Yeni oluşum Publicis Omnicom Group‘un ilk basın toplantısı dün katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılanmış ve bitiminde bir alkış tufanı kopmuştu. Dünyanın en büyük reklam network’ünü oluşturan iki devin toplam geliri 23 milyar dolar gibi uçuk bir rakama tekabül ediyor.
Yeni oluşumun ne denli büyük olacağını tartışmak yersiz olur. Ancak toplantının sonunda gelen alkışları bir kez daha düşünmek gerekiyor. Zira bu birleşmeden yalnızca iyi sonuçlar çıkmayacak. Yaşanabilecek birkaç olumsuz sonuç şöyle sıralanabilir.
- İşten çıkarmalar olacak.
İki grubun birleşmeden 500 milyon dolarlık bir kârlılık beklediği duyurulmuştu. Bu da pek dikkate alınmasa da işten çıkarmalar olacağına işaret ediyor. Zira holding şirketlerinin masraflarının yüzde 60 ila 70’ini maaşlar oluşturuyor. Bu çerçeveden bakıldığında da bahsi geçen 500 milyon dolarlık kârlılığının maaşlar üzerinden çıkarılması gereken kısmının 300 milyon dolar olduğu görülüyor. Bir çalışanın yıllık tüm masraflarının 200 bin dolar olduğu düşünülürse bu yaklaşık 1500 kişilik bir işten çıkarma yaşanacağını işaret ediyor. Bu işlerin çoğu yönetimsel ve göz önünde bulunmayan pozisyonlarda gerçekleşecektir. Wren’in açıklaması herhangi bir işten çıkarma yaşanmayacağı yönündeydi ancak bu şartlarda hedeflenen 500 milyon dolarlık kârı başka türlü yakalamak pek mümkün görünmüyor.
- Hissedarlar ancak çiklet parası kadar avantaj sağlıyor.
Normalde halka açık iki şirketin birleşmesi durumunda satın alınan şirketin hisse sahipleri bu durumdan avantajlı olarak ayrılır. Ancak bu konuştuğumuz örnek için geçerli olmayacak. Bu bir devralma olmadığı; yalnızca bir birleşme olduğu için iki şirketten herhangi birine ait hisse senedi ihraç priminde artış yaşanmayacak. Hatta anlaşma tam da bu amaçla imzalanmış denilebilir. Öyle ki Omnicom hisse senedi sahipleri 2 dolar; Publicis hisse senedi sahipleriyse 1 euro kâr payı alacak.
- Omnicom CEO’su John Wren daha da zenginleşecek.
Hâlihazırda reklam dünyasının en zengin isimlerinden biri olan Wren’in nüfuzu iyiden iyiye artacak.
- Müşteriler bu iki network’ü terk edecek.
Gerek Omnicom CEO’su John Wren gerekse Publicis CEO’su Maurice Levy iki network’ün birleşmesinden sonra iki network’ün çatısı altında bulunan ajanslarda kaç rakip markanın çakıştığı hakkında detaylı bilgi vermekten kaçındı. Wren yaptığı açıklamada 6,5 milyar dolarlık bir gelir çakışması olduğunu açıklamıştı. Wren firmanın birbirlerine rakip markalar için hizmet vermesinin gruba fiilen zarar vermeyeceğini düşünüyor. Ancak bunu dün açıklanan birleşmenin ardından birbirlerine yalnızca bir telefon kadar yakın olan ve kreatif hizmetlerini artık aynı çatı altında olan Leo Burnett ve TBWA‘den alan Coca-Cola‘nın ve Pepsi‘ye de sormak gerek.
- Reklam dünyasında hissedilebilir bir duopoli açığa çıkacak.
Hâlâ seçilebilecek alternatif holding şirketler olsa da pastadaki aslan payı yalnızca iki firma arasında bölüşülecek: Publicis Omnicom ve WPP. WPP’nin eski dijital müdürü Craig Le Grice birleşmeyi rekabet açısından sorguluyor. “Böylesi bir duopoli’nin yaşandığı, özellikle ABD gibi bir pazarda nasıl güvenden bahsedilecek?” diye soran Le Grice “milyar dolarlık reklam harcamaları yapan P&G gibi firmaların yalnızca iki firma arasında seçim yapmak zorunda olmalarından memnun olacaklarını sanmıyorum. Bu ikiliden birini seçseler dahi bu rekabet ortamının azaldığı ortamda stratejistler ve kreatifler için felaket olur” diyor.
Yaşanan birleşmenin reklamın ekonomi politiğinde ne gibi değişiklikler doğuracağını görmek için biraz daha zamana ihtiyaç var. Belki de şimdi gözlerimizi müşteri tarafına çevirip oradan gelecek tepkileri değerlendirmek gerekiyor.
Kaynak: Business Insider