“Hibrit yetenekler peşindeyiz”

Sedef Onar 72andSunny’ye katılalı altı, Chief Talent Officer koltuğuna oturalı ise iki yıl geçti. Ajansın global yönetici kadrosunda yer alan Onar, sektörün “yetenek problemi” olarak anılan gündeminin tam ortasında oturuyor. Sorunları aşmak için ise insana yatırım yapma gerekliliğinin altını çiziyor: “72andSunny’de kreatif girişimcilerin ve hibrit yeteneklerin peşindeyiz. Yani stratejik, yaratıcı, cesur ve cömert insanların…”

Sektöre dair sorulara geçmeden önce ABD’ye gidiş hikâyenizi dinleyerek başlayalım. Türkiye’den ayrıldıktan sonra 72andSunny’e uzanan hikâyenize neler sığdırdınız?

İstanbul’da doğup büyüdüm. Beşiktaş Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra Boston’a gitmek üzere Türkiye’den ayrıldım. Boston University’de iletişim eğitimi aldıktan sonra marka yöneticisi asistanı olarak Ogilvy & Mather New York’ta çalışmaya başladım. Yaklaşık altı yılı New York’ta, dört yılı da Londra’da olmak üzere Ogilvy’de 10 yıl geçirdim. IBM, Motorola, Cisco ve American Express gibi markalarla çalıştım.

2007’de kariyer rotamı marka yöneticiliğinden yetenek yönetimine –genelde insan kaynakları olarak bilinir– çevirmeye karar verdim. Talent Director rolünü edindiğim ilk ajans Londra’daki Agency Republic oldu. Onu Grey Advertising ve Google takip etti. İkisi de New York’taydı. 2012’de ise 72andSunny’ye katılmak üzere Los Angeles’a taşındım. 2016’da da Chief Talent Officer oldum.

Yetenekli insanlar hâlâ oralarda bir yerde.

Sektörde bir süredir “yetenek problemi” konuşulur oldu. Ajansların reklamcılardan beklentileri ne şekilde değişti?

Yetenek problemi olarak anılan şey aslında yetenekli insanlarla yaşanan bir problem değil. Sizin nerede olduğunuz önemli değil, yetenekli insanlar hâlâ oralarda bir yerde. Asıl zorluk onları bulmak, işe almak, aynı çatı altında tutmak ve yeteneklerini geliştirmek. Biz bu anlamda, bir yetenekte aradığımız şeyleri net bir şekilde belirlemeye ve geliştirmeye ihtiyacımız olduğunu anladık. 72andSunny’de kreatif girişimcilerin ve hibrit yeteneklerin peşindeyiz. Yani stratejik, yaratıcı, cesur ve cömert insanların…

Peki, reklamcıların sahip oldukları yetenek setlerinde genel anlamda nasıl bir değişim yaşandı?

Markalarla birlikte yaptığımız işler gelişiyor, bu ise sonuç olarak ihtiyacımız olan yetenek setlerinin çeşitliliğine yansıyor. Yaratıcı pazarlama; şarkı söyleyen bir deodorant şişesi, yeni bir burger tarifi hatta Twitch’te insanların kontrolündeki bir rodeo koltuğu bile olabilir. Bizim işimiz bu yetenek ve deneyim çeşitliliğinde bir profil gerektiriyor.

Bunun iki yönlü bir ilişki olduğunu hesaba katarsak, pek çok uzmanın görüşü, ajansların iyi yetenekleri ellerinde tutamayıp –örnekse çoğu kreatifin teknoloji şirketlerine geçişi gibi– onlara bekledikleri ortamı sunamadıkları yönünde birleşiyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Modern çalışma düzenindeki pek çok çalışanın önceliklendirdiği ve takibinde olduğu şey; onlara sunulan öğrenme, kendilerini geliştirme ve –hangi sektörde olduklarından bağımsız olarak– kariyerlerinde ilerlemelerini sağlayacak fırsatlar. Kişisel ve profesyonel gelişimleri desteklememek, sektörümüzün yetenekleri yalnızca teknoloji sektörüne değil gelişmekte olan diğer tüm sektörlere kaptırması riskini doğuruyor.

72andSunny bu problemi aşmak için nasıl fırsatlar sunuyor çalışanlarına?

Bizim amacımız kişisel gelişim ve kendini yaratıcı ifade etme yönleriyle bir platform olmak. Biz misyon temelli bir şirketiz ve her zaman ilk sıraya insanı koyarız. Bu anlamda sektöre öncülük eden süresiz kafa izni, çalışanların profesyonel gelişimlerini destekleyecek eğitimlerin masraflarını karşılayan bir program ve altı aylık ücretli doğum izni (ABD’de reklam sektöründeki en iyi uygulamalardan biridir bu) gibi politikalarımız var. Aynı zamanda çalışanlarımızı kişisel ek işlerinde de destekliyoruz.

“Yetenek avcılığı” alanında ne gibi değişimler olacağını öngörüyorsunuz? Reklam sektörü “next big thing”i yaratacak yetenekleri artık nerelerde aramalı?

Yetenek yarışını kazanmak; araçlara, kaynaklara ve yaratıcı sektörde kariyerinin peşinde olan kişilere daha iyi bir erişim sunmakla başlar.

Umudum sektörümüzün yalnızca bugünün işgücünü ve kariyer fırsatlarını geliştirmesi değil, geleceğin yeteneklerine de odaklanmaya başlaması. “Next big thing” her zaman yaratıcı düşünmenin ve çeşitlilikten doğan yaratıcılığın meyvesi olarak ortaya çıkmıştır. Çeşitliliğin ve dahiliyetin, yaratıcılığı ateşleyen bir rekabet avantajı olduğunu bilerek, bundan üç yıl önce yaratıcı alanda kariyer fırsatlarına erişimi geliştiren ve çeşitlendiren global misyonumuzu lanse ettik.

Yetenek yarışını kazanmak; araçlara, kaynaklara ve yaratıcı sektörde kariyerinin peşinde olan kişilere daha iyi bir erişim sunmakla başlar. Bugüne dek gerek Returnship programımız gerek yerel okullarla olan partnerliklerimiz gerekse sektörel gruplar ve STK’larla olan işbirliklerimiz sayesinde, kendine kreatif alanda kariyer kuran 10 binden fazla kişiyi sektörle buluşturduk. Bunun yalnızca şirketimize değil tüm sektöre katkısı olacağına inanıyoruz.

Birkaç senedir Türkiye’den yurtdışına giden reklamcıların ve özellikle de pazarlama yöneticilerinin sayısında hayli artış yaşandı. Siz bulunduğunuz yerde bu artışı nasıl gözlemlediniz? Türkiye’den gelen yetenekler globalde isimlerini daha iyi duyurmaya başladılar mı?

New York’ta çalışmaya başladığım ilk günlere kıyasla, global pazarlama ve reklam sektörüne Türkiye’den daha fazla sayıda yeteneğin katıldığını gözleyebildiğim için mutluyum. Birkaç ay önce Hong Kong’ta yaşayan eski bir Türk arkadaşımdan mail aldım. Kendisi Singapur ofisimizin müşterilerinden biri olmuş. Aramızdan daha fazla kişiyi, global markalar dünyasını ve yaratıcılığı etkileyecek pozisyonlarda görmek beni hem onurlandırıyor hem de mutlu ediyor.