Reklam dünyasının karmaşık yolcuğu

Sadeliğin, asaletin simgesi olarak konuşulduğunu duymuşuzdur fakat bu defa farklı bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Ünlü kreatif direktör ve reklamcı Dave Trott, yaratıcı insanların bariz olanlardan korktuğunu; bu nedenle de karmaşık olanın içerisindeki boğularak, basitin güzelliğini es geçtiklerinden bahsediyor. Trott, akıllı insanların basit olana ulaşabilmek için karmaşık olanı aşmaları gerektiğini bildiklerini söylüyor. Ona göre, insanlar bir şeyi ne kadar karmaşık buluyorlarsa, o şeyin o kadar zekice göründüğünü düşünüyor.

Trott, marka ve yaratıcı ekip arasında herkesin birçok şey ortaya koyduğunu, birçok şey ürettiğini ama ortaya çıkan enformasyon karmaşıklığından kimsenin aslında ne yaptığını bilmediğini, sonuç olarak da tüketicinin hiçbir şey anlayamadığını belirtiyor.

Stratejinin ise aslında tam olarak fedakârlıkla ilgili olduğundan da bahsediyor Trott konuşmasında. Ünlü kreatif direktör, “Eğer ben size iki tane tenis topu atarsam, ikisinden birini tutarsınız ama bir tane atarsam, onu tutarsınız” diyerek konuya açıklık getiriyor.

Medyanın tarihinin başlangıcından bu yana sürekli olarak bir değişim içerisinde olduğunu anlatan Trott, asıl medyanın tüketici olduğunu çünkü tüketicinin hiçbir zaman değişmediğini söylüyor ve değişenin de sadece etrafındaki araçlar olduğuna vurgu yapıyor.

Trott’a göre medya, tarihinin en başından bugüne kadar sürekli olarak bir değişim gösteriyor. Tüketicinin etrafındaki her şey değişiyor fakat tüketici hiçbir zaman değişmiyor. Trott, değişenin sadece tüketicinin etrafındaki mecralar olduğundan ötürü asıl medyanın tüketici olduğunu vurguluyor.

İlginç olan ise, Trott katılımcılara ABD’nin 44’üncü ve 45’inci başkanının kim olduğunu sorduğunda hiç yanıt alamazken, ilk siyahi başkanın kim olduğunu sorduğunda herkes bildiğini gösterir şekilde elini kaldırıyor. Müşterilerle yapılması gerekenin de bu olduğunu belirten Trott, “Onlara aynı şeyi farklı bakış açılarından sunmalısınız” diyor.