MediaCat

Tek geçer akçe popüler olmak

Bildiğimiz şekliyle meşhurluk bize kişinin mesleğindeki kabiliyeti sayesinde edindiği bilinirliği anlatır. Fenomenleşme çağındaysa konuştuğumuz, kendinden başka bir şeyi adreslemeyen, kendinde kendi için salt bir şöhrettir.

Biz Bostancılıyız. Annem kendimi bildim bileli Caddebostan Plajı’ndan denize girer. Balıkları oltanın ucundaki yemi yerken görerek tuttuğumuz zamanların üzerinden çok geçti. Midye adasından, birinci çakarı geçerken vapurdan denize atlamaktan müsilaj istilasına birkaç on sene içinde geldik. Annem hâlâ aynı plaja gitmeye devam ediyordu. Bir gün dayanamadım dedim ki, anne girme artık mikrop kapacaksın. Yüzüme cahilliğimi vuracak kuvvette bir istihzayla bakarak, yahu dedi, “Tülin Şahin bile giriyor…”.

O gün düşündüm, bir manken nasıl olmuş da kolibasilinin olası zararları üzerine bir tartışmanın referansı olabilmişti. Sonra aklıma Nişantaşı’nda ortalama bir doktorun bir aktristle yaşadığı yasak aşk magazine düştükten sonra dolup taşmaya başlayan muayenehanesi geldi. Türkiye’de insanların şöhret, liyakat ve meşruiyet üçgenini çizerlerken hipotenüsü her zaman şöhret kabul etmek eğilimlerini hafife almamalı dedim. Dün de öyleydi ama bugün daha fazla, bu ülkede tek geçer akçe popülaritedir. Bunu tekrar etmekte fayda görüyorum. Şöhret sahip olana namütenahi bir salahiyet bahşeder. Nereden geldiğini sormadığımız yahut biliyorsak zamanla unuttuğumuz önde ve görünür olabilme kabiliyeti pek çok insanın tek ve başkasına ihtiyaç hissetmediği meziyetine böyle dönüşmüştür. İnsanlar varoluş amaçlarını bu “mertebeyi” elde etmek üzerine inşa etmekteler ve bu giderek bize normal gelmektedir.

Var olma amacı yani felsefece söylersek “erek” kavramı üzerine tam da burada düşünmemiz yerindedir. Sözgelimi buğday tohumu, içinde buğday olma amacı taşır. Sırtımı yasladığım çam ağacı çam filizinin nihayetidir. Aristoteles’ten öğrendik ki doğadaki tüm varlıklar kendi amaçlarını içlerinde taşır, ona göre şekillenirler. Tabiatın ahengi bu sayededir. O halde bir yerde huzur bozulduğunda nesnelerin gayelerinin tahrif olup olmadığına bakmak gerekir. Bugün sürgit fark edilmeye çalışarak çırpınan insandan söz ederken amacını yitirmiş, sadece görünür olmaya çalışan bir varoluştan söz ediyorum. Halbuki her nesne tabiatta yer kapladığına ve bir şekilde görünebildiğine göre, görünür olmak bir canlının amacı olamaz. Görünmek varoluşumuzun en temel özelliğidir. Gaye bundan başka bir şey olmalıdır. O halde sırf görünür olmak üzerinden kendini gerçekleştiren bu mutant tipolojiyi bir anomali olarak değerlendirmemiz gerekir.

Kör şöhret çağı

O halde nesnenin amacından ayrışmasıyla karşı karşıyayız. O vakit Aristoteles’e duyurmadan bu işi çözmemiz gerekir. Aslında bizim bildiğimiz şekliyle meşhurluk bir sıfat tamlamasının öncülüdür. Şöhretli aktör, meşhur doktor ya da ünlü köfteci fark etmez. Bize kişinin mesleğindeki kabiliyeti sayesinde edindiği bilinirliği anlatır. Oysa fenomenleşme çağında yani “fenomen olan”, Kant’ın yaklaşımıyla ışığın altında görebilir olduğumuz ise sadece görünmek sıfatın tamlanması için yeterlidir. Yani konuştuğumuz kendinden başka bir şeyi adreslemeyen, kendinde kendi için salt bir şöhrettir. Artık insanlar “meşhur bir şey” olmakla değil, sadece meşhur olmakla ilgilidirler. Bilinir olma özelliğinden başka bir şey taşımazlar. Şöhretin kristalize olarak tekil bir durum haline gelmesinden, aslında bir sürecin sonucu olan durumun sürecinden özgürleşmesinden bahsediyoruz. Hatice’den sıyrılan neticenin özgürlüğünü ilan edişindeyiz. Demek ki bir amaca matuf olmayan şöhret dönemine gelmiş bulunuyoruz. Kör Şöhret çağı mı, şimdi oradayız zannediyorum.

Demek ki artık geçer akçe nereden peyda olduğundan ırgalanmadığımız bir görünürlüktür. Öyleyse meşhur adayının ünlü biriyle yatarak mı yoksa pazaryerindeki insanları kamyonla biçerek mi görünür olacağı kendi tercihine kalmıştır. Kapıcıyı da kesebilir, ünlü futbolcuyla yaptığınız yazışmayı magazine de sızdırabilirsiniz. Ahlak da günah da sizin derdiniz değildir. Aslolan görünmektir. Kör şöhretin bir ses benzerliğiyle aklımıza kör şiddeti getirmesi boşuna değildir.

İnatçı hakikat bize buradan göz kırpmaktadır. Zira peşine düştüğümüz devrin illetine dair tezimizin sağlamasını kör şiddette de yapabiliriz. Terör eylemlerinin nedeninin giderek izah ihtiyacından kurtuluşunu düşünelim. Dünyada patlayan bombaları, taranan diskotekleri, ölen sıradan insanları hatırlayalım. Kimin ne için yaptığı belli olmayan neticeler yığınıyla karşılaşırız. Kör şöhret için bireyin izlediği yolu burada birtakım gruplar, cemaatler izlemektedir. Eskiden böyle olmadığını hatırlıyoruz. Şiddete başvuran örgütler, örneğin IRA ne ister, ETA neden bomba koyar neyin peşindeler açıkça bilirdik. Birtakım örgütler belirli bir amacın aracı olarak terör eylemleri yaparlardı. Kabul edilmez bulur ama anlardık. Bugün görünür olmanın asıl amaç olmasıyla mazeretler ortadan kalktı, mantık zinciri koptu, elimizde salt çirkin neticeler kaldı.

Bir sonrasının bilinmezliği

Artık şiddet şiddet içindir, şöhret şöhret içindir ve hepsi sadece görünür olmak içindir. Elimizde bununla ne yapacağımızı bilmediğimiz sonuçlar var artık. Denklemi olmayan bilinmezin çözümü de imkânsızdır. Bu tiplere bakıp akıl erdiremeyişimiz bundandır. Tuhaf olguların peşinde kavramlarımız tıknefes kaldılar. Bu çaresizlikle “Ah Aristo, sen kalk da ben yatam’’ diye bağırmak istiyor insan. Gaye varlığı terk etmiş, ahenk bozulmuş, ortalık dağılmıştır.

Şimdi bu insanların gözbebeklerine baktığımızda mahiyetlerinden boşandıklarını, Tanpınarca söylersek arkalarından tanrılarının çekildiğini görürüz. Frenleri patlamış, aksları kırılmıştır. O halde bir sonrasının bilinmezliği ayrı bir boyut katacak ki onlara o mahur beste çalacak, Müjgan bugün ne giysem diye ağlayacaktır. Bizeyse Allah sonumuzu hayreylesin demekten başka kaçacak yer kalmamıştır.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.