Tribal Worldwide İstanbul Kreatif Grup Başkanı Güldeniz Şeşen’i daha yakından tanıyoruz.
Bilinmeyenleriyle bizleri şaşırtanlarda mikrofon Tribal Worldwide İstanbul Kreatif Grup Başkanı Güldeniz Şeşen’de.
Serinin önceki isimlerine göz atmak isteyenleri, Alametifarika Kurucu Ortağı ve Yönetici Kreatif Direktörü Uğurcan Ataoğlu, Titrifikir Kurucu Ortağı ve ECD’si Kerem Kanık, 4129Grey CEO/Chief Happiness Officer ve Grey EMEA Chief Digital Officer Alemşah Öztürk, Cheil Worldwide Turkey Kreatif Direktörü Cihan Kavaklıpınar, Serdesin Kurucu ve Chief Creative Director’ı Serhat Bayram, Wanda Digital Yönetici Ortağı Burçak Günsev, Tribal Worldwide İstanbul Ajans Başkanı ve ECD’si Arda Erdik, Punch Kurucu ve Kreatif Direktörü Ali Musa Paça, Rafineri Kreatif Direktörü Setenay Özcan Yıldırım, Ogilvy&Mather İstanbul ECD’si Selim Ünlüsoy, C-Section Kreatif Direktörü Kıvanç Talu, MullenLowe İstanbul ECD’si Emrah Akay, Medina Turgul DDB Yönetici Kreatif Direktörü Gökhan Erol, Conept ECD’si Kerem Özkut, Puck Global Kreatif Direktörü Haluk Erkmen, SesliHarfler linked by Isobar CEO’su Özgür Karaçak ve Movida Plus MAP Ajans Başkanı Oğuzhan Akay‘ın bilinmeyenlerine alalım.
La vanta diye bir takı markam var. Kendime dantel bir yaka yapmak için başlayıp sonra kendimi onlarcasını yaparken bulduğum… Ajans markaları kadar vakit ayırabildiğimi söyleyemeyeceğim tabii.
Her şey evdeki koltuğu satmak için bir Facebook grubuna girmemle başladı. Önce koltuğu aldığım fiyattan sattım, sonra sehpayı, sonra evde,
gardıropta yenilemek istediğim ne varsa satmaya başladım.
Hatta bir keresinde fazla sandalye satmışım, yemek masası bir süre sandalyesiz kaldı.
Tatilden günler önce rehberleri karıştırmaya başlayıp “Her yeri görmem lazım” koşuşturmacası yaşarken, oralı gibi yaşayıp her gün aynı kafede kahvaltı etmeyi, aynı yerde oturmayı da seviyorum.
Mesela bu fotoğraflar 2011-2013-2016’da Berlin Prater’de çekildi. Fotoğraflardan ne kadar mutlu olduğum belli oluyor!
Üniversitedeyken Skylife’ın “Gezi yazarı aranıyor” ilanını görüp CV yollamıştım. Bir gün telefon geldi: “… Life’tan arıyoruz, görüşmeye gelebilir misiniz?” Koşarak gittim tabii. Bi’ gittim, kapıda American Life yazıyor. American Life ne? Hiçbir fikrim yok! O zaman telefonda internet de yok.
O kadar gelmişim görüşeyim bari dedim.
“Burada bekleyin” diyerek beni bir masaya oturttular. Masada bir post-it: “American Life, dünyanın bilmem kaç ülkesinde şubesi olan sigorta şirketi, bla bla…” Ben bunu evrenin bir mesajı olarak aldım tabii. Bana verilen formu bir güzel doldurdum, işe alındım. Meğer annem bana söylemeden CV’mi yollamış. Bir ayın sonunda koşarak uzaklaştım.
Anne babam ben lisedeyken boşandılar, bi’ 10 sene kadar önce yeniden evlendiler. Ben de düğünlerine gittim.
Bu fotoğraf sizi yanıltmasın, beni çok sevdiği için söylerdi. Yoksa hiç öyle ters, arıza bir halim yoktur.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
