Knitss’in kurucusu Duygu Boz, aile mirası olan trikoyu modern tasarım, sürdürülebilir üretim ve global moda kültürüyle buluşturarak markayı Paris’ten New York’a uzanan güçlü bir hikâyeye dönüştürdü.
Moda dünyasında kökleri aile mirasına, vizyonu ise global sahneye uzanan Knitss, kurulmasından kısa bir süre sonra Paris, Londra, New York ve İstanbul arasında varlık gösteren çağdaş bir marka haline geldi. Markanın kurucusu Duygu Boz; sinemayla başlayan yaratıcı yolculuğunu triko uzmanlığı, sürdürülebilir üretim felsefesi ve modern kadın yaşamını merkeze alan tasarımlarla bir araya getirerek Knitss’e güçlü bir kimlik kazandırdı.
Mix & match yaklaşımıyla esnek, şık ve uzun ömürlü kombinler sunan marka, bugün sadece bir triko üreticisi değil; global moda ritmini okuyan, kadınların gardıroplarında güvenle yer edinen bir yaşam estetiği sunuyor. Knitss’in yükselişinin ardındaki gerçek motivasyonu, stratejiyi ve tasarım dilini Duygu Boz ile konuştuk.
Knitss’i kurduğunuz dönemde sizi triko odağıyla bir marka yaratmaya motive eden neydi? Moda alanına sinema-TV eğitiminden geçiş yapan biri olarak, ilk çıkış anınızı nasıl hatırlıyorsunuz?
Triko, ailemiz için sadece bir üretim alanı değil; nesilden nesle aktarılan güçlü bir miras ve kültür. Bizim için anlamı oldukça büyük. En iyi bildiğimiz bu alanda, tasarım vizyonumuz ve kalite anlayışımızla özgün bir marka yaratma fikri, yaklaşık 10 yıl önce yeni bir yolculuğun başlangıcı oldu ve Knitss markamızın temelleri atıldı. Marka 2015 yılında Paris’te doğdu.
Her ne kadar akademik olarak sinema eğitimi alsam da moda ve tekstil dünyasında yer alacağımı hep biliyordum. Çünkü aile işimizle birlikte bu dünyanın içinde büyüdüm ve bir marka yaratma fikri çocukluk hayallerime dayanıyordu. Bugün sinema tutkumla moda tutkumu birbirini besleyen iki alan olarak görüyorum. Sinema nasıl duygu ve hikâye aktarmanın bir sanatıysa, ben de aynı anlatım gücünü Knitss koleksiyonları üzerinden moda severlere taşıyabilmekten büyük mutluluk duyuyorum.

Duygu Boz
Knitss koleksiyonlarında çok fazla takım var fakat her parça bir diğeriyle kolay kombinlenebiliyor. Bu özgürlük, kadınların gardırop alışkanlıklarında nasıl bir dönüşüm yaratıyor?
Knitss tasarım felsefesinin merkezinde mix & match mantığı bulunuyor. Koleksiyonlardaki her parça, bir diğeriyle kusursuz şekilde eşleşecek biçimde tasarlanıyor. Günümüz kadını çok hızlı bir yaşam tarzına sahip. Gardırobunda ona zaman kazandıran, şık ama zahmetsiz, güçlü ama esnek parçalar istiyor. Bizim amacımız işten seyahate, gündelik yaşamdan özel anlara kadar; durumu değiştirmeden, sadece yorumlayarak stilini sürdürebilmesini sağlamak. Zamansız, kaliteli, uzun ömürlü kombinler bu nedenle Knitss DNA’sının güçlü bir parçası.
Knitss’i tüketicilerle buluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Sizin marka kimliğinizi en iyi özetleyen kelimeler hangileri?
Elbette kampanyalarımızı moda takvimine uygun olarak kurguluyoruz; ancak her şeyin başlangıç noktası ürün kalitesi. Tüm içeriklerimiz İtalya’dan, sertifikalı üreticilerden temin ediliyor. Tüketici bu kaliteyi hissettiğinde markayla bağ kuruyor. Knitss müşterisinin yüksek sadakati de bunun göstergesi. Marka kimliğimizi en iyi özetleyen kelimeler modern, şık, dinamik, özgün, duyulara hitap eden bir marka olması.
Sürdürülebilirlik Knitss’in omurgasında. Siz bunu daha çok malzeme seçiminde mi, üretim süreçlerinde mi, yoksa tasarım yaklaşımında mı tanımlıyorsunuz?
Sürdürülebilirlik bizim için sadece bir üretim standardı değil; bütünsel bir marka yaklaşımı. Enerji verimliliğine odaklanan bir üretim sistemimiz var. Paketlemeden ürün yaşam döngüsü yaklaşımına kadar her aşamada çevresel etkiyi azaltmayı hedefliyoruz. Bugün “sürdürülebilir moda”; yalnızca kullanılan hammaddeyi değil, uzun ömürlü ürün tasarımını, doğru üretim felsefesini, bilinçli tüketim çağrısını ve gerçek bir marka sorumluluğunu ifade ediyor. Biz Knitss olarak tüm bu unsurların toplamını sahipleniyoruz. Ayrıca bu yaklaşımımızı yalnızca üretim süreçlerinde değil, ürünlerimize yerleştirdiğimiz hang tag’lerde de şeffaf bir şekilde müşterilerimize aktarıyoruz. Böylece sürdürülebilirlik kararlarımızı, ürünün tüketiciyle buluştuğu noktada da görünür kılıyor; değerlerimizi sadece söylemde değil, deneyimde de hissettirmeyi amaçlıyoruz.
Sürdürülebilir moda artık sadece “eko malzeme” demek değil. Knitss burada nasıl bir gelecek stratejisi kuruyor?
Biz, modada “az ve öz” yaklaşımını savunan bir markayız. Kullan-at kültüründen uzak, uzun yıllar değerini koruyan, stil ömrü olan parçalar üretmeye öncelik veriyoruz. Gelecek hedeflerimiz arasında tüm koleksiyonlarımızı tamamıyla sürdürülebilir materyallerle üretmek ve tüketiciye gerçek, ölçümlenebilir bir fayda sunmak bulunuyor. Knitss dünya görüşü, doğayı koruyan, modayı yavaşlatan ama kaliteyi yükselten bir yaklaşımı temsil ediyor.
Paris, Londra, New York ve İstanbul gibi dört farklı moda merkezinde konumlanan bir marka olarak; küresel moda sahnesinin dinamiklerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu dört şehir, tasarım yaklaşımınızı nasıl şekillendiriyor?
Bu dört şehir, global moda dünyasının nabzını tutan merkezler. Her biri farklı estetik kodlara, farklı yaşam ritimlerine ve farklı kadın profillerine sahip. Biz Knitss olarak tüm bu perspektiflerden besleniyoruz. Tasarım ekibimiz trendleri takip ederken, koleksiyonları evrensel bir moda diliyle kurguluyor. Çünkü hedefimiz; dünyanın neresinde olursa olsun, kaliteyi bilen, modayı hisseden, güçlü ve özgün duruşa sahip kadınlara hitap etmek.
Triko gibi nispeten niş bir alanda kitlenizi büyüten en güçlü içgörü ne oldu?
Temiz içerikli triko; nefes alan, uzun ömürlü ve güçlü bir kategori. Dünya modasının yükselen platformlarından biri haline geldi. Biz bu kategoriye erken ve vizyoner bir adımla girdik; amacımız sadece triko üretmek değil, bu alanda referans marka olmak. Kitlemizin büyüme motivasyonu tam da burada: Kadınlar Knitss markasını bir ürün değil, bir kalite standardı olarak konumlandırıyor.
Son yıllarda markaların koleksiyonlarını şekillendirirken veriyi çok daha fazla kullandığını görüyoruz. Knitss, veri ve tasarım arasında nasıl bir denge kuruyor?
Tasarımın sezgisel bir gücü var; ancak moda artık yalnızca sezgiyle yönetilen bir alan değil. Biz veri analizini koleksiyonun matematiksel omurgası olarak görüyoruz. Müşterinin neye yöneldiğini, ne beklediğini, hangi siluetlerde kendini iyi hissettiğini ölçümlüyor; bu bulguları tasarım masasına aktarıyoruz. Bununla birlikte yalnızca veriye değil, ilhama da güveniyoruz. Knitss koleksiyonları; dünya trendleri, sanat, modern yaşam ritmi, şehir kültürü ve özellikle kadının çok katmanlı ruhundan besleniyor. “She is the Muse” koleksiyonu bunun güçlü bir örneği. İlhamını kadının duruşu, hikâyesi, gücü ve zamansız zarafetinden alıyor. Sonuçta verinin yönlendirdiği gerçek ihtiyaçlar ile sanatsal ilhamı birleştirerek özgün Knitss yorumunu ortaya koyuyoruz.
Eşiniz de moda ve tekstil sektöründe, o da bir marka yönetiyor. Aynı sektörde çalışan bir aile olmak nasıl bir duygu? Birbirinizden besleniyor musunuz?
Eşimle aynı sektörde olmak; birbirimizi anlamak, tamamlamak ve aynı dili konuşabilmek açısından bizim için büyük bir avantaj. Moda, tekstil ve perakende sürekli değişen, hiç durmayan, yüksek tempolu alanlar. Bu nedenle işin tüm süreçlerinde sürekli akışta olmak, gelişmeleri takip etmek ve bu dinamizmden beslenmek gerekiyor. En çok birlikte iş ve aile seyahatlerinden ilham alıyoruz. Yeni şehirler, yeni rotalar, farklı kültürler hem mesleki hem kişisel anlamda ufkumuzu genişletiyor. Aynı sektörü bilmek ve deneyimlemek; fırsatları birlikte değerlendirmek, kriz dönemlerinde ortak stratejiler geliştirmek ve işin akışını yönetmek konusunda bize güçlü bir ortak zemin sağlıyor. Bu sayede hem hayatta hem işte süren karşılıklı güven ve destek duygusu, bizim için en değerli birlikteliklerden biri.
Here you'll find all collections you've created before.