1000 Çiftçi 1000 Bereket onarıcı tarımı yaygınlaştırıyor

Cargill’in beşinci yılına giren 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı’nın kapsadığı toplam il sayısı 16 oldu.

1000 Çiftçi 1000 Bereket onarıcı tarımı yaygınlaştırıyor

Cargill’in çiftçilerin verimini ve refahını artırmak, tarlada sosyal ve dijital dönüşümü desteklemek amacıyla başlattığı 1000 Çiftçi 1000 Bereket, beşinci yılında programa Amasya ve Tokat’ı dahil ederek kapsadığı toplam il sayısını 16’ya çıkardı. 5 binin üzerinde mısır, ayçiçeği ve kanola üreticisi çiftçi ile yoluna devam eden program, toplamda 400 bin dekarlık bir alanı kapsıyor.

Programa katılan çiftçilere, tarlalarına özel ücretsiz eğitim, dijital tarım araçlarına erişim ve danışmanlık hizmetleri sunuluyor. Programın sosyal yatırım getirisi 2022 yılı itibarıyla her 1 TL’ye karşılık 3,23 TL oldu. Ulusal ve uluslararası 40’a yakın ödüle layık görülen 1000 Çiftçi 1000 Bereket, Türkiye’deki tarım ve gıda alanında sosyal etki araştırması ve ölçümlemesi yapılan ilk kurumsal sosyal sorumluluk programı. Program bu yıl çiftçileri onarıcı tarıma daha fazla odaklanmaya teşvik ediyor. Çiftçiler, tarlalarında hastalık riskini azaltmaya ve toprak kirliliğini önlemeye yardımcı olan, su kaynaklarını koruyan özel sulama, gübreleme ve ilaçlama uygulamalarını takip edebiliyor. Tarladaki karbon ayak izi, uluslararası platform Cool Farm Tool kullanılarak hesaplanıyor. Ayrıca, çiftçiler tehdit edici zararlıları Pest Trap (Dijital Böcek Tuzağı) ile tarlaya gitmeden tanıyabiliyor ve ilaçlama kararları verebiliyor.

“Çiftçinin hem verimi hem kârlılığı artıyor”

Cargill Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu

Cargill Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, 1000 Çiftçi 1000 Bereket’in gıda sisteminin hızla artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde karşılamaya devam etmesi için çok güzel bir örnek olduğunu vurguladı. Tarakçıoğlu, “Programa katılan çiftçiler için onarıcı tarım uygulamalarını artırmak ve çevresel etkiyi azaltmak için somut adımlar attık ve bu, SROI ile hesaplanan sosyal etkimizin her yıl artmasına olanak tanıyor. Dünya nüfusunu sürdürülebilir bir şekilde beslemek için atılması gereken doğru adımların ötesinde, bu uygulamalar çiftçiler için maliyetleri azaltıyor ve yüzde 20’ye yakın verimlilik sağlayarak kârlılığı artırıyor” dedi.

“Program sayesinde bilinçlendik”

1000 Çiftçi 1000 Bereket’in lider çiftçilerinden biri Ceylan Karaoğlan… İzmir’in Tire ilçesine bağlı Peşrefli’de çiftçilik yapan Karaoğlan, “Tarımsal sensör istasyonu sayesinde sulama yapacağımız zamana rahatlıkla karar veriyoruz. Bu cihaz sayesinde verim artışım yüzde 100 oldu. Gereksiz sulama yapmadığımız için su tasarrufu da sağlıyoruz. Bu programa katılmamış olsaydım, bugün yetiştirdiğim kaliteli mısırları yetiştiremezdim” dedi.

Balıkesir Bandırma’ya bağlı Yenisığırcı’da üretim yapan Özden Gümüş de Karaoğlan gibi 1000 Çiftçi 1000 Bereket’ten önce ilaçlama, gübreleme, bitki bakım uygulamaları konusunda eksikleri olduğunu söyledi. Gümüş, “Toprak analizleri sonucunda yaptığımız gübrelemelerle yüzde 25-45 verim artışı sağladık. Programa dahil olmadığımız yıllarda topraktaki bitki besin maddesi miktarını ve toprak yapısını bilmiyorduk. Programdaki mühendisler ve verilen eğitimlerle tüm konularda yetkin hale geldik” diye konuştu.

“Teknoloji tarımda fark yaratıyor”

20 yaşındaki İlayda Altıntaş Eskişehir Çifteler’e bağlı Dikmen köyünde çiftçilik yapıyor. Programa bir yıl önce dahil olan Altıntaş, “2022 mısır ekimi yaptığım ilk sene olduğu için sulamamız yeterli diye düşünüyordum. Tarımsal sensör istasyonu uygulamasından kontrol edince suyun yeterli olmadığını gördüm ve ek sulama yaparak bitki gelişimine katkı sağladım. Toprak analizi ile gübreleme önerileri aldım. Teknolojiyi kullanarak tarım yapınca mazotta, gübrede, ilaçta maliyetiniz düşüyor, bu da fark yaratıyor” dedi.

İlker Sigo ise Balıkesir Bandırma’da babasından devraldığı çiftçiliği devam ettiriyor. “Çiftçilik tarımın geleceği” diyen Sigo, 1000 Çiftçi 1000 Bereket’in sürdürülebilir tarımı daha rahat hale getirdiğini söyledi. Sigo, “Uydudan tarla sağlığı takibi uygulaması ile şu an tarladaki hava şartını oturduğum yerden tahmin edebiliyorum. Gübreyi daha doğru kullanıyorum, suyu israf etmiyorum. Sıfır atık konusundaki çevre eğitimlerinin faydasını gördüm. Arazilerimde sulama yapılmamasına rağmen her yıl yüzde 10 verim artışı sağladım” dedi.