Güzel Ordu Kısa Film Festivali Direktörü Mine Alpar’la sinemaya ve yaklaşan festivalin detaylarına dair sohbet ettik.
Kariyeri boyunca yolu Çukurova Holding, THY, IBM, Turkcell gibi şirketlerle kesişen ve kurumsal hayattaki başarısının yanı sıra kültür sanatla da sımsıkı bağlar kuran bir isim Mine Alpar. Fotoğrafçılık, öykü yazarlığı, oyunculuk, yönetmenlik, yapımcılık üzerine atölyelere katılan ve fotoğraf konusundaki yetkinliği ödüllerle taçlanan Alpar’ın sinemayla da ayrı bir gönül bağı var.
2019’dan bu yana Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde eğitim alan, çeşitli belgesel ve kısa filmlere adını yazdıran Alpar, aynı zamanda Güzel Ordu Kültür Sanat Derneği’nin bu yıl 5’incisini düzenlediği kısa film festivali Gokısafilmfest’in (Güzel Ordu Kısa Film Festivali) de festival direktörü. Vesileyle kendisiyle bir araya gelerek kültür sanatla ilişkisini, festivalin ve festival kapsamında düzenlenen kısa film yarışmasının detaylarını konuştuk.
Sinemayla gönül bağım çocukluk yıllarıma dayanır. Amcamların evinin balkonu mahallenin yazlık sinemasının ekranını görebilen bir yerdeydi ve sinema saatlerinde ailecek o balkona sığışırdık. Bir gün o sinemaya bilet alıp gittik. Ara olduğunda gazoz isteyince babam büfeyi gösterip, “kendin alabilirsin” dedi. Büfeye gazoz almaya gittim. Boyum yaşım gibi ufak olduğundan kalabalıkta zıplasam da gazoz almayı başaramadım. Derken ara bitti, ışıklar söndü ve ben karanlıkta anne ve babamın sandalyesini bulamayınca ağlamaya başladım. Çalışanlar kaybolduğumu anlayınca elimden tutup bana sorular sordular. Film durduruldu ve anons yapıldı: “Küçük bir kız çocuğu kaybolmuştur, ailesinin makinistin yanına gelmesi…” İşte sinemanın o büyülü dünyasında ilk kayboluş maceram böyle başladı.
17 yaşında çalışmaya başladığımda kendime harçlık olarak ayırdığım paranın tamamını evimizin karşısındaki video kaset kiralama dükkânında harcardım. Hafta sonu demek, kasetlerin biri bittiğinde diğerinin takılması ve daha bir filmin etkisinden çıkamadan diğerine girmenin heyecanı demekti. Filmlerdeki hikâyeler beni bilmediğim dünyalarla tanıştırır, izlediğim her film hayallerimin sınırlarını daha da genişletirdi. Sinemayla gönül bağı dendiğinde ilk aklıma gelen anılar bunlar.
YapımLab’den yapımcılık atölyesi alırken Güzel Ordu Derneği’nin kısa film yarışmasından haberdar oldum. Yarışma için bir koordinatöre ihtiyaçları vardı. Konuştuk, anlaştık. 22 yıl kurumsal dünyada farklı disiplinlerden edindiğim tecrübe ve üzerine aldığım birbirini tamamlayan sanat eğitimlerini bir kapta karıştırmak çok keyifli bir deneyim oldu. Festivaldeki görevim sayesinde üretime teşvikle başlayan süreç, filmlerin izleyiciyle buluşmasına kadar uzanan birçok basamaktan geçiyor. Güzel Ordu Derneği tarafından her yıl düzenlenen kısa film yarışması ise yeni yetenekler için önemli bir fırsat. Zanaatçının heyecanının, anlatmak istediklerinin seyirciye ulaşmasını teşvik etmek ve buna aracı olmak hepimizin heyecanı.
İçinde yaşadığımız gezegenin maruz kaldığı pandemi, doğal afetler, ekonomik krizler ve bunların canlılar üzerindeki tahribatı çok büyük ve etkilerini dalga dalga yaşıyoruz. Maalesef bir taraftan maruz kalırken, diğer taraftan üstlenmemiz gereken sorumluluklar olduğunun da farkındayız. Dalga dalga afetlere maruzken yine dalga dalga iyileşip, iyileştirmek için el uzatma çabasındayız. Önünü almaz, yönünü değiştirmezsek kendi yarattığımız öfkenin, hor kullandığımız kaynakların dalgasında kendimiz de boğulma riski altındayız. İnsanlar bunu biliyor ancak sorumluluğunu almak zor geliyor. Bu yıl seçilen konu başlığına ithafen yapılacak filmlerle “dalga”ların yıkmak yerine yeniden yapmaya ilham olmasına bir vesilemiz olacağına inanıyoruz.
Seçici kurulumuzda her yıl olduğu gibi çok değerli isimler var. Yönetmen ve senarist Ömür Atay, yapımcı Müge Turalı, akademisyen Levent Erden, müzisyen Selim Atakan, oyuncu Özge Özacar, kurgucu Ayris Alptekin ve yönetmen Zeynep Arısoy gibi isimler bizimle birlikte.
Değerlendirme sürecinin ilk aşamasında seçilen temaya uygunluk göz önünde bulundurulacak. Tabii ki özgünlük, yaratıcılık, teknik, estetik, anlatım dili ve temayı ifade gücü de değerlendirme kriterlerini oluşturacak.
Dünyadaki film festivallerine baktığımızda da yerelde yapılan etkinliklerin endüstrideki yeri çok büyük. Anadolu bizim tarihimizin kalbi. Binlerce yıllık yaşanmışlıklarla dolu kadim topraklarımızın o gün olduğu gibi bugün de sanatla iç içe olmasını çok önemsiyoruz. Yarışmamız geçtiğimiz yıl uluslararası idi. 2 bin 825 yabancı ve yerli filmin katılmış olması, Türkiye’deki yerel organizasyonların uluslararası platformlarda da önemsendiğinin göstergesi.
Güzel Ordu Kültür Sanat Derneği, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 27’nci maddesinde yer alan “Herkes toplumun kültürel yaşamına serbestçe katılma, güzel sanatlardan yararlanma, bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir” beyanını esas alıyor. Yaşam, geride bıraktıklarımıza ve kaybettiklerimize rağmen hep ileriye doğru, umutla devam ediyor. Bizler de derneğimizdeki kısa film yarışmasını 22-24 Ekim tarihleri arasında bir festival içeriği ile birleştirerek Ordu’da gerçekleştirmek için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. İnanıyoruz ki sanat iyileştirir, birleştirir, düşündürür ve güçlendirir. Sinema bazen bize güzel hayaller kurduruken bazen de halının altına süpürülmüş hikâyeleri yüzeye çıkartır. Bir sahnesiyle nefesimizi daraltırken, başka bir yerinde nefes olur. Bizler de kendi dalgasını yaratacak katılımcılarımızın filmlerini heyecanla bekliyoruz.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.