MediaCat

“Medyayı cips gibi tüketiyoruz”

Eski bir gazeteci olan Goodby, Silverstein & Partners Kurucu Ortağı Jeff Goodby ile reklamcılık ve medya sektöründe hızlı bir yolculuk.

“Medyayı cips gibi tüketiyoruz”

Reklam dünyasının veteranlarından Jeff Goodby ile Londra’da buluştuk. 8 bin 800 kilometre uçup geldiği yerde Goodby, Kaliforniya’yı anarak başladı sohbete: “Bazen öyle şeylerle karşılaşıyorum ki, bunu nasıl daha önceden tecrübe etmemiş olabilirim, ben Kaliforniya’da yaşıyorum diyorum.”

Yani Goodby’nin işaret ettiği evrende mekân bağımsız olarak, insanların merakını cezbedecek ve tecrübe etmek isteyecekleri bir sonsuzluk var. Mesele ise o sonsuzlukta anlamlı bir yer edinebilmek.

Reklamcılıkta taze kalmanın sırrı ne?

Çocuk sahibi olmak işe yarayabilir! Şaka bir yana seyahat etmek ve farklı mecraları tecrübe etmek diyebilirim. Ancak sorun şu ki, reklamla uğraşan insanlar yalnızca reklamla ilgileniyorlar.

Sanırım iki yıl önceydi. New York Times’a verdiğiniz bir söyleşide benzer bir şeyden bahsediyordunuz. İnsanları nasıl işe aldığınız sorusuna yanıtınız, reklamcılığın kapalı sisteminde yaşayıp yaşamadıklarına baktığınız yönünde olmuştu.

İnsanların bu alanın dışına çıkıp sonrasında yanlarında neler getirdikleriyle ilgileniyorum; reklamcılığın kapalı alanlarında kalarak geliştirdikleriyle
değil. “Aaa şuna bak Burger King’in iki yıl önce yaptığı işe ne kadar benziyor, Nike’ın dört sene önce yaptığı fikirle neredeyse aynı” sözleriyle çok karşılaşıyorum.

Bu doğru çünkü insanlar bu işlere bakıp daha ötesine gidemiyorlar. Geleneksel reklamcılık okullarının dışından insanları işe almayı gerçekten de çok seviyorum. Sanatçılar ve müzisyenler gibi.

Meslek hayatınıza gazeteci olarak başlamışsınız. Şu aralar ilginç bir şekilde hem eski hem de şu anda içinde yer aldığınız sektör için işler pek de iyi gitmiyor gibi görünüyor. Data odaklı krizler, sahte haberler… Tüm bunlar hakkında nasıl hissediyorsunuz?

Birimizin reklam birimizin de medya tarafından gelen iki kişi olduğumuzu düşündüğünde, bu konuya değinmen gerçekten de ilginç oldu. Özellikle gazetecilik söz konusu olduğunda, haberin kaynağına güvenmek giderek zorlaşıyor. Aslında benzer bir şey reklamcılık için de geçerli. Çok sayıda mesaj bombardımanına maruz kalıyoruz. Bunların iyiliği konusunda dikkat kesilip yargılamıyoruz. Oturup medya içeriklerini tıpkı birer atıştırmalık gibi tüketmeye alışmışız. Medya bizim için cipsten farksız. Eğer tutup size ikinci bir cips veriyorlarsa rahatsızlık duymaya başlıyorsunuz.

WPP hakkında dört bölümlük bir haber karşınıza çıktığında, “keşke bunu benim için dört tweet’te özetlemiş olsalar” diyorsunuz. Medyaya karşı sabrımızı kaybettik. Dediğim gibi bu reklamcılık için de geçerli.

Bir kesim reklamcılıkta yeni yöntemlerle hareket etmenin gerekliliğine bir diğer kesim ise geleneksel modellerin güvenilirliğine vurgu yapıyor. Siz nerede duruyorsunuz?

Bence bu sorunun tek bir yanıtı yok. İnsanların merak edip tecrübe etmek isteyecekleri şeylerin peşinden koşmalıyız. Bu bir cipsi tecrübe etmek de olabilir daha uzun ve detaylı bir deneyim de… Artık reklamcılıkta aynı şeyleri, insanları rahatsız edecek şekilde sürekli olarak bağırdığımız günler geride kaldı. Reklam izlemiyoruz, dergi okumuyoruz, istemezsek internet sitelerini terk ediyoruz. Eğer cihazınızın başındaysanız ve bir konuya ilginizi kaybettiyseniz, gidersiniz. Karar vermek için vakit harcamazsınız bile. Artık insanların ilgilerini kazanmak için çaba sarf etmelisiniz. Devir eskisi gibi değil.

Eskiden M&M’s bir şeyi yüz kere tekrarlar ve insanlar da “tamam tamam, anladık” noktasına gelirlerdi. Şimdi ise M&M’s kendisini dinletmek için hem çekici hem de komik olmak zorunda.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.