Bir şehrin sakininin o şehrin şehir olup olmadığını sorgulayışına tanık olmanız, şehrindeki yaşamdan örnekler sıralarken yansıttığı hissizlik, sıradaki tatiliniz için en doğru şehri bulduğunuz anlamına gelebilir. Onun yakındığı ne varsa, belki de sizin aradığınızdır.
Turizmin hareketlendiği yaz aylarında Oslo Turizm Ofisi, rekabetin kalabalığından anti-reklamla sıyrılmayı başarıyor. Oslo’yu, lafa “Ben olsam buraya gelmezdim. Oslo şehir mi ki?” diye giren bir Oslo sakininin rehberliğinde keşfe çıkan ironik film, şehrin İstanbul, New York ya da Paris gibi muadillerine kıyasla sahip olduğu “olumsuz” özelliklerini sıralıyor.
Diğer destinasyonlardan farklılaşmak adına mizah ve yaratıcılıktan faydalandıklarını söyleyen Oslo Turizm Ofisi Pazarlama Müdürü Anne-Signe Fagereng, “Kampanyanın arka planında, Oslo’nun gerek Avrupa gerek İskandinav bölgesinde bir metropol destinasyonu olarak geri kalmış olması yer bulunuyor. Ancak Oslo son yıllarda muazzam bir dönüşüm geçirdi ve biz de bunu göstermek istiyoruz. Oslo’nun diğer şehirler kadar ünlü ya da turistlerle dolu olmamasını avantaja çevirebileceğimizi fark ettik.” diyor.
Fikrin bir Paris ziyaretinin ardından geldiğini söyleyen yönetmen August Jorfald, “Turist olmamakla o kadar meşguldüm ki Eyfel Kulesi’ni görmemekte ısrar ettim. Dönüşte uçakta kendimi dışarıdan gördüm ve aptal gibi hissettim. Bu, Halfdan karakterini oluşturacak şeyin ilk kıvılcımıydı. Turizmin her türlüsü için fazla havalı, en azından kendi şehri için fazla havalı olmayan, her şeyi bilen bir avare” yorumunda bulunuyor.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.