaya hazırlanıyor.
Buluşmamızda bazı sanatçılara kendi kendine keşfettiği sahne sırlarını öğretmeye çalıştığını belirtiyor Pekkan. Örneğin sahnede terlememek için koşu bandında şan çalıştığını söylüyor. Biz kadın gazetecilere de bazı tüyolar vermeyi ihmal etmiyor. Ben de bunları sizlerle paylaşayım. Buyrun:
Ajda Pekkan’ı dinlerken aklıma bir işletme profesörünün söylediği söz geliyor: “Başarılı olmak için tasarımdan anlamak yetmiyor, tasarım bilmek gerekiyor.”
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.