MediaCat

2021-2022: Televizyonun dönüşüm dönemi mi?

Corona döneminde evlerde otururken, hem geleneksel hem streaming platformlarında ne bulursak izledik. Ama hayat bu sene sonuna doğru normale dönerken, sokağı özleyen kitleler bu oburluğa kısmen son verecek.

2021-2022: Televizyonun dönüşüm dönemi mi?

70 yeni film, yüzlerce bölüm yeni dizi… İnanması güç olsa da 2021 Netflix lansman takvimine baktığımızda gördüğümüz rakamlar bunlar.

Dünyanın en büyük film üreticisi olmayı hedefleyen ve geleneksel televizyonu tahtından indirmek için yola çıkan bir marka için bile büyük adımlar. Oysa birkaç sene önce Netflix sadece diğer üreticilerin filmlerini dağıtan bir platformdu. Bugün en büyük film prodüksiyon bütçesine sahip.

Pandemi döneminde yıldızlaşan Netflix, agresif büyüme planlarına devam ediyor.

Şüphesiz Disney’in yüksek performanslı bir 2020 ardından yeni hedefler açıklamasının da etkisi var.

En rekabetçi pazar olan Kuzey Amerika’da Warner’ın savaşı HBO Max cephesine yığması ve Harry Potter dizisi gibi mega lansmanları duyurması, Apple+’ın Asimov’un Foundation serisini hazırlaması, Amazon Prime’ın bu yıla hazırladığı Lord of The Rings dizisi de küçümsenmeyecek gelişmeler.

Bütün bunlar dev yatırım gerektiriyor. Peki, bu rakamların karşılığı var mı?

Rakamlar ne söylüyor?

Zaman içinde Silikon Vadisi şirketlerinin zihnimize tohumladığı yanlış bir algı var. Bu şirketler her zaman yüklü yatırım yaparak ve sürekli zarar ederek geleceği satın almaya çalışmıyor. Hatta geleneksel medyanın aksine Netflix oldukça kârlı bir operasyon yönetiyor.

2018’de 15 milyar dolarlık ciro üzerinden içeriğe 10 milyar dolar yatırım yapılmış. 1,2 milyar dolar net kâr var. Net kârlılık yüzde 7,5 seviyesinde.

2019’da 20 milyar dolarlık ciro üzerinden içeriğe 12,4 milyar dolar yatırım yapılmış. 1,86 milyar dolar net kâr var. Net kârlılık yüzde 9,2.

2020’de 25 milyar dolarlık ciro üzerinden içeriğe 15,2 milyar dolar yatırım yapılmış. 2,7 milyar dolar net kâr var. Net kârlılık %11,04.

Netflix, cirosunun yaklaşık yüzde 60’ını içeriğe yatırıyor ve her geçen yıl net kâr oranı artıyor. Hisse başına gelir de son iki senede 2,7 dolardan 6,21 dolara gelmiş.

200 milyon abone çizgisini geçen platform, 2021’de muhtemelen 30 milyar dolar ciro çizgisini geçecek. İçeriğe en az 18 milyar dolar yatırım yapması da şaşırtıcı değil.

Bu sene yapacağı “ek içerik yatırımı” yaklaşık 15 bin bölüm Türk dizisi demek.

Zaten pahalı ABD yapımları yerine Avrupa kaynaklı daha uygun maliyetli hit yapımları daha çok göreceğiz. Fransız Lupin geçtiğimiz haftalarda ABD de dahil tüm dünyada büyük bir kitleyi ekrana taşıdı. Bizim yapımlarımızın da küresel etkisi olduğu biliniyor. Her geçen gün dizi ve film kataloğumuz büyümeye devam ediyor. Devam da edecek.

Geleneksele gelen mesajlar

Sadece dizileri düşünmeyin. Film endüstrisini de derinden sarsmaya başlıyor. Çünkü abone bazlı sistem daha güvenli.

Düşünün; bir film çekiyorsunuz, on milyonlarca dolar -hatta bazen 200-300 milyon dolar yatırım yapıyorsunuz. Sonra da filmin gişede tutması için dua ediyorsunuz. Lansmanı sıkı bir pazarlama planıyla destekleseniz bile hissedilir bir risk taşıyorsunuz. Kötü senaryoda sinema salonları dolmazsa, DVD veya televizyon yayın gelirlerinden zararınızı kısmen de olsa kapatmayı umuyorsunuz.

İçerik okyanusunda yüzen kitlelerin sağı solu belli olmuyor. Kötü senaryo da kapıyı sıklıkla çalıyor.

Abone bazlı ve çok kârlı Netflix ve benzeri dünyaların yanında eski sistemin yeni dünyada ayakta kalması pek mümkün gözükmüyor.

Yaklaşık iki ay önce Disney, platform içerik yatırımlarını ikiye katlayacağını açıkladı. Muhtemelen gişe için yapmayı planladığı birçok filmi buraya kaydırarak hızlı büyümesini desteklemek isteyecek.

Mulan ve Pixar’ın Soul’unu Disney Plus’ta lanse eden şirket, Black Widow’u da bahar sonunda platformda lanse ederse hiç şaşırtıcı olmayacak. Şu anda Mayıs 2021’de sinema salonlarında gösterime gireceği planlanıyor. Ama o tarihte ABD ve Batı Avrupa’da gençlerde ve genç yetişkinlerde beklenen aşılanma seviyesine ulaşmak zor gözüküyor.

Sinema endüstrisinin ayağa kalkmasını beklediğimiz sonbahara kadar daha 10 ay var. Bu süre zarfında çok şey değişebilir.

Yaşananların geleneksel televizyon kanallarını nasıl etkileyeceği de uzun zamandır detaylıca konuştuğumuz bir konu. Ama bu sene gelmesi muhtemel Star (Disney Plus) lansmanı ve BluTV’nin Discovery+ ile yaptığı işbirliği, geçişi daha da hızlandıracak gibi gözüküyor.

İlginç bir 2021 bizi bekliyor.

Corona döneminde evlerde otururken ne bulursak izledik. Hem geleneksel hem streaming platformlarında. Ama hayat bu sene sonuna doğru normale dönerken, sokağı özleyen kitleler bu oburluğa kısmen son verecek.

Geriye ne kalacak?

2022 başında cevabını merakla beklediğimiz soru bu.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.