MediaCat

1993’ten herkese “mırrhaba”

MediaCat’in 30. yılında hep beraber zaman yolculuğuna çıkıyoruz. İlk durağımız MediaCat isminin çıkış hikâyesi. MediaCat’in ismine ilham olan, “güzel sanatlara âşık bir sokak kedisi”ni anlatan masala gelin kulak verelim.

1993’ten herkese “mırrhaba”

Mırrhaba…

“Mektubuma başlamadan önce” diye başlayan mektuplarda birçok şey başlamıştır aslında. Bu mektupta da sana nelerin nasıl başladığını anlatacağım. Ve eminim ki ilk karşılaşmamızda, pek de hoş olmayan bir tavırla, dergi için “MediaCat ismini çok mu aradınız?” diyeceksin. Evet, bunun öyküsünden de söz edeceğim.

Birçok yazar, mektupla duyguların daha iyi ifade edildiğini söyler. Bence de doğru. Ve biliyorum sen de aynı şekilde düşünüyorsun. Belki ikinci itirazın da “Bu mektubun bu dergide işi ne?” olacaktır. Ne fark eder, mektup sonuçta sana ulaştı ya. Postacı kapını iki defa çalıp bu mektubu getirse de ben aynı şeyleri anlatacaktım.

Her şey derginin çıkmasına karar verdikten sonra başladı. Hepimiz bu dergiyle söyleyecek sözümüz olduğundan emindik. Neyi, nasıl ve kime söyleyeceğimiz konusunu günler süren toplantılar sonrasında netleştirmiştik ki Bülent “Buldum!” diyerek odaya daldı.

Şaşkın bakışlarımıza aldırmadan “Medya Ket” olsun dedi. İçtenlikle itiraf etmeliyim ki demeseydi belki de son güne kadar hiçbirimizin aklına bu derginin bir de adı olması gerektiği gelmeyecekti. Oysa yeryüzünde herkesin, her şeyin bir adı vardı. Bizim dergimizin de bir adı olmalıydı.

Bülent’e göre her şey o eski masalda gizliydi. Baykuşun güzel sanatlara mal olmuş gözleri ve kedinin mücadele hırsı sokulganlığı… Kediyle baykuş arasında hiç bitmeyen bir sevda ve reklamla güzel sanatlar arasındaki bağ…

Reklam her zaman güzel sanatlara âşık bir sokak kedisi olmuştur. Güzel sanatlardan yararlanmasını bilen, güzel sanatları da kendisine âşık edebilen, bu sevdanın sürekli yaşamasını sağlayabilen bir sokak kedisi… Kediye sevdalandığı gün baykuş “Denizciyim ben, benimle evlenirsen denizaşırı ülkeme gittiğimizde istemediğin kadar çok faren olacak” der ve evlenirler. Yıldızlı okyanus gecelerinde dalgaları aşar ve baykuşun ülkesine ulaşırlar. Kedi mutluluktan uçar fare mahzenini görünce. Ama sonra anlar ki onun mutluluğu fareye sahip olmak değil, fareye sahip olma biçimi, fareyi yakalamak için verdiği mücadeledir. Ve baykuşla hiç bitmeyecek olan sevdalarına rağmen baykuşu terk eder. Reklam, güzel sanatları hiç terk etmedi. Çünkü reklam her zaman ne istediğinin bilincinde oldu ve güzel sanatlarla evlenme, onunla kendisini sınırlama hatasına düşmedi. Ama ona her zaman sevdalı ve sonsuza kadar da sevdalı kalacak…

Hepimiz “MediaCat” ismini çok tuttuk.

Şimdilik hoşça kal…

MediaCat, 1993

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.