Türkiye'nin 2019'da yaratıcılık karnesi en kabarık isimleri En Yaratıcı 50 listesinde altıncı kez bir arada.
02.04.2020 - 15:21 | MediaCat
Son bir yıldır gündemimize giren konu başlıklarından bazılarına şöyle bir bakalım; çok laf az işle yürütülmeye çalışılan toplumsal cinsiyet eşitliği, yükselmeyen kadın kreatif oranları, su meselesi, İstanbul depremiyle yüzleşme, daralan bütçeler, tasarruf yöntemleri ve elbette coronavirus. Küresel boyutta yaşanan kriz ortamlarında zihni selim tutmak her şeyden önemli. Böyle bir ortamda yaratıcı dimağlar, toplum ve bireyler için de yol gösterici oluyor.
Bu yıl altıncı kez En Yaratıcı 50 seçkisini meydana getirdik. Yani, ağırlıklı olarak son bir yıldaki üretimleriyle dikkat çeken ve yaratıcılık karnesiyle “en”ler arasına girmeyi başaranları… Elbette koca bir yıla sığan 50 kişiden çok daha fazlasıydı, ki bu da her daim umut vaat eden bir durum. Çünkü bu listeyi hazırlarken bizi hep mutlu eden bir durum varsa, o da isim seçmekte zorlanmaktan ziyade, dışarıda bırakmak zorunda olduklarımız için hayıflanmak.
En Yaratıcı 50 listesinde göz önüne aldığımız kriterler şöyleydi:
Tasarımcılardan bilim insanlarına, araştırmacılardan girişimcilere, kreatiflerden marka yöneticilerine ve müzisyenlere uzanan bu listede yer alan 50 kişinin, sizin de hikâyenize ilham olmasını diliyoruz.
Havas İstanbul 2018’de yaşadığı yeniden yapılanma evresinin ardından bomba gibi bir 2019 geçirdi. “Anlamlı markalar yaratmak” stratejisiyle hareket eden ajansın Finish için gerçekleştirdiği Türkiye’nin Suyu İletişimi tam da bu amaca hizmet ediyordu. Kampanyayla Felis Entegre Kampanyalar Büyük Ödülü’nü kazanan ekip; aynı söyleme hizmet eden Susuz Bardaklar, Söz Ver, Yarının Suyu ve 25 Litre Belgeseli -ki bu iş Felis’te Marka Deneyimi ve Aktivasyon Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü- iletişimleriyle de gerek yerel gerekse Golden Drum ve Clio gibi global yarışlardan ödülle döndü. Yarının Suyu aynı zamanda Ad*Watch’un yıllık karnesinde, 2019’un en beğenilen beşinci; Finish için yapılan Mutfakta Birlikte ise en beğenilen 19’uncu iş olarak yer aldı. Suyun Sonu Görünüyor kampanyası en çok hatırlanan 20’nci iş olurken; OPPO için hazırladıkları Sende Ne Yetenekler Varmış Sıla? işi en çok konuşturan 16’ncı kampanya oldu.
Havas İstanbul geçtiğimiz yıl altı yeni markaya da merhaba dedi: Citroen, Zorlu Holding, Zorlu Enerji, Bel Group, Jacobs ve Secom). Bu yıl şubat ayında ise Arçelik’in konkurundan galip ayrıldı.
Yılın en ödüllü reklam ajanslarını derleyen The Cat Report’ta son iki yıldır adına rastlanmayan ancak bu yıl, pek çok büyük reklam ajansının önüne geçerek 15’inci sıraya yerleşen bir isim var: Milklab. İçerik dünyasını yeni teknolojilere entegre edebilen çok sayıda parlak örnek yok önümüzde. Milklab tam da bu noktada ayrışıyor. Geçtiğimiz yıl büyük puntolarla hayatımıza girmesini sağlayan işi ise kuşkusuz ETİ Puf Müzik Akademisi.
ETİ için hayata geçirilen proje, Markalı İçerik ve Eğlence kategorisinde 1 Felis, Dijital’de VR/AR Teknolojileri gibi sıklıkla üretimin olmadığı bir alanda 1 Felis, Mobil’de Mobil Uygulama alt kategorisinde 1 Felis ve 3 Başarı’ya uzandı. 3 Kristal Elma da cabası… Peki, bu projeyi farklı kılan neydi? ETİ Puf için tasarlanan deneyim yolculuğunun başlangıç noktası ambalajlardı. ETİ Puf paketlerinden notaları toplayan kullanıcılar, ETİ Puf Müzik Akademisi uygulamasının Artırılmış Gerçeklik destekli kamerasıyla kendi müziklerini yapabiliyorlardı. Uygulama ilk ayda 72 bin indirilmeye ulaştı. Ajans, “Bizim yaratıcılığımız son teknolojilerden ilham alıyor” diyor ve bu tabloda haklılık payları bir hayli yüksek.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim kampanyası başlamadan evvel kentin çok büyük kısmının tanımadığı, mazisi hayli uzun olan rakibi karşısında neredeyse hiç şans verilmeyen taraftı. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na giden sürecin başından bu yana İmamoğlu’nun kampanya direktörlüğünü üstlenen Necati Özkan ve kurucu başkanı olduğu ajansı Öykü Dialogue International’ın kampanya öncesi, sırası ve sonrasındaki stratejik iletişim çalışmaları İstanbul’un kaderini değiştirdi.
Her Şey Çok Güzel Olacak sloganı etrafında kurgulanan ve kısa süre içinde seçim zaferinin yanı sıra uluslararası siyasi iletişim literatürüne de giren bu çalışmalar Ad*Watch’ta 2019’un en çok hatırlanan, beğenilen ve konuşulan işleri arasında altı defa listelendi. Her şey çok güzel olacak reklam filmi yılın en çok hatırlanan ikinci işi oldu.
Özkan ve ekibi aynı zamanda Felis Ödülleri’nden 3 Felis; Campaign and Elections dergisi tarafından düzenlenen Reed Awards’tan aralarında En İyi Uluslararası Reklam Kampanyası ödülünün bulunduğu 5 ödül kazandı ve EAPC tarafından düzenlenen Polaris Awards’ta da 14 ödüle layık görüldü.
Pure New Media’nın özellikle Huawei için yarattığı sürdürülebilir başarı alkışı hak ediyor. The Cat Report listesinde 27’nci sırada yer alan ajansın Ad*Watch karnesi hayli kabarık. Huawei – Seninle Aynı Modda kampanyası yılın en çok hatırlanan beşinci, yılın en beğenilen altıncı ve yılın en çok konuşturan yedinci işi oldu. Aynı zamanda yine Huawei için hayata geçirdikleri P30 Pro, En İyi Kamera Ödüllü Cep Telefonu kampanyası ise yılın en çok konuşturan kampanyası unvanını elde etti. Ajans ekibinin OPET için hayata geçirdiği Anlat Troya çalışması 1 Felis almanın yanısıra, Mixx Awards’ta Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Özel Ödülü’ne layık görüldü.
Pure New Media’nın sahip olduğu yeni nesil bakış açısı, geleneksel ve dijitalin birleştiği yerde duruyor. Bu entegrasyonun en önemli örneği ise, Lokum Games’le birlikte hayata geçirdikleri Çukur×Zula kampanyası. MIXX Awards’tan Gümüş ve Bronz ödüllerle dönen çalışmada, Çukur dizisi Zula evrenine taşınmıştı. Çukur haritası Zula oyununa entegre edilirken, dizinin iki başrol oyuncusu da oyun karakterlerine dönüştürülmüştü.
Adını bir orkestrada olduğu gibi farklı disiplinlerden gelen kişilerin uyum içinde çalışmasından alan Senfonico, 2019’u göz alıcı bir başarıyla tamamladı. Kurucuları Tolga Esin (CEO), Aykut Keskin (CSO) ve Canmert Koral (Kreatif Direktör) liderliğinde gelen ve The Cat Report’un da radarına giren bu başarı, ajansın hanesindeki 5 Felis ve 4 Kristal Elma’yla taçlanıyor.
Portföyündeki markalara yaratıcılık, teknoloji, tasarım ve iş zekâsını, birini diğerine kurban vermeden ve uyum içinde yaşatmayı vaat eden Senfonico’nun geçtiğimiz yıla attığı imzalar arasında Netflix için açıkhava ve radyoda hayata geçirdiği Dark işlerinin altını çizmek gerek. Açıkhavada karanlık çöktüğünde mesajları değişen billboard’lar ve Radyo Eksen’de diziye özel olarak gerçekleşen nostaljik yayınla dizinin ikinci sezon tanıtımını farklı bir seviyeye çeken ajansın portföyünde, Netflix’in dışında Starbucks ve Ülker gibi pek çok güçlü marka var.
Sektöre nasıl girdiğini soranlara “Yıllar önce John Butler bana bir fırsat verdi. İnanılmaz şanslıydım” diyen Sinan Dağlı, 10 yılı aşkın süredir Butler, Shine, Stern & Partners bünyesinde üretmeye devam ediyor.
New York’taki Rochester Institute of Technology’de güzel sanatlar eğitimi aldıktan sonra San Francisco’ya taşınan Dağlı, mütevazı biçimde aktardığı hikâyenin ardından, BSSP portföyündeki NB2K, ESPN, FootJoy ve Blue Shield of California markalarının global kreatif direktörlüğünü üstlenecek kadar yol almış durumda. Ürettiği işlerle şimdiye dek The One Show, Art Director’s Club, The Clios, Communication Arts, Effie, Graphis, Addys, 4A’s ve AAF gibi organizasyonlardan ödüller toplayan Dağlı, Adweek’in 2018’deki Top 100 Creatives listesine de girmişti.
Dağlı’nın kreatif enerjisini BSSP’ye vakfetmeden uzun yıllar önce (2010), 170’i aşkın kurumsal firma ve 290’ın üzerinde markaya ödüllendirme sistemi ve süreç yönetimi konusunda hizmet sunan Momento isimli girişimin kurucularından olduğunu da ekleyelim.
Kurtcebe Turgul’un evvela bir radyo tiyatrosu olarak hayal edip hayata geçirdiği Bence Katil Öldürdü, 2019 yılında da kitap oldu. Yayın hayatına yeni başlayan Mundi yayınlarının ilklerinden biri olan bu absürt ve özgün polisiye, gerek anlatımı gerekse de görselliği itibarıyla yılın en orijinal işlerindendi.
2018’de 2,6 kat büyüyen ve 2019’a yüzde 150 oranında büyüme hedefiyle adım atan Getir, Nazım Salur’un liderliğinde başarılı bir yılı geride bıraktı. Hızlı teslimat servis girişimlerinin hızla arttığı bir dönemde gerçekleştirdiği girişimler ve aldığı yatırımlarla kendinden söz ettiren Getir, öncelikle hizmet verdiği şehir sayısını beşe yükseltti. Genel merkez ve saha çalışanlarıyla halihazırda 4 bin 500’e yakın kişiye istihdam sağlayan, beş şehirde 157 deposuyla hizmet veren Getir, bununla da kalmayıp GetirYemek girişimiyle faaliyet alanını genişletti; şimdilik İstanbul’da hizmet veren ancak yakın zamanda Ankara, Bursa ve İzmir’de faaliyete geçirmeyi planladıkları GetirBüyük’ü de hayata geçirdi.
Getir’in başarı hikâyelerine eklediği en taze haber ise geçtiğimiz aylarda Silikon Vadisi yatırımcılarından Sir Michael Moritz liderliğindeki bir grup yatırımcıdan 38 milyon dolarlık yatırım alması oldu. Bu yatırımla yurtdışı pazarına açılmaya hazırlanan Getir, bu anlamda Türkiye start-up ekosisteminin geleceği adına umut vaat ediyor.
2007’den beri Nestlé çatısı altında çeşitli görevler alan Pınar Öney Bilsel, Nescafé İçecekler İş Birimi Genel Müdürü pozisyonuna geldiğinden beri birçok dikkat çekici ve yenilikçi işin hayata geçmesinde önemli rol oynadı. 2018’in sonlarında ünlü oyuncu Kerem Bürsin’in rol aldığı ancak “markanın gölgesinde kalacak şekilde” konumlandırıldığı cesur bir iş olan ve Publicis İstanbul imzası taşıyan Ünlüsünden Daha Ünlü kampanyası 2 Felis, 1 Kristal Elma ve 1 Bronz Effie ödülüne layık görüldü. 2019’da dikkat çeken yaratıcı işlerden biri de markanın bu kez SesliHarfler işbirliğinde yürüttüğü ve tüketiciye güne nasıl bir enerjiyle başladığını sorgulatan dijital kampanya Sabahları Sen Kimsin? oldu.
Nescafé, MediaCat-Ipsos işbirliğiyle gerçekleştirilen ve Türk tüketicisinin en sevdiği markaları belirleyen Lovemark araştırmasında da beş yıldır üst üste kahve kategorisinin en sevileni seçilmesi yönüyle sürdürülebilir bir başarının mimarı konumunda.
Apple ve Disney gibi devlerin sektöre dahiliyetleriyle kızışan rekabete rağmen SVOD pazarını domine etmeyi sürdüren Netflix, 2016 yılında girdiği Türkiye pazarında 1,5 milyonu aşkın aboneye ulaşmayı başardı.
İletişimindeki yerelleştirme stratejisiyle Türk izleyicisinin ilgisini global yapımlara çekmeyi başaran Netflix Türkiye Ekibi, son yıllarda Hakan: Muhafız, Atiye ve Rise of Empires: Ottoman gibi küresel çapta izleyici bulma gayesi taşıyan yerli orijinal yapımlarının 190 ülkede birden gösterilmesini sağladı. Yapımların yerel kültürü en iyi şekilde yansıtmasına özen gösteren Netflix Türkiye, coğrafyamızın henüz anlatılmamış hikâyelerini bu vesileyle farklı milletlerden milyonlarca insanla buluşturuyor.
2019’da reklamveren kimliğiyle de öne çıkan Netflix Türkiye, 10 Felis ve 11 Kristal Elma’sıyla The Cat Report’un en ödüllü ikinci reklamvereni olmayı da başardı. Bu başarının kahramanlarından bazıları; Dark – Geceyi Aydınlatan Billboard’lar, Stranger Things – AVM Take Over, Black Mirror – Black Bayram, Dark – Kanyon’da Dark Havası, Dark – Radyo Eksen 1986 Yayını ve Teksoy Starcourt’taydı.
Finish’in su meselesine farkındalık yaratmak amacıyla hem geleneksel hem de sosyal medya aracılığıyla yürüttüğü Yarının Suyu hareketi ve Söz Ver kampanyası 2019’a damga vuran ve gündem yaratan çalışmalardandı. Bu kapsamda National Geographic SANATişbirliğiyle hayata geçirilen 25 Litre belgeseli, yayınlandığı tarihten iki hafta sonra Türkiye’nin en çok izlenen belgeselleri arasına girerek yılın en başarılı işleri arasında gösterildi. Başlattığı kampanyayla ödüle doymayan Reckitt Benckiser, Felis Ödülleri’nden 11 Felis ve 2 Büyük Ödül, Kristal Elma’dan da 13 Kristal Elma ve 1 Büyük Ödül alarak Yılın Reklamvereni unvanının da sahibi oldu.
Sürecin başındaki isim olan Reckitt Benckiser Türkiye Ev & Hijyen Genel Müdürü Selim Akiş ise bu bağlamda elbette tebrik ve takdir edilmesi gereken isimlerin başında yer alıyor. Akiş’in önderlik ettiği ekibin Finish ayağındaki başarıları 2020 yılında da devam etti. Müge Anlı’yla işbirliği yapan marka ekranlara taşınan Gücümüz Yeter programıyla su meselesini en etkili şekilde sahiplenmeye devam ediyor.
Genç nesil kadın komedyenlerden Aslı İnandık, günlük hayata dair nokta atışı tespitlerde bulunduğu tiplemeleriyle sosyal medyada ses getiren diyaloglar başlatıyor. Birçok tiyatro, dizi, komedi programında rol alan İnandık, Soluk filminde canlandırdığı karakterle Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü alarak listemize dahil oldu.
Haluk Levent’in Celebrity Güven Endeksi’ne göre Türkiye’nin hakkında en çok konuştuğu ve en güvendiği ünlüsü olması boşuna değil. Levent, sanatçı kimliğinin yanı sıra gönüllülük esasıyla AHBAP çatısı altında yaptığı yardımlarla toplumun kalbinde güçlü bir yer edindi. Samimiyetiyle toplumun güvenini kazanan Levent, yakın zamanda da ilk kez bir reklam filmiyle karşımıza çıktı.
Ayşe Altınok’un bugün kamera arkasında ilerleyen kariyeri, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nden mezun olduktan sonra başladı. Altınok sektördeki birçok yaratıcı dimağ için arzu nesnelerinden biri olan Wieden + Kennedy’nin Portland ve Amsterdam ofislerinde art direktör olarak geçirdiği 10 yılın ardından Mother; Fallon; Crispin Porter Bogusky gibi pek çok muteber ajansın imzasını taşıyan kampanyalarda yönetmenl koltuğunda yer aldı.
İlk kısa filmi Hortum’la Cannes Film Festivali’nde yer alan, yine Cannes’da sergilenen ikinci kısa filmi The Particulars ile Oregon Bağımsız Film Festivali’nden En İyi Drama ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini toplayan Altınok’un portföyünde Nike, Coca-Cola, Levi’s, Escada, Electronic Arts ve P&G gibi dünya devlerine yaptığı reklam filmleri de yer alıyor.
Geçtiğimiz sene RSA Amsterdam’ın yönetmen kadrosuna katılan Altınok aynı zamanda La Pac Paris, Identity Los Angeles ve New York için de üretmeye devam ediyor.
Ömer Sercan İpekçioğlu ismi sizin için bir şey ifade eder mi bilinmez fakat Ezhel dendiğinde akan suların durduğu bir dönemden geçiyoruz. Türkçe rap müziğe, özgün tarzı ve besteleriyle yeni bir soluk getiren ve toplumun hemen her kesimini temsilcisi olduğu müzik tarzıyla barıştıran Ezhel’in, Türkiye’nin en çok dinlenen sanatçısı olduğu, iki yıldır Spotify istatistikleriyle de belgeleniyor.
Gaye Su Akyol geleneksel ile modern müzik formlarını harmanlayarak yarattığı kendine özgü müzik tarzıyla uluslararası yayınlarda kendinden övgüyle bahsettirdi. Akyol, söz ve müziğinin yanı sıra düzenleme ve kayıt aşamalarında prodüktör ve sanat yönetmenliğini üstlendiği üçüncü albümü İstikrarlı Hayal Hakikattir ile Songlines Müzik Ödülleri’nde En İyi Sanatçı ödülünü Türkiye’ye getiren ilk isim olarak listemize dahil oldu.
Tiyatroya olan gönül bağı ve mecra farketmeksizin sergilediği harikulade oyunculuğuyla “usta” olarak tanımlanmasına kimsenin itiraz edemeyeceği, coğrafyamızda yetişen en kıymetli sanatçılardan biri Haluk Bilginer. Yıllar içerisinde sayısız dizi ve film projesine performanslarıyla damga vuran usta oyuncu, son yıllarda Kral Lear ve Pencere gibi oyunlarla kendi kurduğu tiyatro sahnesinde seyircisiyle buluşmayı sürdürürken, diğer yandan Masum ve Şahsiyet gibi internet dizilerinde rol alarak dijital dönüşümü de ıskalamadığını gösteriyor.
Bilginer’in geçtiğimiz aylarda Şahsiyet’te hayat verdiği Agâh Beyoğlu karakteriyle Uluslararası Emmy Ödülü’ne layık görülerek sevenlerine büyük bir gurur yaşattığını da hatırlatalım.
İşletme eğitiminin ardından denetim şirketlerinde başlattığı kariyerini 2012 yılında sonlandırarak dümeni tamamen kültür ve sanata kıran Murat Abbas, deyim yerindeyse müziği her şeyden çok seven bir isim. Öyle ki bir röportajında bunu şöyle ifade ediyor: “Benim için seyahat demek -belki çok dar bir bakış açısı ama- plak, konser ve festival demek.” Dahası Türkiye’nin en iddialı plak arşivlerinden birine sahip olsa da o kendisini koleksiyoner değil bir müziksever olarak adlandırıyor. DJ’lik, müzik yazarlığı, festival küratörlüğü gibi işlerle adım adım bu alanda deneyim elde eden Abbas; 2008’den itibaren MTV Türkiye, Babylon ve Pozitif Live’da üstlendiği üst düzey görevlerle müzik dünyasındaki serüvenine kurumsal bir kimlik kazandırdı.
Abbas; son beş yıldır da Zorlu PSM’nin şehrin önemli kültür sanat merkezlerinden biri haline gelme sürecine öncülük ediyor. Abbas’ın liderliğinde geçtiğimiz yıllarda MIX Festivali, Sonar İstanbul ve PSM Caz Festivali gibi çeşitli festivallerin kültür sanat ekosistemine kazandırılmasının yanı sıra Studio ve touché ile yeni konser ve gösteri alanları oluşturuldu; etkinlik serisi Lokalize ve yeni medya platformu Digilogue ile işlerini sergilemek, sahnelemek ya da gösteri yapmak için alternatif arayan sanatçılara imkân sağlandı.
Reklam filmleri, müzik klipleri, tiyatro oyunları, kısa ve uzun metrajlı filmler… Yönettiği yapımların çeşitliliği, Öztekin’in kariyerini tekdüzelikten oldukça uzakta konumlandırıyor. Dinamik bir meslek öyküsüne sahip olan ve 2003’ten bu yana ismini 10 dizi ve dört uzun metrajın künyesine yönetmen olarak yazdıran Öztekin’in başarılı bir senaryo yazarı olduğunu hatırlatmakta da fayda var. Yıllarca hafızalarımızda yer eden ve dillerimize pelesenk olan replikleriyle Kaybedenler Kulübü ve Kaybedenler Kulübü Yolda’nın senaryoları da Mehmet Ada Öztekin’in imzasını taşıyor.
Yönetmenin son uzun metrajı 7. Koğuştaki Mucize büyük kitlelere ulaştı. Film, sinema salonlarında 5 milyonu aşkın seyirciye ev sahipliği yaparak 2019’un gişe rekortmeni olurken Box Office Türkiye’nin tüm zamanların en çok izlenen 10 filmi listesine de adını yazdırmayı başardı. Ortadoğu ve Avrupa’da da gösterime giren film, Avrupa’da yaklaşık 300 bin kişi tarafından izlendi.
İbrahim Selim, 13 yıllık tiyatro ve seslendirme kariyerine, eğlenceli sunumuyla fenomen haline getirdiği “Stolk” ve Zorlu PSM Touché ev sahipliğinde gerçekleştirdiği, YouTube üzerinden haftalık olarak yayınlanan talk show’u İbrahim Selim ile Bu Gece’yle yeni bir soluk getirdi. Çeşitli dizi ve reklam filmlerinde de rol alan Selim, son zamanlarda Alice Müzikali’ndeki performansıyla da izleyenlerin beğenisini toplamaya devam ediyor.
Fotoğraf: Instagram @ibrahimselim
Türkiye’nin tarihindeki üçüncü kadın orkestra şefi olma hayalini gerçekleştirebilmek için aradığı destekle ismini ilk kez duyduğumuz Nisan Ak, o tarihten bu yana hem eğitim hem de profesyonel yaşamında büyük yollar, hatırı sayılır engeller aştı.
Yüksek lisans için gittiği ABD’de şimdilerde doktorasını tamamlamanın arifesindeki Ak, Richmond Oratoryo Topluluğu ve Bruch Oda Orkestrası’nın müzik direktörlüğünü yapıyor. Aynı zamanda Aiken Senfoni ve Columbia Oda orkestralarında asistan şef olarak çalışan başarılı şefin son birkaç yıl içinde kat ettiği mesafe, dünyanın her yerinde cinsiyet ayrımcılığından nasibini alan bu alanda kendini geliştirmek isteyen tüm kadınlar için ilham verici.
Türkiye’den ABD’ye, oradan Meksika’ya uzanan bir coğrafyada şeflik yapmaya devam eden Nisan Ak, bir süredir YouTube’da da klasik müzik bilgi ve sevgisinden sebeplenmek isteyen herkesle buluşuyor.
Oyuncu Onur Saylak, 2017 yılında yönetmenliğe ilk adımını attığı Daha adlı uzun metrajıyla ulusal ve uluslararası arenada birçok ödüle layık görüldü. Saylak’ın ikinci yönetmenlik deneyimi Şahsiyet geçtiğimiz aylarda Haluk Bilginer’e Emmy ödülü getirerek göğsümüzü kabarttı.
Şubat ayında yeni projesi There Are Two Kinds Of People In This World ile Berlin Film Festivali kapsamında verilen Eurimages Ortak Yapım Geliştirme Ödülü’nün de sahibi olan Saylak, sınırları aşan bir başarıya daha adını yazdırmış oldu.
Fotoğraf: Instagram @onursaylak
Oya Eczacıbaşı, Türkiye’de müze işletmeciliği alanındaki duayenlerden biri. Bilmeyenler için ufak bir intro: Nejat Eczacıbaşı’nın İKSV’deki vizyonundan etkileniyor, İngiltere’ye gidip müze işletmeciliği üzerine yüksek lisans yapıyor, Boğaziçi Üniversitesi’nde müze işletmeciliği dersleri veriyor ve sonra kafasını meşgul eden o soruya yanıt veriyor: Neden İstanbul’un modern sanat müzesi yok?
İstanbul Modern bu yıl 15 yaşında. Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi, 15 yılına 8 milyonun üzerinde ziyaretçi ve 67 koleksiyon ve süreli sergi sığdırdı. Oya Eczacıbaşı’nın yeni sanat projeleri ise hazırlık sürecinde. Bunlardan ilki 7-15 yaş arası çocuklar için tasarlanan teknoloji temelli sanat eğitimi uygulamalarından oluşan Art Maker Lab Öğrenme Merkezi. Bu yılın sonunda tamamlanması beklenen projede 20 bin civarında çocuğa ulaşılacak. Bir diğer proje ise farklı kentlerden sanatçı, mimar ve tasarımcılarla İstanbul’daki zanaatkârları, müze çatısı altında bir araya getiren Uluslararası Misafir Sanatçı Programı.
1993 yılında adım attığı gazetecilik kariyerine editör, haber müdürü, haber koordinatörü, genel yayın yönetmeni, sunucu gibi birçok unvanı sığdıran ve 2017 yılında kaleme aldığı “2001: Eski Türkiye’nin Son Yılı” kitabıyla yakın tarihimize ışık tutarak hafızalarımızı tazeleyen Mirgün Cabas, şimdilerdeyse teyit.org işbirliğinde Boşlukları Doldur adlı Youtube kanalında Bize Yalan Söylediler ve O İş Öyle Değil gibi programlarla yenilikçi bir işe imza atıyor.
Boşlukları Doldur, teyit.org’un radarına takılan ve internette dolaşan gündem maddelerinin güvenilirliğini masaya yatırma ve kamuoyunu doğru bilgilendirme hassasiyetiyle hareket etmesi yönleriyle farklılaşıyor. Özellikle bilgi kirliliğinden sıyrılıp doğru bilgiye ulaşmanın giderek zorlaştığı günümüzde takdiri hak eden mecralardan biri. Boşlukları Doldur’un kendini tanımlama biçimi de oldukça ilgi çekici: “Bildiklerimiz zihnimize tetris blokları gibi düşüyor. Her şeyi hizalamaya çalışsak da aralarda mutlaka boşluklar kalıyor. Bu kanal, o boşlukları doldurmak için.”
“Hocaların hocası, şair, yazar, oyuncu, degüstatör, maratoncu, garip guraba fakir fukara dostu, şirket CFO’su, Türkiye kareli gömlek giyenler federasyonu başkanı” Can Yılmaz ve onu bu sözlerle takdim etmekten asla vazgeçmeyen partneri Zafer Algöz… Kafa Radyo’daki birlikteliklerini YouTube’a taşıyan kıymetli ikilinin kanallarına ve Türkiye’nin ve Avrupa’nın dört bir yanında yaptıkları gösteriye adını veren Burada Olan Burada Kalır ifadesi, anlamını giderek daha da fazla kaybediyor.
Eylül 2019’da açılan YouTube kanalında kısa sürede 54 bin takipçiye ulaşan ve 2 milyonun üzerinde izlenme elde eden ikili gösterileriyle de İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Bursa, Antalya ve Muğla gibi şehirlerin yanı sıra Amsterdam, Köln ve Berlin gibi gurbetçilerin yoğun olarak yaşadığı Avrupa şehirlerine de ulaşmış durumda. Zafer Algöz’ün programdaki personası tarafından okunan mavalların Can Yılmaz tarafından şiddetli ve amansız biçimde reddedilişi üzerinden ilerleyen program takipçilerine benzersiz bir “bromance” ve “baba şakaları” külliyatı vaat ediyor.
Son dönemde Fox TV’nin reyting rekortmeni dizisi Mucize Doktor’un Ali Vefa’sı olarak izleyiciyle buluşan Taner Ölmez, 2019’da özellikle sosyal sorumluluğa dokunan projelerin yüzü olarak izleyicinin gözünde farklı bir misyonla konumlandı. Ölmez’in geçtiğimiz yıl yer aldığı bir diğer etkili iş ise Finish’le, kapımıza dayanan susuzluk tehlikesine karşı farkındalık yaratmak için giriştiği birliktelik oldu.
Ölmez, son günlerde ekran karşısına geçtiği coronavirus önlemleri kamu spotuyla da gündemde.
Erdal Öz’ün oğlu Can Öz, kitaplıklarımızdan eksik olmayan Can Yayınları’nın yönetimini devraldığında, henüz 20’li yaşlarındaydı. Öz, babasının mirasına sahip çıkmakla kalmadı, ilk etapta okuyucularından tepki çekme pahasına Can Yayınları’nın alametifarikası olan beyaz kapak tasarımını değiştirerek yüzde 110’luk bir büyümeye imza attı. Öz, 2019 yılında aynı çatı altında Mundi ve Tellekt yayınevlerini kurarak, edebiyatseverleri kurgudışı edebiyatın yanı sıra, sosyal, beşeri ve pozitif bilimlerle ilgili kitaplarla da buluşturmaya başladı.
Avrupa’ya ihraç edilen ilk Türk dergisi olma başarısını yakalayan Socrates’in kurucusu da Can Öz’ün ta kendisi elbette.
15 yaşında babasının işi dolayısıyla Türkiye’ye gelen ve yıllar içinde kendi tabiriyle aslında buralı olduğunu anlayan Changyeb Han, Elin Oğlu programıyla tanıttı kendini Türkiye’ye. Kısa süre içinde büyük sempati kazanan ismin çok daha geniş kitlelere ulaşması ise YouTube aracılığıyla oldu. “Koreli çocuk ve arkadaşları” şeklinde özetlediği 3Y1T (3 Yabancı 1 Türk) formatı ve beraberindeki JJ Moriasi, Louis Stotesbery ve Michele Cedolin ile kültürlerarası bir köprü kuran Chaby’yi YouTube’un trend videoları listelediği sayfada görmüş olma ihtimaliniz hayli yüksek.
Chaby ve arkadaşlarının videoları ortalama 350 bin kişiye erişiyor ve 15 binin üzerinde beğeni alıyor.
1 milyonu aşkın abonesi bulunan kanalında 91 milyonun üzerinde izlenmeye ulaşmış olan Chaby farklı milletlerin Türkiye’de yaşayan vatandaşlarını ağırladığı programların yanında; farklı ülkelerin görgü kuralları, farklı ülkelerden televizyon reklamları, önyargılar; diğer kültürlerde düğün kavramı ve siber zorbalık gibi konularda bilgilendirici ve eğlenceli içerikler üretmeye devam ediyor.
Cartoon Network’de yayınlanan ilk yerli çizgi animasyon unvanının sahibi Kral Şakir’in başarısı, Oyun Zamanı ve Korsanlar Diyarı filmleriyle artarak devam etti. Beyazperdede sevenleriyle buluşan Kral Şakir’in son macerası, 2019’un en çok izlenen (2 milyon 107 bin izleyici) 10 yerli filmi arasındaki tek animasyondu. Yönetmen koltuğundaki Haluk Can Dizdaroğlu, Berk Tokay ve Varol Yaşaroğlu’nu takdir etmemek mümkün değil.
Dobra Dobra magazin programıyla ekranlarda yerini alan Müge Anlı, çeşitli programların sunuculuğunun ardından 2008 yılından bu yana her sabah Müge Anlı ile Tatlı Sert programıyla izleyicinin karşısına çıktı. Program, OpenMedia’nın 2013-2018 Ağustos tarihleri arasındaki reyting ölçümlerine göre Türk televizyon tarihinin gündüz kuşağındaki konseptlerini birer birer geride bırakarak son beş yılın en çok izlenen televizyon içeriği olarak bir rekora imza attı. Anlı; çözüme ulaştırdığı vakalar, kurduğu bağlantılar ve başarılı sunuculuğuyla rakiplerini geride bıraktı. Öyle ki programın ve Anlı’nın başarısı ABD gezi kanalı Travel Channel’ın da ilgisini çekti ve ekip, 2015 yılında Müge Anlı’nın konuğu olup programın yapım aşamasını belgeselleştirdi.
Anlı’nın yarattığı etkiye dayanak oluşturan bir başka unsur ise Türkiye’nin en güvenilir isimlerinden biri olması. MediaCat’in Ipsos işbirliğinde gerçekleştirdiği Celebrity Güven Endeksi’ne göre Anlı, artan güven skoruyla Türkiye’nin en çok güvendiği üçüncü ünlüsü. Anlı şimdilerde Finish desteğiyle Gücümüz Yeter adlı programıyla, kendi iş fikrini hayata geçirmek isteyen kadınların çalışma hayatına katılmaları için çalışıyor.
Gazetecilikten televizyon programcılığına medyanın birçok alanında çalışan, yoğun temposunun arasına iki de kitap sığdıran Nilay Örnek, günümüzün yükselen trendi podcast’lerin yaratıcı bir örneğini dinleyicileriyle buluşturmaya devam ediyor. Örnek’in, mesleğinde usta isimlerle röportaj tadında sohbetler gerçekleştirdiği ve o işe nasıl başladıklarını, işin püf noktalarını ve ilginç anektodları sorduğu Nasıl Olunur, Türkiye’nin en çok dinlenen podcast’lerinde ilk 10’da yer alıyor.
Örnek son dönemde yazar kimliğiyle de, okur kitlesinin dışından pek çok kişinin dikkatini çekmiş durumda. 2017’de yayımladığı Bütün İyiler Biraz Küskündür, anlam bulma çabaları ve iyileşme metodlarına kafa yorarken; 2019’da okura sunduğu Her Umut Ortak Arar’da topluca yaşadığımız sevinçlere, umutlara, planlara ve hesaplaşmalara ortak arıyor. Kendi deyimiyle “Türkiye’nin ruhunu” kaleme alıyor.
Örnek aynı zamanda Kafa Dergisi yazarlarından. 2016’da başlayan Kafa yolculuğuna, geçtiğimiz yılın başından bu yana İyi Şeyler Kafası sayfasında devam ediyor.
Video oyun kültürü ve geyik muhabbetinin en rağbet gören buluşma noktalarından Post42, 1 milyonu aşkın abonesi ve 170 milyonu bulan izlenme verisiyle alandaki en dikkat çeken oluşumların başında geliyor. Geçen yıl Trendyol başta olmak üzere pek çok sponsorlu içerik üreten ve Lore42 kanalını devreye alan grubun en gözde içeriği Soğuk Savaş da tüm hızıyla devam ediyor.
Dergi yayıncılığının farklı bakan gözlerinden biri Zeynep Üner. Yarattığı görsel dünyaların ardında, aldığı sanat tarihi eğitimi ve fotoğrafçılığa olan merakı var. Dergicilik kariyerine Time Out dergisinde başlayan Üner’in hikâyesinden Vogue Türkiye ve GQ Türkiye gibi dergiler geçti. Özellikle GQ Türkiye’nin tasarım dilinde yarattığı dönüşüm ve başarı, onu Elle Türkiye’nin de yayın direktörlüğüne taşıdı.
Üner’in motor sporları ve snowboard tutkunu olduğunu da ekleyelim.
Mecit Gülaydın 1991’den bu yana dekorasyon ve still life fotoğrafçılığı konusundaki uzmanlardan biri. Ancak bir tutkusu var ki, onu koleksiyonerken tasarımcıya dönüştürmüş. Gülaydın’ın Kaferart yani Vosvos Sanatı (Beetleart) olarak adlandırdığı projesi, farklı yıllarda hurdacılardan ve eski depolardan topladığı Beetle parçalarından oluşuyor. Gülaydın bu parçaları, direksiyondan yapılmış bir sehpaya, kapaklardan yapılmış bir aydınlatmaya ve özel amblemlerin yer aldığı kemerlere dönüştürüyor.
Fotoğraf: Levent Kulu
Ogilvy Frankfurt, Ogilvy Türkiye, Ogilvy Amsterdam arasındaki yolculuklarının ardından Berlin’i mesken edindi Esra Gülmen. Onu yıllar önce MediaCat’in 30 under 30 seçkisinde ağırlamıştık. Bu sene burada olmasını sağlayan şey ise, 2019’da adından çokça bahsettiren kişisel sergisi: Don’t I Look Turkish?
Kendisine sürekli olarak yöneltilen “Sen hiç Türk’e benzemiyorsun” sözlerinden yola çıkan Gülmen, “Domuz yiyor musun?”, “Türkiye’de deveye mi biniliyor?”, “Türkiye’de başörtüsü takmak zorunlu mu?” gibi soruları çizgileriyle birleştirdi.
1994 doğumlu Şebnem Günay, Belçika-Türkiye arasında geçen hayatında, modada ilerlemek istediğinden emindi. İstanbul Moda Akademisi’ndeki eğitiminin ilk yılında Who’s Next fuarında en iyi tasarım ödülü ile sektöre adım atan genç tasarımcının sokak stiline yön veren tasarımlarını Gigi Hadid ve Bella Hadid gibi dünyaca ünlü yıldızlar giyiyor.
Milli kayakçı, milli snowboard’cu ve snowboard milli antrenörlüğüyle pistlerde sürdürdüğü kariyerini spor fotoğrafçısı olarak devam ettiren Mine Kasapoğlu, hikâyesiyle ilham veriyor. 1999 yılında amatör olarak başladığı fotoğrafçılık sevgisine 2002 Salt Lake Kış Oyunları’yla birlikte resmi bir kimlik kazandırarak, spor fotoğrafçılığı gibi erkek egemen bir alanda resmi olimpiyat fotoğrafçısı olarak sivrilmeyi başardı. Kasapoğlu, “heyecan, ilham ve duygu içeren kareler peşinde” koştuğu olimpiyat fotoğrafçılığı kariyeri boyunca dokuz yaz ve kış olimpiyatları ve beş gençlik olimpiyatıyla birlikte birçok küresel spor organizasyonunu fotoğrafladı.
Şimdilerde Tokyo Olimpiyatları’na gidecek sporcuların yolculuğunu fotoğraflayan ve “olimpiyatların gözü” olma yolculuğunda 10’uncu yılını kutlayan Kasapoğlu, 2017 yılında da tarihin yazıldığı o anları gösterdiği, olimpiyat oyunlarının ruhunu anlattığı fotoğraf kareleriyle Lozan Olimpiyat Müzesi’nde Fotoğrafçının Lensinden Rio Olimpiyatları sergisi için seçilen dünyadaki dört fotoğrafçıdan biri olmuştu. Üstelik sergideki tek Türk kadın fotoğrafçıydı.
Küçük yaşta sanatla ilgilenmeye başlayan ve fotoğraf, illüstrasyon, animasyon, video gibi birçok alanda işler üreten Eda Dürüst; bu zamana kadar Nike, Walt Disney, Puma, Converse, Armani gibi markalarla işbirlikleri yaptı.
Dürüst, geçtiğimiz yıl ise Netflix’in The OA dizisinin ikinci sezonunun görsel tasarımları için dünya çapında anlaştığı sekiz sanatçıdan biri oldu.
Tüm dünyada çizgi roman hayranlarının büyük sabırsızlıkla beklediği The Marvels’ın ardındaki üç isimden biri Yıldıray Çınar. Ancak meraklılarının sıkı takipçisi olduğu Çınar’ın başarılarla dolu öyküsünde, Türkiye çizgi roman dünyasındaki mihenk taşlarından biri olan Çapa ilk sayfada yer alıyor. Sürgün, Maskeli, Son Kahraman ve İman Limited gibi karakterlere hayat veren Çınar’ın öyküsü takip eden yıllarda Image Comics, DC Comics ve Marvel’a dek uzanmış durumda.
İmzasını attığı prestijli işler arasında Metal Men, Supergirl (DC Comics), Legion, Weapon X, Uncanny X-Men, Friendly Neighborhood Spider-Man (Marvel Comics) bulunan Çınar’ın adını şimdiye tek duymadıysanız dahi 2020’nin Mayıs ayında bu durumun değişme ihtimali hayli yüksek. Zira Çınar, Marvel evrenin en iddialı çizgi roman serilerinden biri olarak görülen The Marvels’ın 2020 yılındaki geri dönüşünde, serinin yaratıcıları Kurt Busiek ve Alex Ross ile birlikte başrolde yer alacak. The Marvels’da, Marvel evreninin eski efsanelerinden Aarkus, evrene yeni katılan Lei Ling/Aero gibi isimlerin yanı sıra Captain America, Spider-Man, the Human Torch, Black Cat, Storm, Iron Man ve Punisher gibi efsaneler Çınar’ın çizgileriyle buluşacak.
Boğaziçi Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladıktan sonra Purdue Üniversitesi’nde doktora yapan ve MIT’de iki yıl boyunca doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan Pınar Yanardağ, altı yıl sonra TÜBİTAK’ın yurtdışında çalışma deneyimine sahip nitelikli araştırmacıların yurda dönmelerini teşvik etmek amacıyla yürüttüğü proje kapsamında Türkiye’ye dönen bilim insanlarından biri.
MIT’de yapay zekâdan sağlık alanında faydalandığı How to Generate (Almost) Anything projesiyle kendinden söz ettiren Yanardağ, şimdilerde aynı başlıkla Boğaziçi Üniversitesi’nde dersler veriyor ve projeler yürütüyor. İyi çalışılan yapay zekâ algoritmalarının doktorların en büyük yardımcısı olacağına inanan Yanardağ, projesinin ilk etabında MIT ve Stanford Üniversitelerinin yayımladığı, yapay zekâ sayesinde yaklaşık 700 bin hastanın göğüs filmlerine ulaşılabildiği sistemin veri setlerini kullanarak patolojik hastalıkların teşhis edilmesini, anormallik varsa erken ve detaylı bir şekilde gösterilmesini amaçlıyor. İkinci aşamada ise programın, hastanelere uygulanıp doktorlara bir asistan gibi yardım etmesini planlıyor.
Güney Florida Üniversitesi tarafından kurulan, akademinin Oscar’ı olarak görülen ABD Ulusal Mucitler Akademisi (NAI) listesine seçilen 168 akademik mucit arasında yer alan üç Türk akademisyenden biri Prof. Dr. Mihri Özkan.
Özkan, geri dönüşümü mümkün malzemelerin, tarımsal atıkların ve yenilenebilir malzemelerin batarya yapı malzemelerine dönüştürülerek hem daha randımanlı hem de daha ucuz bataryaların yapılmasını amaçladığı çalışmalarıyla listeye dahil oldu.
Henüz 3,5 yaşında İTÜ Bilim Okulu’na kabul edilmekle kalmayıp, ilkokul üçüncü sınıftayken NASA Space Center’a kabul edilen en küçük çocuk olan Ada Tomruk, şubat ayında 22 ülkeden 2 bin çocuğun yarıştığı Uluslararası Kimyasal Elementler Sanat ve Tasarım Yarışması’nda Türkiye’ye üçüncülük getirdi. En büyük hobisi yaşıtları gibi oyun oynamak değil, robotik kodlama ve programlamayla uğraşmak olan Ada’nın kendi geliştirdiği bir mobil uygulaması bile var.
Lalin Anık
The University of Virginia Darden School of Business Pazarlama Profesörü
Pazarlama ve iş dünyasında insanın yeri üzerine araştırmalar yapan The University of Virginia Darden School of Business’da görevli Pazarlama Profesörü Lalin Anık, motivasyon ve sosyal etkinin tüketici davranışı üzerindeki çok yönlü etkisi üzerine yürüttüğü çalışmalarıyla, geçtiğimiz yıl Poets&Quants tarafından 40 yaş altındaki en iyi 40 profesör arasında gösterilmekle kalmayıp Yılın MBA Profesörü seçildi.
Darden School’a katılmadan önce Duke Üniversitesi Fuqua İşletme Okulu’nda doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan, o dönemde üniversitenin önde gelen profesörlerinden Dan Ariely ile çalışmalar yürüten Anık, sonrasında Brandeis Üniversitesi’nde psikoloji üzerine lisans ve Harvard Business School’da pazarlama alanında doktora yaptı.
Anık, özellikle tüketicilerin, çalışanların ve kurumların daha sağlıklı, mutlu ve verimli olabilmeleri adına ve iş hayatı ile sosyal hayata yönelik problemlerin psikolojisi ve ekonomisi üzerine yürüttüğü çalışmalarıyla öne çıkıyor. Kendisi aynı zamanda Darden’da 2017 ve 2019 yıllarında Fakülte Çeşitlilik Ödülü’ne de layık görülmüştü.
Çocuk işçi olarak tekstil sektöründe çalışmaya başlayan ve ardından silikozis hastalığına yakalanan Abdulhalim Demir, yalnızca iki yıl içerisinde 100’e kadar markayı, hastalığa sebep olan kot kumlama tekniğinden vazgeçirmeyi başarmış. 2016’da Ashoka tarafından fellow seçilen Demir, geri dönüştürülebilir materyallerden, adil üretimle hayata geçirdiği kot markası Bego Jeans’i kurdu. “Bego Jeans bir hızlı moda markası değil. Bu oluşumun derdi sosyal fayda” diyor Demir.
Globalde yükselme potansiyeli gösteren bir pazarın yerele entegre edilmesine öncülük eden girişimleriyle, şehir içi ulaşımına yeni bir soluk getiren iki girişimci ruh, aynı zamanda iki kardeş Oğuz Alper Öktem ve Sena Öktem.
İkili Martı’yı kurdukları günden bu yana İstanbullulara yeni bir seyahat alışkanlığı kazandırdı. Dikkatli bir büyüme stratejisiyle İzmir, Ankara gibi diğer büyük kentlere de açılmaya başlayan Martı’nın uzun vadeli hedefleri arasında hizmet ağını sınırların dışına taşımak var.
Yapay zekâ destekli, IoT tabanlı, takip edilebilir, kontrol edilebilir ve raporlanabilir bir tarım teknolojisi sunan, Levent Atlas ve Vehbi Yurdakurban’ın kurucuları olduğu ForFarming, Türkiye’de yeni nesil tarım girişimlerinde bulunan şirketler arasında aldığı yatırımlarla öncü rol oynuyor.
Yedi ülke ve 24 farklı lokasyonda çözümler sunan şirket, bir yıldan daha kısa sürede değerini dokuz kat artırarak 2019’u 2,4 milyon TL yatırımla tamamladı.
Hüseyin Kılıç, bugünlerde kurucusu ve yöneticisi olduğu Interesting Engineering ile başarısı ABD’ye uzanmış bir girişimin kahramanı rolünde.
Kılıç önce blogspot, daha sonra da platforma özel olarak oluşturduğu Facebook sayfasıyla Interesting Engineering’i hızla büyüttü. Kılıç’ın, 2011’de kurup 2013’ün ortalarında Brezilya’dan iki freelance editör, Dominik Cumhuriyeti’nden bir video editörüyle genişlettiği Interesting Engineering’in kadrosunda bugün de freelance çalışanlar kritik rol oynuyor. Kılıç’ın benzer konulara ilgi duyan mühendislerin buluşma noktası olarak tanımladığı Interesting Engineering’de aylık 7 milyonun üzerinde sayfa gösterimine, Facebook’ta 10,6 milyon, Instagram’da ise 1,6 milyon kişiye ulaşıyor.
Eylül 2018’de kurulan YANINDAYIZ Derneği, Nur Ger başkanlığında, tamamı erkeklerden oluşan kurucu üyeleriyle, toplumsal cinsiyet eşitliği için sesini yükseltiyor.
KadınErkekEşittirNokta Konferansı’yla ekonomik, sosyal ve siyasi yaşamda cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık oluşturan dernek, Berber Dükkanı Sohbetleri serisiyle de tecrübe ve fikir önerilerini paylaşıyor.
“Kollarım yok ama kimsenin göremediği kanatlarım var.” Bu söz, 2019 Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’ndan Gümüş madalyayla dönen, bir önceki seneyse Avrupa Şampiyonu unvanını kazanan milli sporcumuz Sümeyye Boyacı’ya ait. Hiçbir hobisinden geri kalmayan genç sporcu, elde ettiği başarılarla engellerin aşılmak için olduğunu bir kez daha ispatlayarak kendisi gibi gençlere ilham oluyor.
Spora olduğu kadar sanata yatkınlığıyla da ilgi çeken ve henüz altı yaşındayken Moskova’da ilk kişisel sergisini açan Boyacı, geçtiğimiz yılın Ekim ayında Rusya’da ikinci sergisini açtı. Önyargıları yıkma amacıyla tüm dünyadan farklı meslek gruplarına dahil olan kadınları rol model olarak seçen ve onların oyuncak bebeklerini üreten Barbie de bu seneki tercihini Sümeyye Boyacı’dan yana kullandı.
Robert Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi gibi okullarda eğitim alırken bir ayağını köyünden çekmeyen ve bu süreçte şahit olduğu fırsat eşitsizliği üzerine kafa yoran Mine Ekinci, 2016’da kurduğu KODA (Köy Okulları Değişim Ağı) ile 2017 yılında İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’ne layık görüldü. Ekinci, KODA’daki çalışmalarıyla köy öğretmenlerine ve öğrencilerine fayda sağlarken, bir yandan da bağımsız medya projesi dortyuzbes.com’un kurucu editörü olarak görevini sürdürüyor.