Araştırma Zirvesi’nden bir gün önce Türkiye Araştırmacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Handan Esmer’leyiz.
Türkiye Araştırmacılar Derneği tarafından düzenlenen Araştırma Zirvesi 9-10 Nisan tarihlerinde 21’inci yüzyıla dair soruları olan herkesi biraz durmaya ve düşünmeye davet ediyor. Zirvenin hemen öncesinde dernek başkanı Handan Esmer’le bir araya gelip, araştırma sektörünün durumunu konuştuk.
Türkiye dijital dönüşüm konusunda hızlı ilerleyen ülkelerden biri. Ayrıca bunun biraz kültürel yapımızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bizler, önümüze çıkan sorunlar karşısında, başka başka çözümler üretebilme yaklaşımına sahibiz. O işi olduruncaya kadar çalışmayı seven insanlarız hatta o konuda gecemizi, gündüzümüzü, hafta sonumuzu bile hiç düşünmeden veririz, yeter ki sonuca ulaşabilelim. Bu yanımızla değişimlere de açık olduğumuzu düşünüyorum.
Araştırma sektörünün Türkiye’de gelişimine baktığımızda, 1960’larda ortaya çıkmasına rağmen asıl ivme alması, 1980’lerden sonraki döneme denk geliyor. Yani, bu kadar kısa sayılabilecek bir dönemde araştırma sektörü, kendisini geliştirmeyi sürdürebildi. Şu an Türkiye’de dünyada yapılan tüm araştırma yöntemlerini kullanıyoruz. Geleneksel araştırma dışında, yeni yöntemler de ülkemizde gelişim gösteriyor. Ayrıca, dijitalleşmeyi, araştırma operasyonlarında da görüyoruz. Sektör ilanlarına baktığımızda, makine öğrenmesi, yapay zekâ ilanlarına da rastlıyoruz.
Tabii ki. Araştırma sektörü, doğal olarak, elinde çok miktarda data bulunduran bir sektör. Bir data analistinin de rüyası bu olsa gerek: Elinde içgörü çıkarabilecek data olması. Bir diğer avantaj da; araştırma sektörü yapısı gereği hızlı tüketim ürünlerinden yavaş tüketim ürünlerine kadar her şeyin datasına sahip, yani sadece bir konu hakkında değil, birçok konu hakkında çalışabilir durumdalar. Bu da sektörümüzü çekici kılıyor.
Aslında değil. Hız, değişim çağımızın en önemli belirleyenlerinden. Hız ayrıca en önemli başarı göstergelerinden. Bu kadar bilgi, bu kadar uyarana maruz kaldığımız bu dönemde, durmazsak bazı şeyleri kaçırmamız da çok mümkün.
Her şey her an değişiyor; ancak ânı doğru yakalayıp, doğru okursak hayatın akışını değiştirebilme gücüne de sahip oluyoruz.
Washington DC metrosunda, şöyle bir sosyal deney yapılıyor: Bir kemancı 45 dakika boyunca Bach’ın altı parçasını kemanıyla çalıyor. 45 dakika içinde sadece altı kişi duruyor ve çalınan parçaları biraz da olsa dinliyor ve 20 kişi önünde para duran para kutusuna para atıyor. Ama 1.100 kişi hızlı adımlarla metroya yetişmek için yürüyüp gidiyor. Hiç kimse, bu kemancının dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri olan Joshua Bell olduğunu anlamıyor. Halbuki, değeri 3,5 milyon dolar olan kemanıyla çalınan bu parçaları dinlemek için iki gün önce Boston’da biletleri 100 dolardan satılmış.
Yani, buradan da görebileceğimiz gibi, bir an durup bakmadığımız için kaçırdığımız kim bilir başka neler var. İşte bu nedenle, yakından bakmak için durmak, odaklanmak gerekiyor. Yani, her şey her an değişiyor; ancak ânı doğru yakalayıp, doğru okursak hayatın akışını değiştirebilme gücüne de sahip oluyoruz. İşte bu nedenle bu yılın temasını An’lamak olarak belirledik.
Temaya, anda kalmanın, durup dingin bir zihinle düşünmenin, gerçeğe vakıf olmanın en önemli yolu olduğu fikri ilham verdi. İngilizce “Understand”, Almanca “Verstehen”, Yunanca “Episteme”, Arapça “Vakafe” gibi farklı dillerde de anlama kelimelerinin kökünün “durmak” fiilini barındırması tesadüf değil.
Anlamak için durmak, durup hissetmek ne kadar önemliyse, Sanayi Devrimi sonrasında yaşanan dijital devrimle birlikte anlama sürecinde hızın da önemi arttı. Yepyeni bir insan profiliyle karşı karşıya olduğumuz bu dönemde, tüketicilerin davranış modelleri hiç durmadan, hızla değişiyor.
Bu nedenle An’lamak temasını 360 derece ele alacağımız bu zirvede ve herkesin kendisine ilham verecek mutlaka bir parça bulacağını düşünüyorum.
21’inci yüzyıl insanının elinde veriye ulaşmak için sınırsız kaynak var; ücretsiz üniversite kütüphanelerine ulaşmaktan tutun da sayısız, ücretsiz paylaşılmış materyallere kadar elinde her şey mevcut. Bunlara ulaşmak için fazladan çaba göstermesine gerek yok.
Ancak, bu kadar veri içinde, 21’inci yüzyıl insanının hangi veriyi ve nasıl kullanacağını doğru saptaması gerekiyor. Bunun dışında özellikle yeni nesil icin bu kadar bilgi altında, ne yapmak istediği konusunda biraz kafası karışıyor bence. Ayrıca, 21 yaş altındaki gençlerin ortalama odaklanma süresi altı saniyeye düşmüş durumda. Çok daha hızlı tüketen bir insan profili var karşımızda, bu profile ulaşmak için ona hitap eden yöntemleri kullanmak gerekiyor.
Bu sene bu konuda bir ilk gerçekleştirerek, beş oturum dışında, bağımsız bir juriyle dört tane “calls for paper” seçtik. Yani yapılmış araştırmaların paylaşılacağı ayrı bir platform daha yarattık. Gelip görmek, dinlemek, ilham almak için muhteşem bir fırsat.
Zirve, araştırma sektörünün en önemli bilgi paylaşma ve bir arada olma platformu. Bu nedenle zirvemizi çok önemsiyoruz. Bu sene farklı uzmanlıklardan, farklı deneyimlerden, 42 konuşmacımız var. Bunun An’lamak konseptini 360 derece incelemek için olanak tanıyacağını düşünüyoruz. Bu nedenle tüm profesyonelleri bekliyoruz zirvemize.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
