Makine mi daha yaratıcı insan mı?

Yaşadığımız çağdaki büyük dönüşümü anlamamızı sağlayacak en önemli kişilerden biri Yuval Noah Harari. 21. Yüzyıl İçin 21 Ders kitabında makine öğrenmesinin iş piyasasını hatta yaratıcılığı nasıl değiştireceğini çok çarpıcı örneklerle anlatıyor Harari.

Makine mi daha yaratıcı insan mı?

Sanayi Devrimi hayatı kolaylaştırırken insanın fiziksel avantajını makinelere kaptırmasını da beraberinde getirmişti. Ancak insan zihinsel avantajını korumuştu. Öğrenme, analiz etme, iletişim kurma ve her şeyden önemlisi, insan duygularını anlama yetenekleri insanı avantajlı kılan yönleriydi. Teknoloji devrimiyle artık bu yeteneklerimizi de ne yazık ki makinelere kaptırmış durumdayız.

Yuval Noah Harari, yapay zekâ devriminin bilgisayarları daha hızlı ve daha akıllı hale getirmekten ibaret olmadığını belirtiyor. Bu devrimin fen ve sosyal bilimlerdeki ilerlemelerden beslendiğini anlamamız çok önemli. Sinirbilim ve davranışsal ekonomi insanın işletim sistemini daha iyi anlamamızı sağladı. Verdiğimiz kararların özgür irademizden ziyade, olasılıkları bir salisede hesaplayan milyarlarca nörona bağlı olduğu ortaya çıktı. Üstelik insan beyninin biyokimyasal algoritmalarının hiç de mükemmel olmadığı anlaşıldı. Yere göğe sığdıramadığımız sezgilerimiz aslında örüntü tanıma yetisinden ibaret.

Bilişim teknolojileri ile biyoteknolojinin kesişimi, yapay zekânın pek çok beceride insanlardan çok daha iyi olmasını sağlayacak. Sezgisel işlerde bile. Üstelik makineler insanlarda olmayan birçok beceriye sahip. En önemli ikisi, birbirleriyle bağlantılı hale gelebilmeleri ve güncellenebilmeleri. Bu özellik makinelere bazı iş alanlarında çok büyük avantaj sağlıyor.

Yaratıcı algoritmalar

Yaratıcı endüstrilerde algoritmaların en başarılı olduğu alanlardan biri müzik. Artık müziği pazarlamak için insana ihtiyaç yok. Şimdilik bestekârlık, müzisyenlik, şarkıcılık ve DJ’lik insanın tekelinde gibi görünse de Harari’ye göre uzun vadede hiçbir meslek grubu otomasyondan paçasını kurtaramayacak. Sanatçılar, yaratıcılar, hikâyeciler bile.

Sanat, insan duygularıyla ilişkili bir alan. Duygular ise biyokimyasal süreçlerle ortaya çıkıyor. Çok uzak olmayan bir gelecekte makine öğrenmesine muktedir algoritmalar biyometrik verileri dikkate alarak kişilik tipimizi, değişen ruh halimizi analiz edebilir. Belli bir şarkının bizde yaratabileceği etkiyi hesaplayabilir. Üzüntümüze denk düşecek, sıkıntımızı yansıtacak, hüznümüzün derinlikleriyle yüzleşmemize yardımcı olacak, belki de kendimizin bile farkında olmadığımız mutlu bir çocukluk anımızı çağrıştırdığı için dünyada bizi neşelendirebilecek yegâne şarkıyı çalabilecek bir algoritma düşünün. Böyle bir yapay zekâyla hangi DJ boy ölçüşebilir ki? Tüm bunları başarabilen bir algoritma diğer yaratıcı dallarda kim bilir neler yapar?

Ustalığa giden yoldaki hız

2 Aralık 2017 tarihinin bir dönüm noktası olduğunu söylüyor Harari. Bir satranç karşılaşması yapıldı o gün. DeepMind tarafından geliştirilen Google AlphaZero dünyadaki en güçlü satranç motoru Stockfish’le karşılaştı. Stockfish, 2016 bilgisayarlar arası satranç şampiyonuydu. İnsanlardan gelen yüzlerce yıllık satranç deneyiminin yanı sıra yılların bilgisayar deneyimine de erişimi vardı. Saniyede 70 milyon satranç hamlesi hesaplayabiliyordu. Oysa AlphaZero’nun kapasitesi saniyede sadece 80 bin hamleydi. Üstelik kendisine hiçbir satranç stratejisi öğretilmemişti, standart açılışlar bile.

AlphaZero en son makine öğrenmesi prensiplerini kullanarak satrancı kendi kendine öğrenmişti. Buna rağmen Stockfish’le karşılaşmada bir kere bile yenilmedi. İnsanlardan hiçbir şey öğrenmediği halde kazanmasını sağlayan hamleler ve stratejiler çok sıradışıydı. Zekiydi, son derece yaratıcıydı. Ancak asıl şaşırtıcı olan AlphaZero’nun hızıydı. Sıfırdan satranç öğrenip Stockfish’le karşılaşması ve dâhice içgüdüler geliştirmesi sadece dört saatini almıştı. Hiçbir yardım almadan ustalık mertebesine ulaşmayı dört saatte başarabilmişti. AlphaZero gibi pek çok program, artık yaratıcılıkta da insanları geçmeye başladı.

Çağımızın teknolojik devriminin sadece meslek gruplarını değil tüm insanlığı etkileyecek ekonomik kırılmaları da beraberinde getireceğini vurgulayan Harari, bununla mücadele edecek modellerin hızla geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İnsanlık yeterince hızlı davranmazsa, bu yüzyıl tarihin belki de en orantısız toplumlarını doğuracak. Mesleklerimizi değil, insanı nasıl koruyacağımıza odaklanmamız gerekiyor. Hem de makinelerle işbirliği yaparak.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.